Seyahat Etmenin Asıl Nedeni: Dünyadan Denemeniz Gereken 15 Yemek ve Mutfak

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

Seyahat etmenin bana göre en güzel yanı gidilen yerin yeme & içme kültürünü deneyimlemek. Seyahatlerde öncesinden plan ve rezervasyon yaptığım ilk şey deneyimlemek istediğim restoranlar oluyor genelde. Müze biletleri veya diğer turistik aktiviteler ikinci sırada geliyor. Bir ülkeye gitme kararı verirken mutfağı, kendi mutfağı yoksa bile dünya mutfaklarından harika mekanlar olması kesinlikle kararımı etkiliyor. Zaten seyahatlerde gün içinde en mutlu olduğun anlar bir şeyler yiyip içtiğim zamanlar.

Bu yeme – içme aşkımla hemen hemen her şeyi kabul eden ve “deneysel” şeyler yemekten çekinmeyen midemin birleşmesi benim için büyük şans. Böylece uzun süredir, dünyanın türlü yerlerindeki seyahatlerimde türlü türlü yemek denemiş oldum. Bir de covid19’la beraber evlere kapandığımız 2020’de; yerinde yediğim ama kendim evde yapamam sandığım pek çok yemeği evde hazırlamaya başladım. Tabii ki de orijinalleri gibi olmadı ama hem özlemimi giderdi hem de insan isterse pek çok yemeği yapabileceğini gördüm.

Seyahat edemeyip seyahate dair her şeyi çok özlediğim bugünlerde en çok özlediğim şey farklı ülkelerden lezzetler. Eski seyahat fotoğraflarım arasında gezinirken özellikle yeme – içme fotolarıma uzun uzun baktığımı farkettim. O yüzden yakın dostlarımmış gibi özlediğim bu yemekleri anmak için Seyahat Etmenin Asıl Nedeni: Dünyadan Denemeniz Gereken 15 Yemek listemi yazmaya karar verdim.

ps: listemi hazırlarken sadece gittiğim ülkeleri baz aldım – gitmediğim ama yemeklerine bayıldığım ülkeleri şimdilik yazmadım.

pps: eminim çok sevmeme karşın unutup atladığım pek çok ülke ve yemek vardır. 🙂 şimdiden kusuruma bakılmasın. yazı sonsuza uzamasın diye 15 madde ile de sınırlandırdım.

ppps: umarım yaşadığınız yerde online yemek söyleyebileceğiniz ve bu lezzetlerden bazılarını içeren hizmetler vardır. ve umarım okurken bi’ fena olmazsınız. 😀

1)Amerika’dan Hamburger & Hotdog vb Fastfoodlar

Batı Yakası’ndaki In and Out Burger

Genel olarak Amerikan kültürü günümüzde dünyada çok bilinir ve baskın olsa da kendisine karşı duygularımız karışık. Sevdiğimiz kısımları olduğu gibi hiç sevmediğimiz kısımları da var. Zaten an itibari ile ülkede neler oluyor, nereye gidiyor hiç belli değil. Aynı genel gidişatı ve kültürü gibi yemekleri de çok tartışmalı bu ülkenin. Devasa porsiyonları, bol yağlı – karbonhidratlı ve etli yemekleri, her şeye türlü şekerler eklemeleri vb uzun vadede sağlıklı bir beslenme şekli değil tabii ki.

