İstanbul Yakınlarında Doğaya Kaçış: Ağva’da İki Gün ve Beyaz Ev Ağva

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

Mart’ın ilk haftalarında girdiğim ve markete bile gitmek için çıkmadığım karantina kozamdan, Haziran ortalarında akıl sağlığım için çıkmaya cesaret ettim sonunda. Hem köpeğimiz Barley ile, hem doğa ile iç içe hem de İstanbul’a yakın iki günlük kaçamak hayalim için gidilecek yer & otel aramaya başladım. Çok uzun arama sürecine girmeden aklıma önceden konaklama çekilişi yaptığım ve instagramdan yıllardır takip ettiğim Beyaz Ev Ağva geldi.

Kısa bir mesajlaşma trafiği sonucu Cuma-Ctesi-Pazar günlerinden oluşan ve canımız Barleymizi de yanımızda götürebileceğimiz mini tatil planımız hazırdı. On yıldan fazladır İstanbul’da yaşayan biri olarak hiç Ağva’ya gitmemiştim ama fotoğraflar Ağva’nın doğa ile iç içe, yemyeşil bir yer olduğunu fazlasıyla gösteriyordu. Hemen izinler girildi, Bar’ın mama su kapları, oyuncakları, kemikleri, -ne olur ne olmaz diye-yağmurluğu ve benim giysilerim bavullara dizildi. El çantasına maskeler, kolonyalar, dezenfektanlar, güneş kremleri ve kitaplar atıldı. Bir Cuma günü saat 12 gibi yollara düşüldü..

ps:bu minik geziden döneli 14 günden fazla oldu. özellikle 14 gün geçsin diye bekledim yazmayı. bakınız Atıl, Barley ve ben gayet sağlıklıyız. 🙂

pps: yazıya başlamadan Ağva seyahatimi ve Beyaz Ev Otel’de konaklama detaylarını gün gün takip etmek için instagram şubeme beklerim. Tüm hikayeleri sabitledim.

ppps: yazıya başlamadan (ay hala başlayamadı!) aklınızda bunun sporsorlu bir içerik olduğunu düşünenler varsa açıklık getireyim: Ağva’ya gitmek ve Beyaz Ev’de kalmak benim fikrimdi, tam ücreti ödeyip kaldım. An itibari ile yazıyı yazdığımdan haberleri de yok.. sizlerle bir okuyacaklar 🙂 sponsorlu içerik üretmek, otellerden/mekanlarla ortak çalışmak veya indirim almakla ilgili yanlış hiç bir şey yok. beni biliyorsunuz gerçek neyse söylerim. reklam aldım, indirim aldım vb vb gibi. tamam sustum, haydi gerçekten başlıyoruuuz.

İstanbul’dan Ağva’ya Ulaşım

Ağva – İstanbul arası yaklaşık 90-110 km (gideceğiniz noktaya göre) ve yol trafik durumuna göre 1.5-2 saat, hatta birazcık daha uzun sürebilir. En ideal ulaşım şekli araçla çünkü niyetiniz otele kapanıp iki üç gün çıkmamak değilse Ağva içerisinde gezmek, koylara gitmek için araç gerekiyor. Ağva’ya toplu taşıma ile ulaşım da mevcut. Üsküdar ve Harem kalkışlı Ağva’ya giden İETT hatları mevcut. Sefer detaylarına şuradan (tık tık) ulaşabilirsiniz.

Yola çıktığınız anki trafik durumuna göre rotanız da değişebiliyor. Ben yolu biliyorum demeden anlık trafik durumu haritası açıp en hızlı rotayı takip etmekte büyük fayda var. Mesela biz Anadoluhisarı’nda oturduğumuz için “yolu biliyoruz yaa” dedik ama biraz gittikten sonra 3. çevre yolundan 30 dk daha hızlı gideceğimizi anlayıp rota değiştirdik.

Bir de evcil hayvanla gidecekseniz ve/veya hassas mideniz varsa yolun son yarım saati oldukça virajlı. Mideler çok bulanırsa kenarlarda mola verip soluklanacak cepler var. Biz Barley ile bir kaç defa durup kendimize gelme molaları aldık.

Ağva İçinde Gezinme & Ağva’da Gezilecek Yerler

Ağva yemyeşil doğası, nehirleri ve denizi ile tamamen bir doğa-sever destinasyonu. Peki “Ağva’da nereleri gezelim?” kendi deneyimlerim + gitmeden önce yaptığım araştırmalardan notlarımı paylaşıyorum. Yalnız baştan belirteyim Ağva mis gibi koyu yeşil doğası ile sizi çok rahatlatacak, kalp atışlarınızı ve kan basıncınızı yavaşlatacak. Doğa içinde oturup sadece etrafı izlemek ve durmak isteyeceksiniz. Elimizde “gezilecek yerler listesi” ile koştur koştur gezilecek bir yer değil.

  • Göksu & Yeşilçay Nehirleri: Ağva’nın Karadeniz-vari (hatta havalar biraz soğuk olsa İskoçya-vari) yemyeşil doğasına en büyük katkıyı yapan şey bu iki nehir. İkisi de koyu yeşil ve huzur suları ile “gel, rahatla, hiç bir şey düşünmeden beni izle” diyor. Nehirlere tekne turu veya deniz bisikleti kullanabilirsiniz. Özellikle Göksu nehri çevresindeki mekanlarda bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Hatta bana kalırsa konaklamanızı da yeşil doğa + nehir manzaraları ayarlarsanız sizden mutlusu yok.
  • Ağva Plajı: Özellikle yaz dönemi gidenler için güzel haber – Ağva’da kocaman 3 km’lik Ağva Plajı + pek çok minnoş koy var. Burada ister şemsiyenizi dikip özgürlüğünüzü ilan edebilir, isterseniz plaj üzerindeki tesislerden yararlanabilirsiniz. Özellikle hafta sonu İstanbul + İzmit’ten gelenlerle kalabalık oluyor ama sahil şeridi geniş – kendinize sosyal mesafeli bir alan bulmak çok zor değil. Plajın kumu gerçekten güzel ve deniz bizim gittiğimiz dönemde yüzmek için gayet ılıktı. Biraz dalgalı oluyor – eh o kadar olsun çünkü Karadeniz. 🙂
  • Kilimli Koyu: Karadeniz’in şekillendirdiği değişik kaya yapıları ve adı üstüne koy olup hafif içerde kalmasıyla çok sevilen (hatta en sevilen) koylardan biri. Kışık yürüyüş, yazın denize girmek için gidilir. Yalnız hiç altyapı / tesis vb yok. İhtiyacınız olan her şeyi yanınıza alıp gitmekte fayda var.
  • Hacılı Köyü & Şelaleleri: Hem orman banyosu (shinrin – yoku) hem de trekking yapmak isterseniz Hacılı Köyü içerisinde bulunan doğal parkurlar, şelalaler ve göletler sizleri bekler. Normalde süper bizlik olan bu aktiviteyi sıcak havalar ve hamilelik nedeniyle yapamadık ama aklımız kaldı.

Ağva’da Konaklama ve Beyaz Ev Ağva

Gelelim Ağva’da yapılacak en keyifli şeye… doğayla iç içe konaklama konusuna. Açıkçası yaz mevsimi ve deniz konusu olmasa sırf Göksu Nehri kenarındaki yemyeşil doğa ile başbaşa kalma ve otele kapanıp bir kaç gün çıkmamak için gelinir buralara. Ve eminim herkese terapi gibi gelir. Özellikle bol yağmurlu ve toprak kokan bir sonbahar günü veya arka planda şömine odunlarının çıtırdadığı karlar altında bir kış günü de çok ayrı güzeldir.

Beyaz Ev Ağva’nın 9 ayrı odası var, bazıları suit bazıları standard oda. Bu arada güzel haber odaların hepsi de Göksu Nehri’ne bakıyor. Odaları, fotolarını ve detaylarını şuradan inceleyebilirsiniz. Hafta sonu ve tatil zamanları için hızlı davranıp önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Sadece dokuz tane oda olunca otel hemen doluyor.

Mesela ben iki hafta ileri tarihe hafta sonu rezervasyon yaptırmak isteyince müsait olan iki – üç oda kalmıştı. Yani sevgilime sürpiz yapayım derseniz Çarşamba’dan Cuma’ya yer veya hayalinizdeki odayı bulamazsınız. Alman disiplini ve önceden planlaması şart. Rezervasyon yapmak için websitesinde her türlü yönlendirme mevcut.

Bu ara unutmadan 15 yaş altı kimse kabul edilmiyor. Politik açıdan böyle söylemem ne kadar yanlış olsa da (ben de en itibariyle bebek bekliyorum ama olsun…) bu durum bence harika. 🙂

en sevilen odalardan Hurma Odası

Biz irişmen köpeğimizle seyahat ettiğimiz için metrekare olarak en büyük oda olan Göksu Odasında kaldık. Bu odanın detaylarını ve kısa bir story videosu’unu profile sabitlediğim instagram hikayelerimden görebilirsiniz. Giriş katı olduğu için Bar’ı sık sık dışarı çıkarma, tuvalete götürme, iskelede eğleme anlamında çok rahat ettik. Bir sonraki sefer için aklım Hurma Odasında kaldı ama.

Beyaz Ev Ağva Yeme & İçme İşleri

Ağva’ya ulaştık, konaklamayı ayarladık, odamıza da yerleştik.. o zaman gelelim en önemli konuya: yeme & içme. Beyaz Ev’de muazzam, şampiyonlar ötesi bir kahvaltı var konaklamaya dahil. O kadar çeşitli ve abartı ki asla bitiremediğimiz gibi aşağıdaki fotoya sadece soğuklar kısmını sığdırabildim. Üzerine yumurtalar, börek vb sıcaklar da ekleniyor.

Konaklama ücretine dahil olarak bir de beş çayı var. Biz o saatlerde hep plajda olduğumuz için deneyimleyemedik ama eminim o da çok iyidir. Akşam ve öğlen yemeği için menüden dilediklerinizi seçebiliyorsunuz. Covid19 önlemleri gereği gerçek fiziksel menü yok, QR kod okutup telefonunuzdan inceliyorsunuz. Ayrıca çok güzel şarap, bira ve kokteyl çeşitleri de var. Biz akşam yemeklerini otelde yedik ve çok memnun kaldık. Ben içki içmediğim için Atıl şarabını açtırıp minnoş minnoş iki günde içti. 🙂

Hayvan Dostu Otel Olma Konusu

Bu konuyu ayrıca yazmak istedim çünkü yaklaşık iki sene önce Barley hayatımıza girmeden ne kadar önemli ve hassas bir konu olacağını hayal bile edemezdim. Özellikle uçuş içermeyen, eve yakın tatillerde tüylü dostunuzu da yanınızda götürmek isteyebilirsiniz. Bana sorarsanız en doğal hakkınız. <3

Ancak konu özellikle belirli kilonun üstünde ve iri ırk köpekler olunca teoride “hayvan dostu” olan pek çok işletme durumu yönetemiyor. Sırf seyahat değil, İstanbul içinde bahçeli/açık mekanlar bile Barley’yi ve boyutunu görünce “hayvan dostuyuz ama bu arkadaş çok büyük” diye yan çiziveriyor. Ah bir bilseler ki iri ırk köpekler pek havlamaz, daha sakindir, gücünün farkında olduğu için kimseleri ısırmaz artı genelde kavga hır gür çıkarmaz! İnsan kendisi deneyimlemeden bilemiyor tabii..

Mekanlarla geçmişimiz karmaşık olunca Atıl (1.80 üzeri erişkin bir insan) ile Bar’ın yanyana fotalarını ve Bar’ın kilosunu (50+) yazıp önden söyledim. “Yok yok tabii ki de gelin” dediler. İçten içe biraz korkarak gittim. Çünkü Bar’ı gerçek hayatta gören herkes “fotolarından çok daha büyüük!” diye tepki veriyor. Bar’ın boyutu ve odada yerde yatacak olması hiç sorun olmadı. <3 Zaten Beyaz Ev’in de biri sokaktan kurtarılma iki adet orta boy köpeği var halihazırda orda yaşayan. Barley odamızda uyuduğu gibi, çoğu zaman tasmasız olarak iskelede özgürce gezindi. Hem işletmeciler hem de diğer müşteriler onu çok sevdi. Bir de evde alıştırdığımız sossuz ızgara et pişirilmesi, mama kabında yoğurt yemesi gibi tuhaf sayılabilecek isteklerimize yardımcı oldular. Daha ne olsun. Gerçekten hayvansever insanlar & işlermeler çok kalp <3

Şimdi söz sizde..Yazıyı buraya kadar okuyup en altlara geldiyseniz İstanbul’dan 1.5 saat uzaklaşıp Ağva’da doğaya karışmaya karşı boş olmadığınızı hissediyorum. Ağva şu sıralarkimlerin radarında ve planlarında? Yoruma beklerim! <3

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe