En Sevdiğim & Hayata Bakışımı Değiştiren Top 7 Kitap Önerileri Listem

Şu sıralar bana en çok sorular soru ve yazmam için en çok istek gelen konu üzerine cevaplar vermek için bilgisayar başına oturdum. En sevdiğim, her sene okumak istediğim, hayatımı değiştiren ve herkese önereceğim kitaplar neler? Aslında soru gayet açık ve net. Ama bana ne zaman sorulsa bir geriliyorum ve zorlanıyorum. Filmleri çok seven birine en sevdiği top 5 filmi sorsanız, müzik konusunda aşırı tutkulu birine top 5 albümü veya çok seyahat eden birine en sevdiği 5 noktayı vb karşınızda acı çeken bir yüz ifadesi bulmanız olası. Benimki de aynı durum. Kitapları çok seviyorum, hepsinden ayrı bir şey öğreniyorum ve hepsinin ayrı ayrı güzellikleri var. En top 5 tane – 10 tane seçilemeyecek kadar özeller. O listeye girmeyenlere büyük haksızlık olduğunu kalpten biliyorum.

Bana bu sorunun neden çokça sorulduğunu da anlayabiliyorum. Hayatın gerçeklerinin farkındayım. Herkes hayatın akışında yılda 44-50 kitap okuyacak ve üzerine aylık veya yıllık blog yazıları yazacak zamanı yaratamıyor veya tutkuya sahip olmayabilir. Aşırı normal. Ben de yılda 10 yeni film izlemiyorumdur. Her birimizin hayatı anlamlandırma, kendini geliştirme, öğrenme yöntemleri çok farklı ve kıyaslanamaz. O nedenle derin derin düşünüp bugüne kadar okuduğum kitaplardan geniş kitlelere faydalı olacağını düşündüklerimi listeledim. En Sevdiğim & Hayata Bakışımı Değiştiren Top 7 Kitap Önerileri Listemi yaparken kitapların geniş kitlelere hitap etmesi (tutup yoga felsefesi kitabı önermek istemedim), Türkçe çevirisi olması, online – kitapçılarda bulunabilir olması ve mümkün olduğunca farklı konu ve yazarlardan olmasına da özen gösterdim. Hazırsanız memnuniyet garantili en sevdiğim kitap önerileri listeme başlıyoruuum.

Kurtlarla Koşan Kadınlar – Clarissa P. Estes

Hayata, kadın olmaya ve kendim olmaya bakış açım bu kitaptan önce ve sonra olarak çok keskin şekilde değişti diyebilirim. Hatta sadece bir kitap önerme hakkım olsa Kurtlarla Koşan Kadınları gözüm kapalı öneririm. Yazarı Estes’in 20 yılda yazdığı (veya kaliteli İskoç viskileri gibi damla damla damıttığı) psikolojik bilgeliğini zaman kadar eski öyküler üzerinden anlattığı bu kitap gerçekten de baş yapıt. Her kadının içinde doğuştan var olan “vahşi kadın“dan bahseden, kurtlarla kadın psikolojisi arasında ilişki kuran aşırı kafa açıcı ve özgüven geliştirici bir baş yapıt hem de!

Açıkçası bu kitabı okurken başta çok zorlandım. Elime çok değerli bir kitap geçtiğinin farkındaydım ama ilerlemek, takip etmek ve yazılanları tam anlamıyla anlamak çok çok zordu. Pek çok kelimeyi google’ladım ve kitabın sonuna not aldım. Unuttukça baktım ve kitapta ilerlemek için inat ettim. Yaklaşık olarak ilk 100 sayfayı aşınca gerçek anlamda kitabın içine girip kayboldum. Gene de bir solukta okunacak bir kitap değil Şubat- Mayıs arası aylarca okudum. Hemen hemen her satırın altını çizdim. Bazı bölümleri (ve öyküleri) çok sevip baştan okudum. Kitaptan sevdiğim kısa metinleri alıp defterlere yazdım.

Efsanevi yazar (kendisinin de bu listede bir kitabı olacak) Maya Angelou’nun “okuma bilen herkesi okuması gereken bir kitap” dediği Kurtlarla Koşan Kadınlar açık ara en favori, en hayran kaldığım, en herkese önerdiğim kitap. Her sene yeniden okumayı, arada rastgele sayfalarını açıp okumayı, sevdiğim cümleleri temiz bir deftere geçmeyi planlıyorum. Nasıl 20 yılda yazıldıysa anlamak & sindirmek için okuyucunun da 20 sene boyunca okumaya ihtiyacı var bence. Yaşasın kadın olmak! Vahşi olmak! Kurtlarla koşmak!

Düşünce Gücüyle Tedavi – Louise Hay

Defalarca okuduğum, hemen hemen her satırın altını çizdiğim ve elimdeki kitabı eve gelen arkadaşlarıma “mutlaka okumalısın!!11!!” baskıları ile hediye ettiğim için defalarca yeniden satın aldığım bir kitapla listede ilerliyorum. Hayatta olan bitene ne zaman anlam veremesem, üzülsem, kaybolmuş hissetsem kendimi Louise Hay’in anlayışlı ve bilge kollarına bırakıyorum. Evin ortasında durup “Kitabımı getirin bir şeye bakıcam” desem hiç düşünmeden bu kitabı getirirler o derece! Yazarı Louise Hay hayallerimde kendisi benim cool ve kafasına göre yaşayan teyzem ve mentörüm. <3

Kitapta düşüncelerimiz, kendimizle konuşma biçimimiz, kalıplarımız ve inançlarımız nasıl oluyor da gerçek ve somut hayatımız olarak meydana geliyor anlatılıyor. Hastalıklar ile düşünce kalıpları arasındaki ilişki açıklanıyor. Bu kadar derin konuları süper basit bir dille anlatması da yazarın anlattığı her şeyi ne kadar içselleştirip kendi hayatına uyguladığını gösteriyor.

Aslında kitap kendimiz düşünerek veya hissederek bulamayacağımız gizli bilgiler vermiyor. Ama kesinlikle bakış açımızı ve düşünme şeklimizi değiştiriyor. Defalarca okunası, notlar alınası, içindeki alıştırmalar yapılası bir kitap. Herkesin mutlaka okumasını öneririm. (evet dehşet çirkin kapak tasarımına karşın) Ne zaman gerçek hayat, zorluklar, çirkinlikler, negatiflikler çok üstünüze geliyor.. o zaman bir köşeye çekilip bir daha okumanızı öneririm. Çünkü hayatın hangi döneminde okursanız o döneme göre, o lensten farklı şeyler söylüyor. Sihirli. <3

Dört Anlaşma – Don Miguel Ruiz

Şimdi rotayı eski zamanlara ve Meksika’nın kadim medeniyetlerinden Tolteklere ve bilgeliğine çeviriyoruz. Dört Anlaşma kitabında Tolteklerin öğretileri ve bilgeliği bu kitapta bizlerin anlayacağı basit dilde özetlenmiş. Dört anlaşmanın maddeleri, anlatım dili ve örnekleri o kadar basit ki! Kitabı anlamamak gibi bir şey söz konusu değil. Bir veya bir kaç oturuşta hızla bitirilecek bir kitap.

Anlaması ve okuması gerçekten kolay. Ama işler kitabın dört öğretisini hayatımıza uygulamaya gelince aşırı zorlaşıyor! Okurken kalpten ve akıldan %100 onay verdiğimiz bu basit öğretiler, uygulamada çok zor. Her zaman hatırlamak ve kendimize hatırlatmak gerekiyor. Zamanın belli bir kısmında uygulasak ya da o gün dört öğretiden bir kaçını uygulasak bile büyük başarı. Bu kitabı iki 2019 ve 2020’de olmak üzere iki defa okudum. İlk okuduğumda dört adet kopyasını alıp dört kişiye hediye etmiştim.

Kitaptan çok sevdiğim ve ne zaman içimden bir şey yapmak gelmese aklıma düşen bir cümle: Aksiyon, hareketlilik, dolu dolu yaşamaktır. Aksiyonsuzluk yaşamı yadsımanın bir yoludur. Hareketesizlik, yıllar boyu hergün televizyon karşısında oturmaktır. Çünkü canlı olmaktan ve kim olduğunuzu ifade etmemek için risk almaktan korkarsınız.

Her Adımda Huzur – Thich Nhat Hanh

Yoga – meditasyon işlerine süper meraklı olup geçen seneye kadar Thich Nhat Nanh’ın kitapları ve öğretileri ile tanışmamış olmam biraz tuhaf. Yani bana öyle geliyor en azından. Bana göre kendisinin en harika kitabı olan Her Adımda Huzur’u online kitap alışveriş yaparken ücretsiz kargo limitine erişmek için sepet tamamlama amaçlı almıştım. İyi ki de almışım!

İncecik, yazım dili çok hafif ama anlattıkları ağır bir kitap. Bir kaç cümle okuyup kendinizi üzerinde uzun uzun düşünürken bulmak çok olası. Anda kalmak, mindfulness konusunda bana göre yazılmış EN SADE ve EN İYİ KİTAP. Bu konuda gerek yoga eğitimi ödevleri, gerek kişisel merakım olsun çok farklı tarzda ve sayıca çok kitap okudum. Hiç biri Her Adımda Huzur seviyesinde etkilemedi beni.

Çok basit gündelik örneklerle, çok az kelimeyle, olabilecek en sade şekilde anda kalma konusunu işliyor. Zorlasanız bir oturuşta biter. Ancak 8-12 saat arası demlenen özel bir kahve gibi anlamlı ve dolu. Bu kitaptaki örnekleri (bulaşık yıkamak), şiirleri (hindiba) ve yazılanları hiç zorlanmadan hatırlıyorum. Aslında özel bir konuda bir kitap olmasına karşın tüm zamanların en çok önereceğim kitaplar listesine ekliyorum çünkü bu konularla hiç ilgisi ve bilgisi olmayanlar ise basit dilinden, uygulanabilir kolay önerilerinden dolayı seveceklerdir kitabı. Eminim. Bir de okudukça yüzünüze bir huzur, bir ışık, belirli belirsiz bir gülümseme gelip yerleşiyor. 

Simyacı – Paulo Coelho

Simyacı, henüz liseye bile gitmiyorken ufacıkken okuduğum tamamen anlayamasam da çok sevdiğim bir kitap olmuştu. Zaten 90’larda ve 2000’lerde o kadar çok satıyordu ki.. her evde en azından bir tane olduğuna yemin edebilirim. O yaştaki algımla kitapta anlatılanları tamamen anlamasam da her insanın hayatta bir amacı olduğunu (kitapta “kişisel menkıbe” denip duran şey) ve onu gerçekleştirmek için kalbinin onu gerekirse Mısır Piramitleri’ne sürükleyeceğini anlamıştım.

Yıllar yıllar geçti ve yanlış hatırlamıyorsam 2018 civarında dünya tarihinin en çok satan romanlarından biri olan bu kitabı bir daha okumak istedim. O zamandan beri her sene yeniden okuyorum. Her okuduğumda da farklı kısımlarından etkilenip üzerine düşünüyorum. Hikaye çok basit ve akılda kalıcı olsa da yeni detaylar, yeni anlamlar keşfediyorum.

Kitabın bu kadar başarılı olma ve her ülkede okunma hikayesi de çok ilginç. Yazarı Paulo Coelho, bu kitabı kapanıp tam iki haftada yazıp bitirmiş! Sonra anadili Portekizcede sadece 900 adet basılmış ve ufak bir başarı yakalamış. Bir kaç sene bekleyip kitabı geniş kitlelere yaymak için inat ettikten sonra daha fazla sayıda ve Portekizce olarak basılmış. Portekizce bilen Amerikan turistlerin beğenmesi sonucu İngilizce çeviri için görüşmeler başlamış. İngilizceye çevrilmesi kitabın dehşet önünü açıp 110 küsür dile çevrilen ve en çok okunan romanlardan biri olmasını sağlamış. Ancak o ilk 900 adet baskı satmazken bile Coelho, iki haftada ilham patlaması ile yazdığı bu kitabın bir gün çok büyük olacağına inancını sürdürmüş. Tam da kitaptaki hikayenin paraleli değil de nedir bu? <3

Hayatta veya belirli konularda yolunuzu aydınlatması için bu kitabı herkesin okumasını öneririm. Herkesin çok sevip kendinden bir şeyler bulacağına da eminim. Kitabı çok sevip yazara sempati besleyenlere de seslenmek istiyorum: hazır bu kitabı okumuşken üzerine benim için bir de Hippie patlatın!

Kitaptan çok sevdiğim bir kaç alıntıyı paylaşmak istiyorum:

” İnsanlar yaşama nedenlerini pek çabuk öğreniyorlar ” dedi yaşlı adam, gözlerinde beliren acıyla. “Belki de gene aynı nedenle hemen pes ediyorlar. Ama dünyanın hâli böyle işte.. “

Hepimiz, gençken, Kişisel Menkıbemizin ne olduğunu biliriz.

” Bir şeyi gerçekten istersen ,”demişti yaşlı adam ona, ”onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar. ”

Lykke – Meik Wiking

Nordiklere, kültürlerine ve yaşayış stillerine hayran olduğum su götürmez bir gerçek. Durum böyle olunca bu ülkelerden çıkma ve özellikle hayata dair tavsiyeler veren, hayat stili önerileri içeren pek çok (pek çok pek çok) kitap okudum. Toplumsal adalete, eşitliğe ve her bir bireyin kendi hayatını yaşamasına süper önem veren insana ve doğaya saygılı bu kuzeyin soğuk ülkelerinden öğrenecek çok şey var. O nedenle top 7 kitap önerileri listemde Nordik yaşam felsefesini anlatan bir kitap olmazsa olmazdı.

Lykke yazılıp luukah okunan ve kelime anlamı Danca anlamı “mutluluk“ olan kavramı anlatıyor kitap. Nordik stili mutluluk için 9 adımlık bir reçete sunuyor. Bol görsellik eşliğinde gerçekçi, uygulanası ve oldukça makul fikirler veriyor. İş-hayat dengesi, aile, ritüeller, yemek, sağlık, para gibi konularda akademik çalışmalar tabanlı çok sürükleyici bir kitap. İçerisindeki fikirleri veriler, çeşitli tablolar ve karşılaştırmalar ile görsel olarak da harika özetliyor. Tüm bu harika bilgileri de hikayeleştirerek anlatıyor. Daha ne yapsın?

Bir de son bölümü var ki… bildiğiniz ağladım. İnsan olduğumu, her zaman zor da olsa doğru olanı yapmam gerektiğini, daha idealist olmam gerektiğini ve hayatta en önemli şeyin insanların adımı duyduğunda yüzlerinin aydınlanması olduğunu bir kez daha idrak ettim. <3

ps: Nordiklerden daha fazla kitap önerisi isteyenleri: Kuzeyden Kopup Gelen Nordik Kitap Önerileri Listem yazıma beklerim.

Kafesteki Kuş Neden Şakır Bilirim – Maya Angelou

Öncelikle kitapları bir yana Maya Angelou, mutlaka tanımanız, araştırmanız ve hakkında bilgi sahibi olmanız gereken ikonik bir insan. Bir doğa olayı. Efsanevi kadın. Bu kitabı veya her hangi bir kitabını alıp okuma planınız yoksa bile uygun bir vaktinizde youtube’a adını yazıp video’ları üzerinden ufak bir gezintiye çıkmanızı şiddetle öneririm.

Genelde otobiyografik roman ve şiirler yazıyor. Bunlar haricinde bir takım senaryoları da var. Kendi hayatını onun kadar ilgi çekici ve tarafsız anlatabilen bir otobiyografi yazarı daha okumadım. Onun yaşadığı dönemden ve topraklardan çok çok uzakta ve çok çok farklı bir zamana doğmuş biri olarak 1930’larda Arkansas’da büyük annesinin yetiştirdiği siyahi bir kız çocuğu olmak nasıldır iliklerime kadar hissediyorum. 17 yaşında hamile kalmak, hayatta defalarca yolunu kaybedip yeniden bulmak, aile içi şiddet ve türlü sıkıntılar atlatmak nasıldır biliyorum. Büyük travmalar atlatıp beş sene bilerek konuşmamak nasıldır fikrim var. 

Tüm bu olumsuz deneyimlerden yükselerek çıkmak ve kendine ha-ri-ka ve pek çok ilkler ve başarılarla dolu bir hayat kurmak. Yapamazsın, senden olmaz diyenlere kulaklarını tıkayıp durmadan hayatına dümdüz devam etmek… Maya, bakış açısını ve başarılarını, çocukluğundan beri hep çok okumasına ve kitaplara bağlıyor. Şaşırdık mı? Ben BIG NO! 😀

İnanılmaz ama yapamam dediğim bir şeyi yaptım. En Sevdiğim & Hayata Karşı Bakışımı Değiştiren Top 7 Kitap Önerileri Listemi çıkarıp yazdım. WOW! Şimdi söz sizde – Kitap önerilerimden hangileri aklınıza yattı? Okuyup beğendikleriniz hangileri? Sizin hayatınızı ve bakış açınızı değiştiren kitap önerileriniz nelerdir? Mutlaka yorum bırakın, bekliyorum!

View this post on Instagram

🙋🏻‍♀️Yeni yazı geldii..! 📚Temmuz & Ağustos aylarında okuduğum ve çok sevdiğim #kitapönerileri yazısı sizlerle. 🥰Toplamda 9 kitap okuyup özellikle 3 tanesini çok çok çok sevdim.. 😘Tüm detaylar yazıda sizlerle & yazı linki profilde. 💛Ayrıntıda gizli sarı kurdu görenler? 😬 . . . #kitapönerisi #kitapokumak #kitaptavsiyesi #kitapaşkı #kitapsevgisi #kitapsever

A post shared by Zeynep Cansoylu 🪐✨ (@zeyneppcans) on Aug 26, 2020 at 10:37am PDT