Ama seyahat ederken ve kısıtlı miktar ve zamanda deneyimleyecekken gerçekten de en sevdiğim mutfaklardan biri. Amerikan mutfağına dair en sevdiğim şey 7/24 açık “diner”lar. Kahvaltı, kahve, ana yemekler.. ne isterseniz olan. Diner’lar kadar sevdiğim, sıcak ve samimi bulduğum bir ortam daha yok dünyada. Bir kere kimse size nereye oturcağınızı dikte etmiyor. Geçip neresi boşsa oturuyorsunuz. Tek kişiyseniz yallah bar tezgahına. Yemekler oldukça gösterişsiz, sade ama lezzetli. Bacon ve yumurta, hashbrown patates, french toast, waffle, krep, hamburger, biftek, tostlar.. Hepsi 7 yaşında bir çocuğun rahatlıkla anlayıp seçim yapabileceği kadar basitler. Yaşasın!Bir defa filtre kahve söyleyince sürekli ücretsiz olarak yeniden dolduruyorlar. Tezgaha oturunca mutfak gözüküyor. Günün her saatinde mutlaka birileri var günün saatlerine göre kitle değişiyor..

Neyse efendim Amerikan mutfağı konusunda geri dönüyorum: donut, kat kat kabafık pancake’ler (maple ve bacon ile), hamburger, hotdog vb vb türlü harika yemekten oluşan “fastfood” diyebileceğimiz her şeyi yerinde, ortamında ve devasa porsiyonlarla denemek ha-ri-ka. <3

Amerikan mutfağından tek bir yemek seçecek olsaydım: hamburger derdim.

Bu konuda biraz daha detaylı yazılarımı incelemek isteyenleri şu iki yazıya beklerim:

i)Kalori Saymak Yok: San Francisco Yeme İçme İşleri

ii)New York’ta Mükemmel Hamburger Peşinde

2)Japonya’dan Taze ve Tercihen Çiğ Balık & Sushi & Ramen & Diğer Her Şey

Bir ülkenin mutfağı nasıl hem lezzetli, hem zengin, hem sağlıklı olur ve o ülke kendisini çevreleyen okyanustan çıkan her şeyi (ama her şeyi!) nasıl mükemmel kullanır? Olunca oluyor işte! Japonya mutfağı benim kişisel olarak en en en çok sevdiğim mutfaklardan biri. İlginçtir ki porsiyonları abartmazsanız lezzetli olduğu kadar çok da sağlıklı!

Balık, yosun, kabuklular, okyanus tuzu vb her türlü deniz ürünü taze taze kullanılıyor. Pirinç var, genelde pirinçten yapılan noodle’lar var. Harika soslar var (teriyaki!!!). Ve harika baharatlar. Kırmızı et deseniz en iyisi var. (hello #Kobe bifteği). Dengeli şekilde sebze tüketiyorlar. Bizim ülkeye kıyasla meyve biraz az çeşitli ve pahalı.

Yemeklerin harikalığı bir yana çok minnoş bir yeme – içme kültürleri de var. Ayakkabıları çıkarıp yere oturarak koca masa etrafında toplandıkları restoranlar, iç çıkışı ayaküstü bir bir şeyler içmek için gittikleri izakaya’lar, herkesin kendi masasında ızgara yaptığı restoranlar, sushi bar’ları say say bitmez tatlış mekanları var. Bir de tüm restoranların menüdeki yemeklerin replikalarını yapıp vitrinde sergilemesi var ki dünyanın en minnoş şeyi olabilir! Yemeklerin lezzeti ve çeşitliliği kadar yemek yenen yerlerin ortamı ile harika bir mutfak Japon mutfağı.

Japonya ve efsanevi mutfağına daha detaylıca düşmek isteyenleri şu yazıma beklerim: Japonya’da Mutlaka Denemeniz Gereken Yemekler

Japon mutfağından tek bir yemek seçecek olsam deniz ürünlü miso ramen derdim.

3)İtalya’dan Her Şey – Her Şey!

yukarıdan aşağıya İtalyan bayrağı renkleri
yeşil (fesleğen) beyaz (zeytinyağı) kırmızı (domates)

Sizlere İtalyan mutfağının ne kadar harika, çeşitli ve lezzetli olduğunu anlatmama gerek yok bence. Hepimiz evrensel olarak biliyoruz ve kabul ediyoruz. Makarna, pizza, deniz ürünleri, kırmızı etler, risotto, harika tatlılar ve ekmekler, peynirler, zeytinyağı.. say say bitmez her bölgesi ayrı bir ülke kadar zengin bir mutfak.

Bir de ilginç bir şekilde her damak tadına uyuyor ve kendisini çok sevdiriyor. Yedi kıtadan pek çok insanın en sevdiği mutfaklardan biri olmayı başarıyor. Ben bu durumu bol zeytinyağı, domates ve sarımsak kullanımına bağlıyorum. Bir de malzemelere ve yemek yapmaya ciddi saygı duyuyorlar. Binlerce yıllık gelenekleri ve reçeteleri var. İtalyan mutfağına “sağlıklı” denemese de gene de Avrupa içinde en uzun yaşayan ülkelerden biri kendileri.

İtalyan mutfağını özleyenleri ve daha detaylı okumak isteyenleri Yarınlar Yokmuşcasına Yemek İçin: Milano Yeme İçme Notları yazıma beklerim.

İtalyan mutfağından tek bir yemek seçecek olsam domates soslu ve mozzarella peynirli taze açılmış el yapımı makarnadan spagetti derdim. (yukarıdaki fotodaki <3)

4)Tayland’da Sokak Tezgahlarından Pad Thai & Taptaze Hindistancevizi Suyu

Dünyadan Denemeniz Gereken 15 Yemek ve Mutfak listemin ilk 5’inde ikinci Asya ülkesini sıralamadan rahat edemeyeceğimi içten içe hepimiz biliyoruz bence. 🙂 Konu Asya mutfakları olunca Japon – Tayland – Çin üçlüsü gerçekten rakip tanımıyor. Tarihleri, bölgelerindeki malzemeleri kullanımları, baharatlama – soslama teknikleri ile hepsi birer şampiyon.

Tayland daha güneyde olması ile sayesinde tropik meyveleri ve Andaman Denizi ile iç içe konumu (türlü deniz canlıları) sayesinde ayrı bir yerde. Dünyanın en sulu ve tatlı ananasının noodle’lardan, pilavlarlan çıkıvermesi, yemeklerde kullanılan mangoları ve her şeyden güzeli bol sulu yeşil hindistan cevizleri ile Tayland mutfağı gerçekten muazzam. Pirinci hindistan cevizi suyunda buharda pişirmek nasıl bir dehadır? Bir de taptaze ve bol çeşitli deniz ürünleri ve hayatımda yediğim en harika kabuklular konusu var. Başta en sevdiğim acılı sos sriracha kullanımı gibi harika acı – baharat soslar da eklenince OMG OMG! Unutmadan bol bol caju, yer fıstığı vb kuruyemiş kullanımının da harika olduğunu ekleyeyim.

Çok çok çok sevdiğim bu mutfağı en iyi temsil eden ve bir yemek deneyecekseniz en çok denemenizi istediğim şey tabii ki de deniz ürünlü pad thai. Yanında yerel biralar Singha ve buzzz gibi taze yeşil coconut suyu.

Tay mutfağı üzerinde daha fazla merak edenleri: Bangkok Sokak Yemekleri Kraliçesi Michelin Yıldızlı Jay Fae yazıma beklerim.

5)Hollanda’da Bol Kalorili Sokak Yemekleri

Kuzey Avrupa’daki iklimi berbat ama geri kalan her şeyi inanılmaz iyi bu ülkenin aslında çok süper bir mutfağı yok. Ancak denizcilik geçmişlerinden ve farklı kültürlere süper açık olmalarından dolayı dünya mutfaklarının en iyi örneklerini ülkelerinde toplamışlar. Bir de üzerine sokak yemekleri sevgileri eklenince başta Amsterdam olmak üzere tam bir yeme – içme cenneti olup çıkıyor ülke.

Amsterdam’da minik büfelerden, duvar içindeki oyuk gibi ufacık yerlerden ve tezgahlardan alınan sokak yemekleri lezzet ve çeşitlilik olarak neredeyse rakipsiz denebilir. Patates kızarmasının, waffle’ın, kreplerin, falafelin, bitterballen’in, stroopwafel’in, noodle’ın… say say bitmez pek şeyin en iyisi burada. Koskoca 5-7 günlük seyahatinizi tamamen sokak yemekleri ile beslenerek geçirseniz sıkılmazsınız o derece. Benim kişisel favorim sanırım pancake’ler. Amerikalılar duymasınlar ama bu kat kat kabarık pancake işini onlardan iyi yapıyorlar sanki. 🙂

Konu Hollanda (Amsterdam) yeme içme işleri olunca bolca yazı içeriğim var. İlgilenenleri beklerim:

i)Amsterdam Sokak Lezzetleri – Denemeniz Gereken 10 Sokak Lezzeti

ii)En Yeni Favoriler Listem: Amsterdam Mekan Önerileri

iii)100 Maddelik Amsterdam Yeme İçme Destanı Bölüm I

iv)100 Maddelik Amsterdam Yeme İçme Destanı – Bölüm II

6)Çin’den Pekin Ördeği

2015 senesinde Çin’e gitmeden (ay iyi ki de gitmişim.. şimdi ne kadar zor!) önce ördek eti deneyip denemediğime emin değilim. Benim için süper uzak bir kavramdı ve ayrıca ördekler yemek olamayacak kadar şirindi. (peki… tavukların suçu ne?!) Başkent Pekin’e gidince en önerilen restoranlarda ilk sırada hep Pekin ördeğinde uzmanlaşmış yerler vardı.

İkinci akşamımızda “eh gidelim bakalım. yiyemez aç kalırsak noodle yeriz.” diyerek gittik. Yukarıdaki fotoda gördüğünüz Çinli şef geldi, saatlerce fırında çevirilerek pişen ördeği kesti ve aşağıdaki fotoda göreceğiniz gibi yanında türlü sebze ve soslarla sundu. Lavaşın ufağı gibi buharda pişmiş yufkamsı ekmekler içine soslar ve sebzelerde dürüm yapılarak yeniyordu. Hakkında sıfır bilgimiz olan bu yemeği çevredeki masalara bakarak onlar gibi yedik ve gözlerimiz yerinden fırladı. Çok çok çok lezzetliydi! Gerçekten “Pekin ördeği” meşhur olduğu kadar varmış. Pekin’de kaldığımız süre boyunca defalarca buraya gelip ördek yedik.

Pekin ördeğini bu kadar övmüşken Pekin hakkında bir şeyler okumak isteyenleri Çin’in Başkenti Pekinde Yapılacaklar Listesi yazıma beklerim.

7)Birleşik Krallıkta Tuzlu Ana Yemek Olan Pay Çeşitleri

Bol kalorili, üzerinde dumanı tüten, hem et hem de karbonhidratı bir arada olan ve insana huzur veren “comfort food” kategorisindeki yemekleri çok çok seviyorum. Bence bu konuda yalnız değilim, herkesçe çok seviliyorlar. Birleşik Krallık’taki ana yemek olan tuzlu paylar işte comfort food’da gelinecek son nokta.

Etli, tavuklu, balıklı ve sebzeli çeşitleri bulunan patates ve bol hamur kullanılan paylar kış günlerinde İngilere – İskoçya’da gezerken ana besin maddemiz oldular. En bilinen ve sevileni: kıyma, bezelye, soğan, ve patates içeren sheperd’s pie. Benim kişisel favorim İskoçya’da yediğim: deniz ürünlü pay oldu. İçerisinde somon balığı, mezgit, karides, yengeç, bol bol çedar peyniri ve (şahsen birazcık olmasa da olurdu dediğim) haşlanmış yumurta var. Üzeri ise tamamen peynirli patates kaplı. Deniz ürünlerini, peyniri ve patatesi aşırı seven biri olarak Birleşik Krallık sınırlarındaki favori yemeğim bu paydır diyebilirim.

Pay konusunu ve benim İngiltere’deki pay maceralarımı merak edenleri: Geleneksel İngiliz Yemekleri Şampiyonu Pay yazıma beklerim. İngilizlerin tatlış tuhaflıkları ile ilgilenenleri Aşırı Komik İsimli İngiliz Yemekleri yazıma beklerim.

8)Meksika’da Yiyebildiğiniz Her Ne Varsa: Tüm Meksika Yemekleri

Dünyada pek çok pek çok sevilen ve yemekleri her ülkede yapılan bir mutfakla karşınızdayım. Kendim henüz Meksika’ya gidememiş olsam da çok yakınındaki Amerika’nın Batı Yakası’nda, Meksikalı şeflerin mutfakların çıkma harika yemekler yedim. Dolayısıyla bu harika mutfağı listeme ekle hakkını kazandığımı düşünüyorum.

Tüm etler, tropik iklim sebze ve meyveleri, bol acı, lime suyu, harika baharatlar ve avokado ile kutsanmış bir mutfak. Ülkenin bol ve tropik güneşi ve insanlarının tutkulu doğası resmen yemeklerden dışarı süzülüyor. Masaya geldiğinde bile cızır cızır pişmeye devam eden fajita, günün her öğünü yesem bıkmayacağım taco ve encihalada, bir tanesi ile tüm günü geçirebileceğim devasa burritolar… Her şeyden önce harika acılar, jalapeno biberi ve bol bol kullanılan lime, lime suyu ve avokado! İspanyolca öğrenirken en kolay ve hızlı öğrendiğim şey yemek – sebze – meyve isimleri oldu. Hala da en az unuttuğum kelimelerdir. Viva la Mehicooo! <3

9)Singapur’da (veya başka bir Asya Ülkesinde) Buharda Pişmiş Dumplingler

Mantı ve benzeri hamur içerisinde malzeme doldurularak yapılan yemeklerin tarihi zaman kadar eski ve lezzetleri kesinlikle tartışılmaz. Bir kaşığa onlarca sığan Kayseri mantısından tutun da Gürcistan’da bir tanesi ile doymaya yaklaştığımız hinkaliye, Polonyalıların yan yan kestikleri pierogiye.. hepsi çok güzel. Hepsi benim bebeğim.

Bu mantı/dumpling konusunda yıllar içinde seyahat ettikçe bol bol deneme yaptıktan sonra en lezzetlisinin neredeyse içini gösterecek kadar ince hamurlu, bol malzemeli ve buharda pişenler olduğuna karar verdim. Biliyorum aynı fikirde olmayanlar olacaktır. Bu bahsettiğim tanıma en uygun dumpling’i de Singapur’da buldum.Yolunuz Singapur’a düşerse Michelin yıldızlı (evet Michelin yıldızlı) mantıcı Din Tai Fung’a uğramanızı şiddetle tavsiye ederim. Burada yiyeceğiniz dumplingleri asla unutmayacağınız benden garanti.

Evden çıkmadan Singapur’da gezinmek için Pazarlama Harikası Şehir Singapur’da Yapılacaklar yazıma beklerim. Singapur’u biraz daha gözlemlemek isterseniz Netflix’teki Crazy Rich Asians filmini öneririm.

10)Almanya’dan Sosis, Şnitzel, Pretzel ve Bier

Asya yemekleri ile yeterince kafa şişirdiysem Avrupa’ya ve aslında “mutfak” ve “yemek” denince ilk akla gelmeyecek bir ülkeye ilerliyorum: Almanya. Bana sorarsanız pragmatik, biçimden çok içeriğe odaklanan ve sonuç odaklı Alman dostlarımızın mutfağı gerçekten güzel. Ve tüm yemekler kutsal milli içecek bira ile süper uyumlu olarak tasarlanmış sanki.

Ben bu ülkenin en çok binlerce çeşit olarak hazırladıkları sosislerini seviyorum. Devamından şnitzelini ve yanındaki harika ötesi patates salatasını. Yemeden ülkeye geri dönmem dediğim üçüncü şey ise pretzel. Bu arada sakın ola ki pretzele “amaan altı üstü bir kraker diyip” geçmeyelim. Ekşi mayalısı, peynirlisi, sosislisi, sebzelisi tereyağlısı vb vb harika varyasyonları var. Buz gibi Alman biraları yanında pretzel ve sosislerle oturmak ve etrafı izlemek benim için mutluluğun resimlerinden biri.. Deutschland Deutschland über alles…

11)Küba’da Ropa Viaja ve Tüm Romlu Kokteyller

Şimdi rotayı yeniden turkuaz denizlere, tropik iklimlere Karayiplere çeviriyoruz. Tropik sebze-meyve bakımından cennet sayılacak Küba’dayız. Bu harika ada ülkesine ayak basar basmaz çok sevdiğim (ve bir kaç defa gideceğimiz) No Es Un Cafe’ye gidip en geleneksel yemek hangisi diye sorduk. Cevap: tiftilmiş ve uzun saatlerce pişirilen dana eti ve yuca (tadı patatesle kerevizin aşk bebeği gibi bir sebze)den yapılan “ropa vieja”ydı. (üstteki fotoda Atıl’ın önündeki yemek)

Yanında tuzlu sarımsaklı muz cipsleri ve efsanevi Küba romundan yapılmış kokteyllerle efsanevi oldu. Daha sonra bu geleneksel yemeği pek çok mekanda yedik ve kendisine bayıldığımıza 100% emin olduk. Hala arada özlemle anıyoruz.. An itibari ile hazır bayram tatilindeyken antrikottan denesem mi acaba? gibi düşünceler aklıma gelmiyor değil.

Küba yeme içme konusu gerçekten efsanevi. Derinlemesine incelemek için Havanada Neler Yesek – En İyiler Listem ve Küba’nın En İyi Kokteylleri Top 5 yazılarıma beklerim.

12)Filipinler’den Dünyanın En Lezzetli Mangosu

Dünyadan Denemeniz Gereken 15 Yemek ve Mutfak listemde şimdiye kadar koskoca ülkelerin mutfaklarını ve en önemli yemeklerini anlattım. Bu maddeye gelince sadece bir meyve olan mangoyu yazdım. Peki neden? ÇÜNKÜ FİLİPİNLER MANGOSU HAYATIMDA YEDİĞİM EN GÜZEL MEYVE. Tropik meyve sever biri olarak Güney Asya ve Karayip’lerde pek çok meyve denedim. Ama Filipinler mangosu açık ara lider, rakipsiz.

Mango ve genel olarak tropik meyveleri sevmiyorsanız bile (bkz Atıl) bu mangoyu denedikten sonra bayılacaksınız. Biz El Nido’da geçirdiğimiz bir haftada her gün bir kaç defa yedik. Yetmedi bavula attık taze ve kurutulmuş olarak. Kurutulmuşlar seyahatten dönüşün 6. ayı gibi anca bitti ne kadar çok stokladık siz hayal edin. 😀 Filipimler mangosu hakkında şiir yazmaya başlamadan bu maddeyi noktalıyorum.

Filipinler hakkında biraz daha okumak isteyenleri: Tropik Cennette Bir Hafta: El Nido Gezi Rehberi ve Doğası Cennet, İnsanı Minnoş Filipinler Hakkında İlginç Bilgiler yazılarıma beklerim.

13)Portekizlilerin İnsanlığa Hediyesi Pastel de Nata Tatlısı

View this post on Instagram

🇵🇹Deneyen herkesin aşık olduğu Portekizin meşhur tatlısı Pastel de Nata benim de çok sevdiğim bir tatlı. 💛Lizbon'dayken her sabah taaa Belem'e nata yemeye giden benden başkası değildi. 🤭Neden bilmiyorum ama bu tatlıyı kendim evde denemekten hep çekindim. 🧐Hamuru, muhallebisi, kıvamı ve yakmadan pişirmek gözümde büyüdü. 💪🏻Bu sabah pastel de nata yapacağımı ve sonuç ne olursa olsun denemeye cesaret edeceğimi bilerek güne başladım. 📝İlk adım farklı metodlarda pek çok tarif izlemek ve kendiminkini çıkarmak oldu. 🧁Buyrunuz : dört adımda, ilk defa deneyecekler için yormayan ve başarılı garantili #pasteldenata tarifime: 🔥İşlemlere başlamadan fırını 250 dereceye getirin ki bir yandan ısınsın. 1️⃣Adım – Şerbet: yarım bardak su (125 ml), tam bardak şeker (250 ml), bir limonun kabukları (3-4 parça yeter) ve 1 tarçın çubuğu. Hepsi ufak bir tencereye ve kısık ateşte pişmeye. Şimdi gözlerimizi şerbetten alıp ilerleyelim.. 2️⃣Adım – Muhallebi: 2 yemek kaşığı tepeleme un (elektten geçirirseniz süper olur), 1 tam bardak süt (250 ml) kısık ateşte minnoş minnoş pişsin. Arada topaklanmayı önlemek için karıştırın. Muhallebi tamamen kaynamadan ocaktan alıcaz. 🧈İşte burada hiç bir tarifte olmayan bir şey yaptım ve ocaktan almadan çok kısa süre önce tereyağı ekledim. ÇÜNKÜ NEDEN OLMASIN? 🍨Muhallebiyi ocaktan altından sonra şerbeti içine yavaş yavaş döküp karıştırın ve dinlenmeye bırakın. (şerbette yüzen tarçın ve limonları süzerek tabii) Karışım topaklanırsa noolur? Cvp: hiç bir şey 😂🤭 3️⃣Adım Hamur: Oda sıcaklığına gelen milföyleri rulo yapıp 3e bölün. Nata yapacağınız kek kalıplarını tereyağı ile iyice ovaladıktan sonra milföyü içine koyup parmaklarınızla masaj yaparak açın. Hamurun en altının ince olmasına özen gösterin. 4️⃣Adım Mutlu Son: Serinleyen şerbetli muhallebinize isteğe göre 5 yumurta sarısı veya 4 yumurta sarısı + 1 tam yumurta ekleyip karıştırın. 😋Sapsarı nata karışımınızı kalıplara dökün. Ağzına kadar doldurmak yok kabarıp taşıyor. Önden ısttığınız fırına verin 250 derecede 20 dakikada hazır. 200 derecede ise 30 dakika. 🔥❄️Sıcak ya da serin yemek size kalmış. Benim favorim serin. 🥰Ne dersiniz #pasteldenelem denemek konusunda? 🥰Yoruma bekliyorum.

A post shared by Zeynep Cansoylu 🪐✨ (@zeyneppcans) on

Portekiz’i nasıl bilirsiniz? Avrupa’nın en batısındaki ülke? Yüzü Atlas okyanusuna dönen denizcilerin ülkesi? Dört mevsim güneşli ve rüzgarlı? İhtişamlı tarihi ve mimarisi olan ülke? Şarap ve Porto şarabı uzmanı? Müzik ve edebiyatta harika eserler veren insanların ülkesi? Şimdi bunların hepsini bir kenara bırakıp dürüst olalım. Burası yağ- un – süt – şeker – yumurta – azıcık – tarçın ve limon kabuğundan dünyanın en harika lezzeti Pastel de Nata tatlısını bulup geliştiren ve insanlığa hediye eden ülke. Sonsuza dek müteşekkiriz.

Yukarıya eklediğim detaylı instagram gönderimden görebileceğiniz gibi pastel de nata’yı sadece uzaktan sevmekle kalmayıp denedim de. Tabii ki de Belem pastanesinin elinden çıkma natalar gibi olmadı sadece benzedi. Ancak bu benzerlik için bile evde topladığım beğeni ve övgüyü sizlere anlatamam. Bu harika tatlıyı Portekiz’e gidip yerinde denemediyseniz bile Türkiye’de çeşitli cafelerin yaptığı versiyonlarından ya da kendiniz evde deneyerek yapabilirsiniz. Eğer bu tatlı ile sizi tanıştıran kişi ben isem beni sonsuza kadar çok seveceksiniz! (#truestory)

An itibari ile sınırlar kapalı olsa da hayal kurmak için: Portekiz’e Gitmek İçin Çok Geçerli Sebepler yazıma beklerim.

14)Fransa’dan Kruvasan ve Kahve

Tüm dünyadaki yemek pişirme metodları ve ahçılık okullarına ilham vermiş, yol göstermiş Fransa mutfağı tabii ki de sonsuz ve çok harika. Yemekleri, tatlıları keşfet keşfet bitmez. Ancak benim görsel ve koku hafızamda Fransa dendiğinde tek bir şey canlanıyor: Minnoş bir Paris cafesi, sokağa insanlara bakan ufacık masa, üzerinde o sabah taze fırından çıkmış kruvasan ve yanında kahve. <3

Çok az malzemeden, her gün sabaha karşı yine yeniden çok uzun yıllardır yapılan bu lezzet bence basit şeylerin ne kadar mükemmel olabileceğinin en güzel örneği. Yanında ister reçel, ister çikolata sos olsun veya hiç bir şey olmasın. Mis gibi tereyağı kokusu ve kahve ile güne aşırı pozitif başlama nedeni. Bu arada hamilelik dönemimde canımın en sık ve çok çektiği şeylerden biri.

Paris’e, yemeklerine, tatlılarına ve cafelerine doyum olmaz. Daha detaylı içeriklerimi incelemek isteyenleri Paris’te Mutlaka Denemeniz Gereken Tatlılar Listesi ve İkonik Paris Cafeleri ve Daha İkonik Müdavimleri yazılarıma beklerim.

Paris cafe ortamını müzikle canlandırmak isteyenleri ise spotify’da hazırladığım Paris Cafe playlist’ime beklerim. <3

15)Türk Mutfağından Her Şey!

Konu Türk mutfağı olunca gerçekten de kelimeler yetersiz. Bir mutfak bu kadar çeşitli ve güzel olabilir mi? Her bölge ve iklimde çok farklı malzemelerle birbirinden çok farklı ve çeşitli bu harika yemekler nasıl oluşmuş olabilir? Zaten insanlık tarihi olarak “medeniyetin” başladığı topraklarda yaşıyoruz. Dev şanslıyız. Bu zengin tarih mutfağımıza da fazlaca yansımış durumda.

Bazen hayal ediyorum… Avrupa’lı, Amerika’lı veya Asya’lı bir turist olsam ve İstanbul’a gelsem.. neler hissederdim? Boğazla, tarihle, kültürle ve en çok da başta kahvaltı olmak üzere Türk yemekleriyle kafayı oynatırdım. Hayatımda ilk defa Türk kahvesi içip yanında lokum yesem ne düşünürdüm? “Ben bu şehre yerleşeceğim” diye tutturabilirdim!

Bizim ülkenin mutfağını anlatacak görsel ve kelimelerim şimdilik yok. Bir ara İstanbul’da en sevdiğim Türk yemekleri mekanlarını yazayım öyle ilerleyelim bu konuda diyorum.. Bayramda Şekeci Cafer Erol’dan kaymaklı fıstıklı lokum alıp Türk kahvesi ile yeme hayallerime geri dönüyorum..

Şimdi söz sizde. Sizin de seyahatlerinizde en büyük motivatör yemek mi? Dünyadan denemeniz gereken lezzetler listenizde neler var? Benimkiler ortak noktalar var mı? Listeme eklemek istediğiniz mutfaklar ve yemekler neler? Yorumlara bekliyoruuum!

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe