İlham veren kadınlar serisinin 40. haftasından herkese selamlar & sevgiler. Ben hala koskoca 40 haftanın geçip birbirinden çok farklı, çok ilham veren ve ortak noktası bolca gezmek olan 40 adet kadınla röportajlar yaptığıma inanamıyorum. Bu seri sonsuza kadar bitmesin istiyorum. 🙂 Bu haftaki röportajı hazırlamak, birbirinden harika görselleri seçmek, ilham perimiz Deniz Tarhan (sosyal medyadan bildiğimiz adıyla hohhoyyt) ve oğlu Ada‘nın maceralarını takip etmek benim için DEVASA ilham oldu. Sizlere de bulaşacağına eminim. Haydi başlıyoruuuz. 🙂
S:Seni hiç tanımayanlar için biraz kendini tanıtabilir misin?
C:Merhaba, Ben Deniz. Kırklareli’de doğup büyüdüm ve üniversite itibarıyla İstanbul’da yaşamaya başladım. Bilgisayar mühendisiyim, özel bir bankanın yazılım ekibindeydim ama eşimin iş değişikliği nedeniyle yurt dışına taşınacağımız için 2018 Haziran ayında işimden istifa ettim. Şimdi Tiflis’te yaşıyoruz, bir yandan da 3 yaşındaki oğlumla baş başa uzun süreli seyahatlere çıkıyoruz. Deniz aşığıyım, denizde yapılabilecek her türlü spor ve aktiviteyi deneyimlemeye çalışıyorum. Fotoğraf çekmeyi, yemek yemeyi ve yapmayı çok seviyorum.
S: Sosyal medyadan ve blogundan ve takip ettiğim gibi oğlun Ada ile çok harika bir seyahat yapıyorsunuz. Bu fikir nasıl ortaya çıktı ve her şey nasıl gidiyor? Biraz anlatabilir misin?
C:Ben uzun yıllardır seyahat ediyordum, tüm izinlerimi, hafta sonlarını seyahat ederek, yeni yerler keşfederek geçirmek istiyordum. Eşim ise iş nedeniyle yeterince seyahat ettiği için izinlerde dinlenmek taraftarıydı, o yüzden onu seyahate ikna etmek bazen çok zor olabiliyordu.
Bu arada çok sevdiğim İstanbul’da artık nefes alamaz hissediyordum kendimi. Ne arkadaşlarımla görüşebiliyordum doğru düzgün, ne de yapmak istediğim aktivitelere katılmaya fırsatım oluyordu. Trafikte geçirdiğim uzun zamanlar nedeniyle işimde de verimli olamamaya başlamıştım. Yalnızca seyahat ettiğim zamanlarda huzurlu hissediyordum kendimi. Kendimize bir mola verip ailece seyahat etmeyi hayal etmeye başladım. Sonra eşime yurt dışından iş teklifi geldi, böylece İstanbul’dan ayrılacak, işimden istifa edeceğim için de kendime bir mola vermiş olacaktım.
Bu molayı seyahatle değerlendirmek istedim ve oğlumla baş başa önce Avrupa, sonra da Asya’da uzun süreli geziler yaptık, bundan sonra da seyahatlerimiz devam edecek. Şimdiye kadar her şey çok güzel gitti. Yola çıkmadan önce pek çok korkum vardı itiraf edeyim, gece rüyalarıma girip uyutmuyordu bu korkular hatta. Yola çıktıktan bir süre sonra ise öyle bir güven geldi ki biz oğlumla baş başa tüm dünyayı fethedebiliriz kıvamına geldim artık.
S:Belirli bir süre için olsa da toplumun bize dayattığı düzenin dışına çıkmaya nasıl cesaret ettiniz?Nelerden güç ve ilham aldın?
C:Yukarıda bahsettiğim üzere ben zaten son dönem mevcut hayatımdan mutsuz bir şekilde ailece seyahat etme hayali kurmaya başlamıştım. Belki yol bize bambaşka kapılar açacaktı, hiçbir şey olmasa bile emeklilik yaşına gelmeden yani hala gençken özgür bir dönem yaşayacak ve kendimizi sıfırlayacaktık. Eşim iş nedeniyle bu hayale ortak olamayınca, bu durumda tek şansım oğlumla baş başa seyahate çıkmaktı.
Burada en büyük gücü eşimden aldım tabi. Benim hayalimdeki geziyi oğlumuzla tek başıma yapabileceğime güvendi, bu güven de benim kendi gücümün daha fazla farkına varmamı sağladı. Karar verdikten sonra internette çok fazla araştırma yaptım ve gördüm ki çok az sayıda olsa da çocukla tek başına seyahat eden kadınlar vardı dünyada. Benim planımdan biraz farklıydı bulduklarım, daha kısa süreli seyahatler, tek bir yere gidip orada uzun süre kalınan seyahatler ya da daha büyük çocukla seyahatler yapan kadınlar vardı.
Benim seyahatim üç yaşındaki bir çocukla, çok yer değiştirmeli ve uzun süreli olacaktı. Kimseyi bulamasam bile bu fikir aklıma düşmüştü, ne olursa olsun yapacaktım ama bu hikayeleri okumak hem ilham verici hem de cesaret verici oldu. Ben yola çıktığımdan beri, “sizin sayenizde çocuğumla tek başıma bir yerlere gitmeye cesaret ettim” tarzı çok mesaj geliyor, birinin hayal ettiğiniz şeyi ya da benzerini daha önce yapması gerçekten insana daha fazla cesaret veriyor.
Bu ve buna benzer mesajlar da bana güç veren şeylerden biri açıkçası, birilerine ilham olduğumu öğrenmek beni çok motive ediyor. Son olarak ailem, özellikle torunları için endişeleri olsa da bu hayalimde sonuna kadar arkamda olduğunu her zaman hissettirdi. Çevremdekilerin bana destek olması benim en büyük şansım bence.
S:Anne olma deneyimini yolda olmakla kıyaslamanı istesem neler dersin?
C: Anne olmak dünyanın en zor ama en muhteşem yolculuğu bence. Seyahatte kendimizle ilgili çok şey öğrenir ve kendimizi geliştiririz ya anne olunca da öyle oluyor. Hayatımda hiçbir şey eskisine benzemiyor, tabi ki seyahatlerim de tarz değiştirmeye başladı. Eskiden seyahatlerde tehlikeli maceralara gözü kapalı atılırken şimdi kendi başıma olsam bile benim bir oğlum var diye düşünüp daha temkinli davranıyorum.
Oğlumla beraber seyahat etmek ise apayrı bir boyut. Bir yeri hem kendi gözünüzle hem onun gözüyle tecrübe ediyorsunuz, siz çok farklı şeylere hayran olurken o sizin asla fark etmeyeceğiniz bir detayı bulabiliyor. Normalde hiç merak etmeyeceğiniz bir şeyi o merak etti diye araştırıp öğreniyorsunuz. Onun fikirleri ve yorumlarıyla seyahatlerimiz daha eğlenceli hale geliyor, çünkü çocuklar doğal komikler, oğlum beni şu hayatta en çok güldüren insan. Tabi ki pek çok zorlukları var ve gittiğim yerlerde çocukla olduğum için kaçırdığım aktiviteler oluyor ama ben iyi yanından bakmayı tercih ediyorum. Tüm zorluklarına rağmen bana göre çocukla seyahat etmek çocukla evde oturmaktan çok daha kolay ve keyifli.
S:Uzun yıllardır yolda olmaktan neler öğrendin?
C:Her seyahat mutlaka farklı bir özellik katıyor insana. Kendime daha fazla güvenmeye başladım, tek başıma neler başarabileceğimi öğrendim. Ön yargılarımdan bir bir kurtulmayı öğrendim. Daha çok kültür ve insan tipi tanıdıkça, daha fazla empati kurmayı öğrendim. Çevreye ve hayvanlara karşı farkındalığım artmaya başladı, çok güzel görünen bazı turistik aktivitelerin doğaya zarar verip vermediğini araştırmayı öğrendim.
Yıllarca nefret ettiğim coğrafya ve tarih derslerinde anlatılanların daha fazlasını seyahat ederken öğrendim, hem de çok severek. Her ne kadar seyahat etmek için para gerekiyorsa da dünyada parasız mutlu olunabilecek şeylerin ne kadar çok olduğunu her seyahatimde bir kez daha gördüm, paraya tamah etmemeyi öğrendim. Bu liste uzar gider açıkçası ama ilk aklıma gelenler bunlar oldu.
Bu ve benzeri nedenler aslında oğlumu gezilere götürmek istememin başlıca sebepleri diyebilirim. Çoğu insan o yaşta ne hatırlayacak ki çocuk diye düşünüyor ama atladıkları bir şey var. Düşünsene benim 20li yaşlarda öğrendiklerimi, o zihninin en berrak olduğu zamanlarda öğrenecek, bu bilinçle ve vizyonla büyüyecek. Bu bence bir çocuk için okullarda öğretilenlerden çok daha değerli.
S:Son olarak bundan sonrası için seyahat hayalleri ve planları nelerdir?
C:Seyahat hayallerim tabi ki çok fazla, saymakla bitmez ama yakın gelecekte yapmaya karar verdiklerimden bahsedeyim. Şubat ayında Güney Afrika ve Nisan ayında Güney Amerika düşünüyorum. Henüz araştırma ve rotaya karar verme aşamasındayım, biletleri daha almadım. Mayıs ayında ise Türkiye’de gitmeyi çok isteyip de ertelediğim ya da yıllar önce gidip son halini görmek istediğim yerleri gezmek için bir tura çıkmayı planlıyorum.
Kısa Kısa:
*Yeni bir yere varınca ilk iş ne yaparsın: Yemek yerim. 🙂
*Seyahatlerinde her zaman yanında olan 3 şey: Her zaman yanıma aldığım, olmazsa olmazım diyebileceğim pek çok şey var aslında ama cep telefonu, fotoğraf makinesi ve güneş gözlüğü sanırım en çok kullandıklarım.
*Yemeklerini en sevdiğin 3 ülke: Türk mutfağı dünyanın en güzel yemeklerine sahip bence ama yurt dışında Yunanistan, Gürcistan ve son seyahatimiz sonrası Sri Lanka ilk üçüme girer.
*Bıkmadan defalarca gidebileceğin 3 ülke: Brezilya, Endonezya, İtalya
*Ruh ikizin şehir/ülke: Rio De Janeiro / Brezilya
Bi’ Takım Faydalı Linkler:
Deniz Tarhan’ı, ürettiği içerikleri ve seyahatlerini takip etmek için bir takım linkleri nazikçe bırakıyorum:
websitesi: hohhoyyt.com
instagram: hohhoyyt
facebook: hohhoyyt
youtube: hohhoyyt