Kitap Önerisi: Tanrı ile Sohbet – Alışılmadık Bir Diyalog

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

Yaratıcı yazarlık dersi alan, atölyelere giden, online video’lar izleyemiş olanlar bilir. Bir yazı yazarken -hele de blog, gazete vb yazısı ise- en önemli şey başlıktır. İkinci önemli şey ise o yazının kapak görselidir. Pek çok insan bu ikiliye bakarak yazıyı okuyup okumama kararını verir. İşte yukarıdaki fotoda gördüğünüz kitabı kitapçıda rafta görsem –bana göre– ikisinden de kaybettiği için –hele o görsel, o çirkin görsel!– varlığını farketmezdim bile. Şansıma rafta görmedim. Çok sevdiğim ve hayran olduğum Oprah’nın kitabını okurken bolca övgüler ile bahsi geçti. Hemen not aldım: “Tanrı ile Sohbet – Alışılmadık Bir Diyalog” kitabını al!

Gittiğim bir kaç kitapçıda bulamayınca online olarak idefix’ten aldım. Oprah’nın övgüleri bile bana tam güven vermemiş olacak ki dört serilik kitabın ilkini aldım sadece. Bir kaç hafta süründürdükten sonra okumaya başladım ve Rusya’ya seyahate giderken yanıma aldım. Okuma deneyimim için “ilk görüşte aşk” diyemem. Biraz zorlama, bolca şüphe ve yazarın akıcı metin yazma yetisine bolca iğneleme hisleri ile okurken sonunda kitabın içine girip düşünmeyi bırakıp sadece hissedeceğim cümleyi okudum:

Bana her şeyi sorun. Sorunuzu sorun. Kitabı kapatın ve gözlemleyin.”

Tam olarak bunu yaptım.

Sorum şuydu: “Ben ne yaparak, insanlara ne vererek hem %100 kendim olabilirim hem de dünya için değer yaratırım?”

O günden beri hala cevaplar buluyor, beklenmedik yerlerden ilhamlar alıyor, aklıma gelmeyen ama doğru hissettiğim yollar buluyorum. O yüzden kitabı ve anlattıklarını sevdim. Çok sevdim hatta. Şimdi sizler ile ilk kitabın anlattığı ana konular üzerine çok sevdiğim cümleleri paylaşıyorum. Böyle detaylı ve dört kitaplık seriyi bir yazıda özetlemek mümkün değil. Amacım sadece kitap hakkında fikir vermek..

ps: kitap dini bir kitap veya dini kitaplara rakip kitabı değildir. lütfen kıyaslamalar yapmayın.. <3

DUYGULAR ve RUHSAL KONULAR

  • Deneyimlerinizin mesajlarını dinlemediğiniz için aynı deneyimleri tekrar tekrar yaşıyorsunuz.
  • Duygularını dinle. En yüksek düşüncelerini dinle. Deneyimlerini dinle. Bu dinlediklerin, öğretmenlerin, kitapların söylediklerinden farklılık gösteriyorsa sözleri unut. Sözler en az güvenilir mesajlardır.
  • En iyi rehber: o içinizdeki sestir.
  • Her düşüncenin arkasında bir başka düşünce vardır. Buna “tohum düşünce” de diyebilirsiniz. Kontrol tohum düşüncededir. Tohum düşünce, yürekten inanılan ve gerçekleşmesinde hiç bir şüphenin olmadığı düşüncedir.
  • Tüm insan davranışları en derin boyutta iki duygudan biriyle motive edilir: korku ya da sevgi. Gerçekte yalnızca iki duygu vardır. Ruhun dili bu iki sözcükten ibarettir.
  • İnsan ruhu bu kozmik olayın derinden farkında ama aklı anlamakta zorlanıyor.

TANRISAL KONULAR 

“Korkmadığınız, yargılamayan ve cezalandırmayan tanrıyı hayallerinizde bile kucaklamaya zorlanıyorsunuz.”

  • Tanrının planı siz ne isterseniz onu yaratmanızdır.
  • Kendiniz için yapmadığınızı sizin için yapamam; bu yasadır. Ben sevgimi, sizin kendi sevginizi göstermenize izin vermeden gösteremem.
  • Tüm yaşam sürecinizin sürekli haz, sürekli yaratıcılık, sonsuz genişleme ve şimdinin her anının total doyum deneyimi olmasını arzu ediyorum.
  • Total bilme anınızda siz de benim her an hissettiğimi hissedeceksiniz: total haz, sevecenlik, kabul, kutsama ve şükran. Bunlar tanrının 5 davranış hali.

KENDİN OLMAK

  • Herhangi bir şey yapmak için tek neden vardır: Evrene kim olduğunuzu göstermek.
  • Cehennem: kim ve ne olduğunu bilmek ama bunu deneyimleyememektir. Daha az olmaktır.
  • Değerlerinizi tek tek gözden geçirin. Onlara toplumun tetkiki ışığında bakın. Eğer tereddüt etmeksizin dünyaya kim olduğunuzu ve neye inandığınızı söyleyebilirseniz kendinizle mutlusunuzdur.
  • Kim olduğunuzu sürekli gösterdiğinizde insanlara kim olduklarını hatırlatacaksınız. Çünkü kendilerini sizde görecekler.

not: görsel ikinci kitaptan

YARATMAK

Yaşamın en derin sırrı: yaşam keşfetme değil, yaratma sürecidir.

  • Evrede kurban yoktur. Sadece yaratıcılar vardır. Her ruh bir üstattır.
  • İşin, kim olduğunun göstergesidir.
  • Gerçekten sevdiğin şeyi yap! Başka hiç bir şey yapma! Çok az zamanın var. Sevmediğin bir şeyi yaşamını kazanmak için yaparak bir anını bile ziyan etmeyi nasıl düşünebilirsin?
  • Hayat, bazen ardı ardına “kim olmadığın” boyutunu ifade ederek, seni “kim olduğunu” kanıtlamaya çağırabilir.

USTALAR

  • Ustalar görece dünyanın sırrını keşfettiler. Görece realiteyi gerçek olarak kabul etmeyi reddettiler. Usta, yalnızca sevgiyi seçen kişidir. Her anda. Her olayda. Her koşulda.
  • Gerçek ustalar; yaşamı kazanmayı çalışmak yerine, yaşamı yaratması seçenlerdir.

Şimdi söz sizde: kitabı okuyanlar var mı? Ne düşünüyorsunuz? Okumayanlar ne düşünüyor? Merak edenler kimler? Mutlaka yorum bekliyorum.

ps: dört kitabı da Türkçeye harika çeviren çevirmeni Nil Gün’e teşekkürler.

pps: beni ve kitap önerilerimi takip etmek için instagram profilime beklerim: zeyneppcans.

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe