Haziran Ayında Okuduğum & Sevdiğim Kitap Önerileri

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

Haziran ayı kitap okuma konusunda benim için oldukça iyi geçti. Mart – Nisan’daki pandeminin en yüksek dönemindeki zor zamanlarda odaklanma ve kitap okuyabilme becerilerimi yitirmiştim. Hiç kendimi zorlamadan Mayıs gibi toparlandım. Haziran’da ise eskisinden güçlü ve odaklanmış şekilde kitap okuyan sevimli bi’ canavara dönüştüm ve tam 8 adet kitap okudum. Hatta bazı hafta sonu günleri yerimden kalkmadan bir kitabı baştan sona okuduğum zamanlar oldu. O zaman sizleri bekletmeden, hemen Haziran ayında okuduğum ve sevdiğim kitap önerileri listeme başlıyorum.

ps: Beni ve kitap önerilerimi günlük/haftalık takip etmek için instagram şubeme beklerim! (instagram: zeyneppcans)

Okuduğum kitapları okuma sırama göre en yeni bitenden en eski bitene göre dizdim. Bir de ilgilenmeyen ve içi sıkılanlar olabilir diye (mesela 6 ay önce ben! 😀 ) bebek-çocuk gelişimi kitaplarını yazının sonunda ayrı bir bölüme koyup kısa kısa anlattım.

Danimarkalı Gibi Mutlu

Nordik ülkelere ve özellikle Danimarka ve Hollanda’ya (bence Hollanda da coğrafi olmasa da kafa olarak kesinlikle Nordik) olan merakım ve hayranlığım bitmiyor, bitmeyecek. Bu sefer 2017 yılında çıkan ve 120 sayfacık incecik Danimarkalı Gibi Mutlu kitabını bir oturuşta okudum. Danimarka üzerine okuduğum 90845096. kitap olduğu için anlattıklarını ve kitapta paylaşılan istatistikleri zaten kalpten biliyorum ama gene de okurken çok keyif aldım.

Kitapta 10 bölüm/madde olarak Danimarkalı’lar neden mutlu ve bu mutluluğu yaratan hangi toplumsal değerlere sahipler açıklanıyor. Ama gözünüzde süper Danimarka milliyetçisi, pozitif bir içerik canlanmasın. Her bölüm gayet gerçekçi, iyi ve kötü yanları ile o değeri anlatıyor. Mesela cinsiyet eşitliği bölümünü okurken gülme krizlerini girip bir Danimarkalı erkekle flört ederken yaşanabilecek olası kültür çatışmalarını görüp şoka girdim. Kitaptaki on bölüm içerisinde güven, eğitim (ücretsiz olması), fırsat eşitlikleri, gerçekçi yaklaşım, cinsiyet eşitliği, iş – yaşam dengesi vb vb konular var hepsi de çok güzel anlatılmış. Danimarka kültürü 101 niteliğinde okuma yapmak istiyorsanız bu kitabı düşünmeden alın.

Kitaptan çok sevdiğim bir kaç cümle: (orta öğretime devam edecek genç öğrenciler ve gelecekte meslek seçmek üzerine olan bir bölümden)

Ortak kanı, ebeveynlerinin ya da toplumun baskısı olmadan, geleceklerini seçmekte özgür oldukları yönündeydi.”

Bir genç kız şu yorumu yaptı: “Danimarka’da iyi olan şey, yapmak istediğinizin peşinden gitmekten korkmazsınız; çünkü bir hata yaparsanız, tekrar düze çıkmanız için Devlet yardım edecektir.”

Işığı Arayanların Karanlık Yanı

Geçen sonbahar başlayıp yarısına gelip bu yaz yeniden başladığım ve sonunda bitirdiğim bir kitapla listemize devam ediyorum. Spiritüel konuları ve psikoloji bazlı kişisel gelişim kitaplarını sevenlerin çok beğeneceği bir kitap. Hatta tam bir başucu kitabı. Anlatım dili basit ve akıcı olsa da öyle bir çırpıda okunmuyor. Kendimi sık sık durup düşüncelere dalmışken veya son okuduğum sayfalara yeniden göz atarken buldum.

Kitap bu kadar harikaysa vakityle niye yarım bıraktın? derseniz sebebi her bölümün sonundaki egzersizleri. Bu egzersizler cidden kallavi… zaman ayırmak, yalnız kalmak ve odaklanmak gerekiyor. Hepsi de meditatif, yazma odaklı minnoş şeyler değiller. Bazıları içimizdeki karanlık kısımları arayıp bulmayı, en zoru da kabullenip “evet varlar” demeyi gerektiriyor. Öyle koşa koşa yapmaya razı olacağımız çalışmalar değiller açıkçası.

ps: egzersizleri hala 100% tamamlayamadım. zaten aşırı duygusal olduğum bu dönem yapmamaya karar verdim. önümüzdeki ilk bahar dönemi daha uygun gibi sanki. 🙂

Kitap karanlık/gölge dediğimiz yanlarımızı bulup çıkarmak, kabul etmek ve özgürleşmek üzerine. Hem teorik, hem gerçek yaşamadan örnekler hem de her bölüm sonunda egzersizler içeriyor. Kitaptaki ana öğreti şu: Siz gölgenizle barıştığınızda yaşamanız dönüşüme uğrayacaktır. O zaman artık olmadığınız biri gibi görünmek zorunda olmayacaksınız. O zaman yeterince iyi olduğunuzu kanıtlamak zorunda olmayacaksınız. Gölgenizi kucaklayıp benimsediğinizde, artık korku içinde yaşamak zorunda olmayacaksınız.O zaman hep arzuladığınız yaşamı yaratma özgürlüğüne sahip olabilirsiniz.

Şu sıralar kendisinin üzerinde çalışmak isteyen herkese kitabı öneririm. Bir not defteri ve bol bol zaman gerekeceğe gerçeğini ekleyeyim.

Kitaptan sevdiğim cümleler:

Jung: “İnsan sarı ışık figürleri imgeleyerek değil, karanlığı bilinçlendirerek aydınlanabilir.” demiştir.

Gölge çalışması akli bir çalışma değildir; o akıldan kalbe yapılan bir yolculuktur.

Gölge çalışması yapmanın nedeni bütün haline gelmektir. Istırabımızı sona erdirmektir. Kendimizi kendimizden gizlemeye son vermektir.

50 Spiritüalizm Klasiği

Haziran ayında youtube üzerinden sesli kayıt (podcast) olarak Ram Dass’ın “Be Here Now” öğretilerine sardım. Her biri bir saate yakın, 30 adet üzerinde içerik var – ilkine şuradan ulaşabilirsiniz. Özellikle sallanan sandalyeme veya balkonda minik koltuğuma oturup gözlerimi kapatıp başka hiç bir şey yapmadan & düşünmeden Ram Dass’ı dinliyorum. Bundan çok keyif alıyorum. Bazı günler abartıp 2-3 bölüm dinlediğim bile oluyor. Ram Dass kimdir, hayat yolculuğu nasıldır ve neler öğretir detaylı bir yazı yazma planım var. Şimdilik bir cümlede anlatacak olursam: üç farklı bölümde hayat yaşamış bir mindfulness öğreticisi & uygulayıcısu derim. Yaşamının ilk bölümünde Harvard’da psikoloji profesörü ve maddi olarak çok başarılı bir karakter. İkinci bölümde LSD ve peyote (magic mushroom) ile 300’den fazla deneyim olan ve bilinçlilik üzerine kafayı takmış bir hippi. Üçüncü kısmında Hindistan’da ruhsal bir yolculuğua çıkıp yoga – mindfulness yoluna giren bir öğrenci ve öğretmen diyebilirim.

Neyse efendim, Ram Dass’ın ikonik kitabı “Be Here Now”‘ ı (Türkçe çevirisi yok) ararken Türkiye’de satılmadığı gerçeğini farkettim. Amazon USA’den siparişimi oluşturup beklemeye başladım. (hala gelmedi) Bu uzun bekleyişe dayanamayacağımı bildiğim için de içinde Ram Dass kelimesi geçen ve ufak bir bölümü olan 50 Spiritüalizm Klasiği kitabını aldım.

Ruhsal ve psikolojik konularda tam bir referans kitap. İçerisinde Carl Jung’dan, Malcom X’e, Halil Cibran’a, Krishnamurti’ye, Herman Hesse’ye türlü türlü önemli kişi ve önemli eserlerinden bilgiler bulabilirsiniz. Bu kitapta adı geçen her düşünürü/lideri tanımadığım için sadece bildiklerimi ve haklarında en azından fikir ve merak sahibi olduklarımı okudum. Kütüphaneye ekleyip ara ara başvurmalık tam bir referans kitap.

Dünya üzerinde en sevdiğim kitaplardan biri olan Siddhartha’dan bahsetme şekline de bayıldım. Kitaptan sevdiğim cümleler olarak, koskoaca kitabın ana öğretilerinin süper rafine bir özeti olan bu bir kaç cümleyi paylaşmak istiyorum:

“Siddhartha ızdıraptan kurtulmanın hocalar ve öğretiler vasıtasıyla değil, ancak kendi, dolaysız yolumuzu tutmakla olabileceğine inanır.”

“Siddhartha kendisi olarak, dünyevi şeylerin şehvet ve sevgisinin onu tatmin etmediğini anlamak için bu aşamadan geçmek zorunda olduğunu görür.”

“Siddhrtha’nın mesajı üstün bir kutsiyet sahibi olmak için hayattan elimizi ayağımızı çekmememiz, kendimizi hayatın içine atmamız gerektiğidir. Olaylar, düşünceler ve ilişkilerle dolu hayat ekseriya parçalanmış görünür ama kıyıdan bakılınca akış halinde bir tecrübe nehridir. Eğer bu birliği anlayabilirseniz kendinizle o kadar meşgul olmaz ve hayatın daha geniş akışını tespit edersiniz.”

Müthiş Psikoloji Hayır Diyebilme Sanatı

Üzerine çok düşünmeden 5 al 4 öde kampanyasında sepet tamamlamak için aldığım ve gene çok düşünmeden balkonda otururken okuyup 1-2 günde bitiriverdiğim bir kitap – Müthiş Psikoloji Hayır Diyebilme Sanatı. Dürüst olmam gerekirse benim hayır demekle çok fazla problemim olmuyor. Çok uzun süredir olmuyor diyebilirim. Yani hayatta her şey tabii ki de istediğim gibi gidiyor, istemediğim şeyleri kimseler bana zinhar yaptıramıyor diyemem. Ama genel anlamda sınırlarını net çizip koruyan bir yapım var. Bir de hem istemsizce hem de bilerek isteyerek çok dürüstüm – istemediğim bir şeye “evet” dediğimde istemediğim bilgisi – enerjisi karşımdakine canlı yayınla aktarılıyor zaten.

O nedenle kitaptaki öğretilere süper ihtiyacı olmayan biri olarak okudum ve kitabı beğenip etkilenmedim. Adında “psikoloji” geçen kitaptan daha fazla derinlik ve detay beklerdim. Kitaptan aklımda kalan ve en sevdiğim şey “kahveni nasıl içersin?” sorusu testi oldu. Bu soru size yöneltildiğinde net bir cevap vermeyip “farketmez.. sen nasıl içeceksin?” vb diyorsanız (kahve içen bir insan olduğunuzu var sayıyorum) bence okumayı düşünebilirsiniz. Ben kahvenin çekirdeğinden, hazırlanışından içine eklenecek bitkisel bazlı süte kadar çok spesifik cevaplar veren bir şirretim dostlar!

Hayır demekte zorlanıyor, herkes sizi sevsin beğensin istiyor ve bu konularda acı çekiyorsanız kitabı öneririm. Yazım dili ve derinliği tam yaz / plaj okuması tadında. Mesela 20’lerimin başında okusam çok sevebilirdim.

Kitaptan sevdiğim cümleler:

“Dışarıya şekil vermek için içerideki şekli bozmanın bedeli ağırdır. Kendimizi özgürce ifade edebilme ve kendimiz olabile becerilerimizi karanlığa hapsettiğimizde, yaşamın fazlasıyla uzağına düşeriz.”

“Hayır kelimesi tahammülü olmayan insanlar, karakterlerinde taşıdıkları bazı özelliklerin yanı sıra bazı kişilik bozukluklarına da sahip olabilirler.”

Anne & Bebek & Çocuk Gelişimi Kitapları

Bir de bebek – çocuk gelişimi üzerine okuduğum kitaplar var onlardan (konuyla alakası olmayanları baymadan) kısa kısa bahsedeyim. İlgilenmeyenleri hoop bir alt başlığa alayım.

  • Hamilelik, Doğum ve Bebek Bakım Kitabı: Bebek üzerine okumaya öğrenmeye başlamadan önce hamilelik süreçleri, doğum ve yeni doğanla bizi neler bekler kısmından başlamak için ideal bir kitap. Yazarı Ayşe Öner 1978’den beri doğum ve bebek konularında çalışan bir hemşire ve doğum-anne baba eğitimleri duayeni. Basit ve anlaşılır bir dille hafta hafta hamilelik süreci, doğum, doğum türleri ve bebek bakımını anlatıyor. Açıkçası günümüzde bu işin o kadar gurusu, kursu, dersi bilmemnesi var ki.. ben araştırırken fenalıklar geçirdim. Çok uzun yıllara dayanan deneyimi, basit anlatım dili ve anne-babaları korkutmayan pozitif tavrı ile pek çok kişi gibi ben de Ayşe hocamıza hayran kaldım. Yazıyı yazdığım hafta sonu günlerinde deonun online düzenlediği iki günlük yeni doğan bakımı dersine katılıyorum. Bolca notlar aldım & çok şey öğrendim. İlgilenen herkese öneririm 🙂
  • Oyun Oynama Sanatı- Anne Babalar için Oyun Becerileri: Öncelikle söylemem gerek ki bu kitabı çooook sevdim. Sürekli bebek bakımı, uyku – yemek saati, düzen disiplin kitapları okumaktan içim bayılmış resmen. Konunun “oyun oynamak” olması bana çok iyi geldi. Kitapta bağlamayı güçlendiren 9 oyun türü öğretiliyor.. Yaa tam dokuz! Öyle oyun deyip geçemiyoruz baya önemli ve derin bir konu. Hem bağ kuran, hem öğreten hem de iyileştiren şeyler oyunlar. Zaten kitabın yazarı gelişim psikologu Aletha Solter‘in öğretilerine bayılıyorum. Yazarı ve kitaplarını ilgilenen herkese öneririm.
  • Anne Babaların Çocuk Yetiştirme Rehberi: Her biri kısacık (1-2 sayfa) 100 taktikten oluşan ve çocukların yaş gruplarına göre 0’da başlayıp 25 yaşında biten tam bir referans kitap. Bir kere okunmanın yanı sıra başımız sıkıştıkça ilgili yaş ve konuya başvuracak türden tam. Ben azıcık hile yapıp kitaptaki içerikleri doğumdan 3 yaşa kadar okudum. (60/200 sayfa) Okurken çok hak verip beğendim – özellikle öfke nöbetleri ve yemek seçen bebeklere yaklaşım konuları aklımda kaldı. Bu kitabı “ebeveynlik” kitaplığıma atar sıkıştıkça bakarım. Gönül rahatlığı ile herkese öneririm.
  • Bebeğinize Fransız Kalın: Instagramda bebek üzerine kitap önerileri anketi açtığımda en çok önerilen kitaptı. Ben de Ağva’ya uzun hafta sonu tatilimizde bu kitabı yanıma alıp okudum. Lafı dolandırmadan söyleyeyim: beslenme / yemek saatleri düzeni ve yemek seçmeme konuları haricinde kayda değer öneriler bilgiler bulamadım. Genelde yazarların deneyimlerini okumayı çok severim ama sürekli kendi bebeklerinden verdiği örnekler beni birazcık sıktı. Bir de yazarın üstüne basa basa defalarca “ben Fransız hayranı değilim” deyip azılı bir Fransız hayranı olması terazi burcu ruhuma iyi gelmedi.

Temmuz ayında okumak için listeye aldığım kitaplar şöyledirler efendim: (bazıları bir kaç aydır bekliyor maalesef…)

  • Belirsizlik ve Değişimle Birlikte GÜZEL bir HAYAT – Pema Chödrön
  • “Shinrin – Yoku” Orman Banyosu – Hector Garcia & Francesc Miralles (an itibari ile yarıladım.. çook güzel <3)
  • Yetişkin Çocuklar – Prof. Dr. Selçuk Şirin
  • Dünyanın En Mutlu Çocukları (Hollandalı çocuklar üzerine bir kitap) – Rina Mae Acosta & Michelle Hutchison (buna başladım ve süper keyifli akıyor… ben galiba Fransız değil Hollandalı kafası rahat, kuzeyli anneyim 🙂 )

Şimdi söz sizde.. kitap önerileri listem hakkında ne düşünüyorsunuz? Hangilerini okurum diyorsunuz? Sizin önerileriniz, eklemek istediğiniz kitaplar nelerdir? Mutlaka yoruma bekliyorum.

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe