İngiltere Tren Yolları Rehberi

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

Geçtiğimiz Ekim ayında 15 günlüğüne İngiltere’te gittim. Londra Gatwick Havaalanı’na iniş yaptım. Devamında İstanbul’a eve dönene kadar sadece tren kullanarak İskoçya’da Glasgow ve Edinburgh’ya; devamında da İngiltere’de Manchester’a.. oradan da Cumbria Bölgesi’ndeki Lake Windermere’e gittim. Bu süreçle 2si İngiliz 1i İskoç 3 farklı tren yolu kullandım , 6 farklı tren garını ziyaret ettim ve trenlerde 10 saatten fazla zaman geçirdim. Tren yolculuğu yapmayı çok sevdiğim için benim için keyifli bir deneyim oldu. Bu süreçte de sizlerle paylaşmak için bol bol tren yolları kıyaslaması notları, fotoğraf ve tren dedikodusu biriktirip İngiltere Tren Yolları Rehberi hazırladım.

GENEL BİLGİLER

İngiltere tren yolları çok gelişmiş bir ülke. O nedenle gitmek istediğiniz yere havayolu kıyaslar gibi çeşitli tren yolu şirketlerini kıyaslayan harika arama motorları var. Bunlardan birincisi ve en bilineni: National Rail Enquiries şirketi. Tüm bu websiteleri kesinlikle tarafsız ve tüm tren yolu şirketlerini aramalara dahil etmekle yükümlü. 🙂 Devamında: Train Line , Railco UK , ve My Train UK websitelerini önerebilirim. Özetle biletinizi uçak bileti gibi önceden ve online almak önemli. 🙂

Kesinlikle farklı şirketleri kıyaslamadan direkt belirli bir tren yolu şirketi websitesine girip almayın dostlar. Ben önceden alıştığım ve en uygun fiyatlısı olduğuna inandığım için hep Transpennie Express’ten alıyordum. Bir baktım ki kat be kat konforlu olan Virgin Rail (Richard Branson’a selamlar olsun 🙂 ) gideceğim yöne çok daha uygun fiyatlıymış!

Bileti önceden ve online aldıysak ve gidilecek şehirde kalacak yerimiz varsa süper. Herkes trene o zaman! Aşağıdaki videodaki gibi manzaralara bol bol dalıp gideceğiz..

VIRGIN RAIL : LONDRA – GLASGOW ARASI 5.5 SAAT 

Londra metro ağı ile Euston Tren Garı‘na gidiyoruz.. buradan biletlerimiz otomatlardan bastırıp İskoçya Glasgow’a kalkacak trenimizin olduğu perona yollanıyoruz. Yol 5.5 saat sürecek, trenin ufak bir marketi var. Gene de biz  yanımıza yolluk yiyecek & içecekler alıyoruz, Türk mantığı ile. 🙂 Japonya’daki “mermi trene” çok benzeyen Virgin Rail trenimiz geliyor ve karşımızda oturan bizim yaşlarımızda San Francisco’lu çiftle tanışıp yerimizi alıyoruz.

Virgin Rail ; deneyimlediğim tren yolları içerisinde açık ara en konforlu, en temiz ve en az rötarlı olanı. Haliyle en pahalısı da kendisi. Uzun yolculuklar için rahatınıza düşkünseniz öneririm. Bir iki saatlik geçişler için daha uygun fiyatlılardan da birazdan bahsedeceğim. Aşağıdaki resimlerden trenin (ekonomi bölümü) içini, kafesini ve tuvaletini görebilirsiniz. Bu arada yazmak zorunda hissediyorum; açık ara en temiz toplu taşıma tuvaletiydi hayatımda gördüğüm.

Trende kablosuz internet bağlantısı var –  hemen internete giriyorum ve başlıyorum Virgin Rail hakkında araştırmalarıma.. Derken karşıma çok komik bir haber çıkıyor 2015 yılından. Sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim tam bir “tren yolu dedikodusu“. Aynen bizim gibi Londra’dan Glasgow’a, Virgin ile seyahat eden 16 yaşındaki Adam Greenwood tuvalete girer. Tuvaletini yaptıktan sonra elini tuvalet kağıdına atar ama acı bir şekilde bittiğini görür. Umutsuzlukla twitter’dan Virgin Rail’a bir tweet atar. Virgin sosyal medya ekibi hemen trendeki ekibi uyarır ve Adam’a tuvalet kağıdı ulaştırılır. 🙂 Kapıyı aralayıp alırken.. baya bir tuhaf hissetmiştir diye tahmin ediyorum. Bu haberin detaylarını şuradan  (İngilizce) okuyabilirsiniz. İşte internetin gücü dedirten komik bir olay gerçekten de.

SCOT RAIL : GLASGOW – EDINBURGH ARASI 1.5 SAAT 

İskoçya sınırları içinde Glasgow’dan başkent Edinburgh’a giderken %100 İskoç bir tren yolu deneyelim dedik ve Scot Rail ‘den online olarak biletimizi aldık. Benim zorumla (geç kalma fobim var) kalkıştan tam bir saat önce gidip gene kredi kartımızı okutarak otomattan bileti bastırdık. Çok erken gittiğimiz için Scot Rail danışma masası bize bir güzellik yaptı ve bir önceki trende yer verdi. 🙂 Gittiğimiz gibi bavullarımızla koşarak erken trene biniverdik.

Scot Rail tren yolu, Virgin kadar konforlu ve temiz değil. Ancak birazdan anlatacağım Transpennine kadar da kötü değil. Orta karardı. Her masada (masalı koltuklar azıcık daha pahalı) elektronikleri şarj etmek için prizler var, kablosuz internet bağlantısı var ama çoğu zaman çalışmıyor. Kafeteryası yok ama gezici satış kapan bir araba var. Tuvalet hijyen durumu da idare eder, çok süper değil. Minnacık bir ülke olan İskoçya içinde bir yerden bir yere gitmek için ideal.

Glasgow’da bir gün bir gece kaldıktan sonra benim öve öve bitiremediğim Edinburgh’a bu trenle geçtik. Para üstü olarak ilk defa İngiliz yerine İskoç pound’u alıp kendimizce çok sevindik. 🙂 Binişten bir buçuk saat sonra benim favori tren garım olan Edinburgh Weaverley İstasyonu’na varmıştık bile..

TRANSPENNIE EXPRESSS : EDINBURGH – MANCHESTER ARASI 3.5 – 4  SAAT 

İskoçya’dan yeniden İngiltere’ye – Manchester şehrine dönmek üzere uygun fiyatları ile meşhur, trenlerin Pegasus’u Transpennine Express ‘ten gene online olarak biletlerimizi kaptık. Erkenden tren garına gidip otomatlardan biletimizi bastırmaya çalıştık. Ancak 7 otomatın 5’i çalışmadı 🙂 Tek tek deneyip 6.dan biletimizi alabildik. Sonra trenimizin kalkacağı platforma yolladık. Tren vaktinde geldi, ışık hızında doldu ve kalktı. Yalnız bir ufak negatif yorum: büyük bavul için bavul koyma yerleri çok az. Bizimkileri zar zor koyduk, pek çok yolcu elinde bavulu ile kala kaldı.

Aylar önceden online bilet aldığım için gene masalı ve trenin gittiği yöne bakan cam kenarı koltuğuma kuruldum ve blog için Londra’nın En İyi Tatlıcıları yazıma başladım. 🙂 Trenin sadece paketli atıştırmalıklar, kutu içecekler ve kahve & çay satan kendi kafeteryası var. Masalı koltuklarda prizleri de var. Kablosuz internet bağlantısı teoride var ama ben pratikte yıllardır deneyimleyemedim. Geçen yıl da başka hat için bu tren yolunu kullanmıştım. Tuvaletlerin temizliği konusunda: mümkünse tren kalkmadan garda girin derim. 🙂

..TREN NOTLARI

Tüm bu tren yolculukları sırasında yanımda olan sevgili eşim 5.5 saatlik Londra – Glasgow treninde bir süre sonra çok sıkılıp huysuzlandı. “Uçakla gitsek varmıştık!” diye çıkıştı bana ve trenlere olan bu merakımın nereden geldiğini sordu. Ben de seyahat defterime aşağıdakileri yazıp ona uzattım.

“Uçakları çok seviyorum. (uçak dövmem var 🙂 )Bizi dünyanın her yerine kısa zamanda götürüveriyorlar. Uçak camından bakınca kendi şehrimizi veya yeni şehirleri küçücük görüyoruz. Bulutların üzerindeyiz. Bana “her yere gidebilir, her istediğini yapabilirsin!” fikrini ve öz güvenini aşılıyorlar.

Gemileri de çok seviyorum.. açık denizde veya bol dalgalı okyanusta farketmez. Bana kendimi ve dertlerimi (gerçekte de olduğu gibi) çok küçük ve devasa bir evrenin atomik bir parçası gibi hissettiriyorlar. Sonsuz kocaman bir okyanusta tüm devasa balinalar, 300 dişli köpek balıkları, balıklar, mercanlar, yosunlar, planktonlar ile uyumlu kocaman bir aileyiz sanki. Tek bir organizma gibi hareket ediyoruz. Herşey olması gerektiği gibi, herşey iyi..

Ama en çok trenleri seviyorum! Hızlı, yavaş farketmez. Camından bakınca o ülkeyi, kırsalını, doğasını, havasını, güzelini, çirkinini herşeyini görüyorum. Trenlerde asla konsantre olup kitap okuyamıyorum, iş yapamıyorum. Çünkü gözlerime engel olamıyorum, camın ötesine kayıp gidiyorlar. Yolu yeterince gözledikten sonra gözlerim içime dönüyorlar. Kendimi gözlemliyorum. Gülüyorum, kızıyorum, gözlerim doluyor, halden hale geçiyorum. Biraz da kabulleniyorum. Olduğum kişiyi, tüm paket olarak. Acımasızca eleştiriyorum; kötü yönlerimi, eksiklerimi herkeslerden önce ben bilip sahipleniyorum. Tren ilerledikçe kafamdaki sınırlar, duvarlar kalkıyor. Gelecekle, umutla, yeni planlar ve yapılacaklar listleleri ile yeniden doğuyorum. Kendimi bölüyor, parçalıyor ve eskisinden daha sağlam olacak şekilde yeniden yapıştıyorum.”

Notumu okuduktan sonra “Tamam. Bu kadar uzun anlatacak kadar önemliyse başka ülkelerde gene bineriz” dedi. 🙂 Yeni & daha uzun tren yolcukluklarında görüşmek üzere.

Şimdi söz sizde. Aşırı merak ettiğim bir kaç konu var: Sizlerin trenleri sevme nedenleri nelerdir? Ve trene binince neler oluyor? Neler düşünüyorsunuz? Mutlaka yorum bırakın. 🙂

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

2 Comments

  1. mikenufuk
    Aralık 25, 2016 / 9:25 pm

    sçs kib aeo

  2. idris
    Mart 27, 2019 / 8:05 am

    11 saatlik belgrad-üsküp arasını trenle gidip geldim. ve hayatıma yön verecek yeni arkadaşlar edindim.
    tren ise; bizim kara tren gibi salavatla gidiyordu. ama herşeye rağmen o tıkır tıkır sesi bana haz vermişti 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe