SATC’nin En Güçlü Karakteri Samantha Jones’dan Hayat Dersleri ve Özlü Sözler

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

İkonik ve zamansız dizi Sex and City biteli neredeyse 20 sene olacak ama benim (ve benzer yaş gruplarındaki kadınlar) için hala sık sık izlenen ve tüm zamanların tartışmasız en efsanevi dizisi kendisi. Yıllar yıllar önce yazdığım ve hala her kelimesi ile %100 aynı fikirde olduğum “Sex and the City Dizisinden Hayat Derlersi: Neler Öğrendim?” yazımda bu diziden aldığım hayat derslerini özetlemiştim. 16 yaşımda başladığım, 20’lerimde ve artık 30’larımda da izlediğim bu dizi, karakterleri ve mesajları da zaman içinde değişip evrildi benim için.

20’lerimde benim için hikayenin ana kahraman tartışmasız Carrie Bradshaw’dı. Çünkü kendisi (benim olmak istediğim gibi) yazardı ve yazarlıkla geçinebilmenin ötesinde harika bir hayat sürüyordu. Hareketli ve bol parıltılı bir sosyal hayatı vardı, çok güçlü dostlukları vardı ve ilginç adamlardan oluşan bir sevgili portfolyosuna sahipti.

Şimdi 30’larımda Carrie’nin 30+ yaşlarında olup bazı konularda ne kadar olgunluk yoksunu olduğunu görünce şaşırmıyor değilim. Mr Big’in peşinde sezonlarca ve hatta filmde bile helak olmasına da içten içe içerliyorum. Bana sorarsanız gerçek aşk, sevgi kesinlikle böyle bir şey değil. Neyse efendim… Geçen yıllar benim de bakış açımı değiştirdi ve artık diyebilirim ki favori karakterlerim sarkazm dilini süper akıcı konuşan Miranda Hobbes ve kişisel gelişim trend olmadan çok yıllar önce kişisel gelişimini eksiksiz tamamlayan Samantha Jones.

Bu yazıda kendisini ve hayattan ne istediğini çok iyi bilen ve SATC’nin en güçlü karakteri olan Samantha Jones’dan hayat dersleri ve sevdiğim Samantha Jones sözlerini paylaşmak isterim. Yüzünüze yaramaz bir gülümseme yerleşmesi ve SATC izleme isteği gelmesi çok olası. Yalnız başlamadan belirteyim paylaştığım sözler ve içerikler Samantha’nın kendisi gibi köşeli, özgüven dolu ve politik açıdan yanlış olacaklar! Aşırı duyarlı bünyelere iyi gelmeyebilir!

“Ben ayrıca talepkarım inatçıyım, kendime yeterim. Ve her zaman haklıyım: yatakta, ofise ve diğer her yerde!”

1.Kim Olduğunu Bil, Kabul Et ve Kendini Sev Sev Sev ve Daha Çok Sev!

Karakterler arasında kendisini en iyi tanıyıp olduğu gibi kabul eden ve hatta kendisiyle en gurur duyanı tartışmasız Samantha Jones’du. Hatta fazla kendinden emindi. Carrie bir defasında Samantha hakkında “bir erkeğin özgüvenine sahip” diye yazmıştı. İşte o noktada kadınlar olarak durup düşünmeliydik.. Neden bir erkeğin özgüvenine sahip olmayalım? Veya neden cinsiyetler arası özgüven farklı olsun?

Sezonlar ve bölümler boyunca Samantha kendisini ne kadar iyi tanıdığını, olduğu gibi kabul edip sevdiğini defalarca gösterdi. Hem de kendi cesur ve politik açıdan yanlış tarzı ile! 😀 Bu duruma en iyi örneklerden bazıları: ilişkilerini (Smith ve Richard) bitirirken söylediği “Seni seviyorum ama kendimi daha çok seviyorum!” mottosu olabilir.

“Söylenmemesi gereken o şeyi söyleyeceğim. Seni seviyorum ama kendimi daha çok seviyorum.”

Ayrıca yaşça diğer karakterlerden bir 10 yaş kadar ileride olması ve bu durumla barışık olması da sayısız özgüven örneklerinden biri. Bir de hayatta ve ilişkilerde ne isteyip neyi asla istemediğini çok net hatta yer yer dank diye dile getiren bir karakter olması ile da kalpleri kazanıyor.

2.Kendi Fikirlerini ve İnançlarını Topluluğun Düşüncelerine Uydurmak Zorunda Değilsin!

Özgüveni yüksek ve ne istediğini bilen bir kadın olarak akran veya toplum baskısından uzak kalma işini en iyi beceren ve bu konuda bizlere öğretecekleri olan bir karakter. Giydikleri, düşünceleri, söyledikleri, yaptıkları.. kısacası tüm hayat tarzı konularında tek rehberi ve kriteri kendisiydi!

Samantha Jones’un kıymetini bilip ona hayran olmak için ille de kendisi gibi çok eşli ve ilişkiden uzak duran bir hayat tarzı benimsemeye gerek yok. Bakınız hayatında sarışın olmamış, asla Samantha tarzında giyinmeyen ve ilk sevgilisiyle evlenerek tek eşlilik rekoru kırmış ben bile onun kendine yeten ve inanan tarzından fazlasıyla ilham alıyorum.

Paşa gönlümüz neye kıymet veriyor, neyi başarı/iyilik standardı alıyorsa o şekilde yaşamak en doğal hakkımız. Kendimizden başka kimsenin onayına ihtiyacımız yok. Kimseye de açıklama borçlu değiliz!

3.Açık Fikirli Olmak ve İnsanları Asla Yargılamamak En İyisi

Kendisini toplumun beklentileri ve standardları ile yargılamayan Samantha, bu açık fikirli tarzını iş diğer insanlara geldiğinde de sürdürebilen bir tutarlılık kraliçesi! Diğer karakterlerin en zor zamanlarında, en saçma hareketlerinde koşulsuzca yanlarında olup ellerini tuttu. Hem de hiç kimsenin yap(a)mayacağı şekilde tek eleştirel söz söylemeden!

Aynı açık fikirliliği yeni şeyler denemek ve denemeden hayır dememek konusunda da göstermesi da başka bir harika yönü. Sadece seks konusunda değil, moda, yaşam tarzı ve diğer tüm konularla da en deneysel takılan ve her şeyi deneyen, trendleri-yenilikleri kendi üzerinde uygulayan bir karakter kendisi.

Carrie: (evli olan Mr Big ile yasak ilişkisi hakkında) “Beni biraz da olsa yargılamak istemiyor musun?” Samantha: “Tarzım değil!”

4.Kişisel Standardlarımızı Karşılamayan Şeyleri ve İnsanları Bırakmakta Hiç Sorun Yok

Özgüveni yüksek ve kendisini yakından tanıyıp seven her insan gibi Ms Jones da beklentilerini ve standlarına karşılamayan durum, insan ve şeylerler yüzleşip hayatından çıkarma konusunda çok başarılı. Çoğu zaman pek çoğumuza sert gelecek şekilde memnuniyetsizliğini dile getiriyor ve hayatına devam ediyor!

Sık sık “politik açıdan yanlış” şeyler düşünen, söyleyen ve yapan biri olduğu için bu tarz yüzleşmeler onun için pek sorun olmuyor. Hatta dostlarına da hayatta bu şekilde davranmaları ve yollarına devam etmeleri için akıl vermekten asla geri kalmıyor. Aşağıdaki görselde Carrie’ye verdiği bol uyaklı tavsiyeyi görebilirsiniz. ldjfglkfg

5.Kendi Paramızı Kazanmak ve İşimizin Patronu Olmak İçin Tüm Donanıma Sahibiz. Cinsiyetçi Çifte Standardları da İfşa Etmekte Hiç Bir Sorun Yok.

SATC dizisinin en başından beri bir şey çok netti. Samantha Jones resmen sıfırdan gelip (garsonluk vb işlerden) kendi PR şirketini kurmuştu, başarılıydı ve iyi kazanıyordu. Diğer üç karakterin de harika işleri, kariyerleri ve kazançları olmasına karşın kendisinin patronu olan tek karakter Samantha’ydı. Sene 1990’ların sonu.. O zamanlar #girlboss akımı yok, kadınları kendi işlerini kurmaları ve girişimci olmaları için yüreklendirenler yoktu tabii. Samantha Jones’un reyizlik seviyesini artık siz düşünün!

Kendi patronu olmasının yanı sıra iş hayatındaki cinsiyet eşitsizliği konusunda da bol bol konuştu ve yeri gelince toz kaldırdı. Otel zincirleri CEO’su Richard Wright’ı bozduğu sahneyi saygı ile anıyoruz. Şimdi günümüzde cinsiyet eşitsizlikleri konuşulan & gündemde olan bir konu. Ancak bundan yaklaşık 20 sene önce bu konudan rahatsız olan ve çekinmeden dile getiren Samantha reyize buradan kocaman alkışlar. (#betonyetmez)

Şimdi söz sizlerde. Sizin bu diziden ve en önemlisi Samantha Jones karakterinden çıkarımlarınız neler oldu? Neleri sevip, neleri sevmediniz? Mutlaka yorum bırakın. 🙂

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe