Aşırı Huzur ve Rönesans İçin – Floransa Gezi Rehberi

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

Çok uzun yıllardır İtalya denince aklıma ilk Rönesans (aslında dünyanın en iyi makarnası ve favori şaraplarından sonra ilk ama neyse..) ve Rönesans denince de Floransa geldi. İtalya ve dünya tarihine damgasını vurmuş Medici ailesi, Leonardo da Vinci, Michelangelo (ve David heykeli), dünya gözüyle görülmesi şart Uffizi Gallery Müzesi, yüzyıllardır korunmuş sokakları ve mimarisiyle Floransa’dan beklentilerim büyüktü. Floransa şehrinin başkenti olduğu Toskana bölgesinin şarapları ve dana eti de ef-sa-ne-vi olunca devasa beklentilerle şehre vardım…

Floransa beni hiç hayal kırıklığına uğratmadığı gibi, beklentilerimin çok üzerinde deneyimler sağladı. Her yere yürüyerek gidilen, her köşesinden klasik veya modern sanat fışkıran, insanları güler yüzlü ve sıcak, mimarisi sarı-turuncu tonlarında, gelatoları alıp yürümüş, gün batımları tablo gibi ve kötü yemek bulma ihtimalinin sıfıra yakın olduğu bu şehri çok sevdim. İki buçuk gün geçirdikten sonra Milano’ya doğru yola çıkarken Toskana’ya ve Floransa’ya yeniden geleceğime emin ve huzur dolmuş bir ruh halindeydim. O zaman pek çoklarının ilki olacağına inandığım Floransa Gezi Rehberi yazım başlasın… 🙂

Floransa’ya Ulaşım

An itibari ile ülkemizden Floransa’ya direkt uçuş yok. Ancak Bolonya veya Pisa şehirlerine uçup kara yolu ile geçiliyor. Havaalanından direkt tren istasyonuna geçip bilet alabilirsiniz. İtalya içi Rail Italia tren biletlerini araştırmak için tık tık. Alternatif olarak gene havaalanından otobüslerle gidebilirsiniz. Biz Bolonya’ya uçup havaalanından otobüs ile 30 dakikada Floransa’ya vardık. Elden para toplayan, bilet kesmeyen baya minibüs tarzı otobüsler saat başı kalkıyor. 🙂

Konaklama Önerileri

Yerel fırınlarda/pastanelerde kahvaltı, İtalyan kahveleri, yeme-içme marketlerinde bol çeşitli öğle yemeği, öğleden sonra prosecco’su, bol bol karbonhidrat ve nefis Toskana etleri yemekleri ile akşam yemeği derken asla evde yemek hazırlamaya yeltenmeyeceğimi bildiğim için Floransa’da otelde kalmayı tercih ettim. Bence hotels.com veya booking.com’dan konumdan iyi puan almış güvenli ve temiz herhangi bir otel iş görür bence. Ben Hotel Accademia’da kaldım ve çok memnundum. İncelemek isteyenler için linkini şuraya nazikçe bırakıyorum. Floransa’da tek kriterim konumun iyi puan alması derim.

Floransa Şehir İçi Ulaşım

En uzak yere yürümenin 20 dakika sürdüğü bu şehire rahat ayakkabılarla geliyoruz ve durmadan yürüyoruz. En ideal ulaşım şekli tartışmasız yürümek. Şehirde metro ve şehir içi tren yok. Sadece otobüs var ancak gezilecek yerlerin %100’ünde ihtiyacınız olmayacak. 🙂

Floransa Kart (FirenzeCard): Almak ya da Almamak

Alındığı andan itibaren 72 saat yani dolu dolu üç gün geçerli olacak bu kartı almak; Floransa’da üç gün ve üzeri zaman geçirecek ve müzeleri gezmeyi hedefleyenler için aşırı mantıklı. 45 adet müzeye giriş (tüm liste için tık tık) sağlayan bu kart, ek olarak bir müzeyede sıra beklemeden giriş hakkı veriyor. Bu hakkınızı sırası kilometre olan Uffizi’de kullanmanızı şiddetle öneririm. Kart sahipleri 18 yaş ve altı çocukları için de kartlarını kullanabiliyor. Online (tık tık) veya turizm ofisinden alabilirsiniz. Gelelim en merak edilen soruya. Kartın ücreti ne kadar? An itibari ile yetişkin için ücreti 85 euro. Evet çok, ancak sadece Uffizi Gallery girişi günü/saatine göre 35-40 euro arası. O yüzden müze-sever bir gezginseniz almak baya mantıklı.

FLORANSA GEZİLECEK YERLER & YAPILACAKLAR LİSTESİ

Evet lojistik ve planlama detay işlerini arkamızda bıraktıysak ziv ziv gezmeye hazırız. Ancak şehrin ruhu ve karakteri gereği çok koştur koştur gezmelik, kocaman yapılacaklar listesi çıkıp kovalamalık bir yer değil. Aslında detaylı bakınca yapılacak çok şey var. Muhtemelen bir hafta vb kalmayacaksanız her şeyi yapamayacaksınız. Olsun. Yolunuzun yeniden ve yeniden düşeceği şehirlerden biri burası..

Floransa Katedrali

Şehrin ana meydanında yer alan devasa Floransa Katedrali’ni görmemek imkansız. Aslında bu yapıya tam adıyla: Cattedrale di Santa Maria del Fiore deniyor. İtalyanlar genelde kısaca “Duomo”  (katedral) deyip geçiyorlar. Zaten şehirde katedral denince akla gelecek tek yapı kendisi. Yapımı 150 yıl süren ve dış cephesi pembe, beyaz ve yeşil mermerle tasarlanan katedral gerçekten de güzel ve göz alıcı. Benim gibi kale, katedral, kilise vb yapıları sevmeyen birinin bile beğeneceği kadar güzel.

Katedralin kendisi, kubbesi, müzesi, çan kulesi, vaftizhanesi vb bilet alınıp geziliyor. Şu linkten önden bilet alıp gezinirken vakit kaybetmemekte fayda var. Beşine birden kombine bilet alıp daha uygun fiyata getirebilirsiniz. Bu arada katedralin kubbesi gerçekten çok güzel ve ne zaman yükseklerden onu görseniz insana mutluluk veren türden..

Uffizi Gallery Müzesi

Konu İtalyan Rönesans dönemi sanat eserleri olunca en en en önemli adres Uffizi Gallery. Yüz adetten fazla oda içeren, iki katlı ve U harfi şeklindeki bu bina beni en çok heyecanlandıran müzelerden biri oldu. (diğeri müze değil ama İsviçre’deki CERN) Binası, tavanları, odaları ve sanat eserleri ayrı güzel gerçek üstü bir yer. Bence kesinlikle sesli rehber (audio guide) veya elinizde haritalı rehber bir kitap ile gezmeniz şart.

Mümkünse sabahtan gidin ve Uffizi’yi gezmeye yarım gün ayırın. Yağlı boya resimlerini, heykellerini göreceğiniz epik ötesi sanatçılar böyle bir zaman ayırmayı kesinlikle hakediyorlar. “Uffizi’de kimlerin eserleri var?” derseniz bir kaç örnek vereyim hemen: Botticelli (kesin biliyorsunuz: Venüs’ün doğuşu), Caravaggio (gene kesin biliyorsunuz: Medusa), Leonardo da Vinci, Raphael (kesin biliyorsunuz Madonna), Rembrant, Michelangelo en ünlülerinden bazıları.

Uffizi Gallery için önceden ve online bilet almanızı şiddetle öneririm. Resmi bilet satan sitesi için tık tık. Bu arada online biletiniz olmasına karşın gene de sıra bekleme ihtimaliniz var. Floransa şehrinde favori deneyimim burası olmuştu demeden de edemeyeceğim… 🙂 Haydi bir sonraki maddeye ilerleyelim..

Vecchio Köprüsü

Türkçe çevirisi “Eski Köprü” olan bu yapı, Floransa denince gözümde canlanan ilk görüntüydü. 1300’lerden günümüze gelen köprünün sıcacık İtalyan renkleri, kemerleri ve üzerinden düşüverecekmiş gibi duran kutu kutu dükkanları var. Uzaktan fotoğraflaması keyifli, eteklerindeki çimlerde güneşlenip piknik yapmalık ve üzerinde vitrinleri inceleyerek şehrin tarihi merkezi kısmından çıkıp daha yerel ve yerleşim yerleri olan kısımlarını gezmek çok keyifli.

Vecchio Sarayı

Yolunuzun Signoria Meydanı‘na (Piazza della Signoria) bakan kale görünümlü bu saraydan geçmemesi gibi bir ihtimal yok. Dışı kale, içi saray olan bu yapı bilet alınarak gezilebiliyor.  Rehberli turlarla gezilmesi ve gezilecek iki katı ile minimum iki saatte biteceğini not etmekte fayda var. Özellikle Roma İmparatorluğu döneminde işler nasıl yürürdü, konsey toplantıları nerelerde nasıl yapılırdı konularını merak eden tarih severler listeye eklesin. Ben dışarıdan bakmakla yetinen gruptanım dürüst olmak gerekirse. 🙂

Santa Croce Bazilikası 

DEVASA ön cephesi ile gözden kaçıramayacağınız bu bazilika, İtalya’nın ve rönesans döneminin en önemli sanatçılarının bazılarının mezarlarını barındırdığı için ayrıca önemli. Galileo, Machiavelli, Michelangelo, Foscolo ve Rossini örneklerden bazıları. Şimdi bu bilgiden sonra şöyle kısa bir uğramak isteyeceksiniz, biliyorum.

Michelangelo Tepesi ve Floransa Manzarası

Floransa şehrine aziz bir tepeden bakıp sıcak İtalyan mimarisine, o yumuşak renklerine, katedralin kubbesine, Vecchio köprüsüne hayran kalmak için en ideal ve tamamen ücretsiz yer burası. Özellikle manzaraya hakim merdivenlere kurulup plastik bardaklarla prosecco yudumlamak paha biçilemez bir deneyim. <3

Pitti Sarayı / Palazzo Pitti

Rönesans dönemi bir Medici ailesi saray nasıldır görmek isteyenlerin tüm beklentilerini karşılayacak bir nokta Palazzo Pitti.  1500’lerde Medicilerce satın alınan saray, Medici hanedanlığının Toskana Bölgesi’ndeki gücünü ve ihtişamını göstermede çok önemli bir yapıymış Pitti Sarayı. Medicilerden öncde de Habsburg ve Savoy hanedanlığına ev sahipliği yapmış. Yani saray gibi saray. Giriş ücreti kişi başı olarak kış döneminde 10 euro, bahar-yaz döneminde 16 euro. Ben saray sevmeyen biri olarak burayı es geçtim. Ancak gezenlerin yorumları oldukça iyi. Ayrıca gezilecek kısımları, müzesi devasa bir yer.

Palazzo Medici Riccardi

Pitti Sarayı’nın önündeki devasa kuyruktan fenalık gelmiş olabilir. Çok normal. Görece daha ufak ve daha az turistik bir saray – müze arayışındaysanız Medici ailesinin bankacılık/finans işlerinden sorumlu lideri Riccardi’nin kendisi için yaptırdığı sarayı gezebilirsiniz. Yapımı 1400’lerin sonuna denk gelen bu sarayı gezip o dönemde dünyanın en güçlü ve zengin ailesine ait biri nasıl bir evde yaşar sorusuna cevap aramak keyifli bir aktivite sanki.. 🙂

Boboli Bahçeleri

görsel: uffizi.it

Pitti Sarayı’na kadar gelmişken hemen arkasındaki görkemli ötesi Boboli Bahçeleri’ne uğramak isteyebilirsiniz. Biz sarayı es geçip direkt buraya geldik mesela. Saraydan ayrı bir girişi olan bu bahçeler çok büyük ve insana gezinirken kendini prenses/prens gibi hissettiren devasa yeşil alanlar. Özellikle rönesans dönemi heykelleri, büstler ve kocaman havuzlar sizi bekliyor. Müze gezmeye ufak bir ara verip biraz yeşile doymak için ideal bir mola.

Giriş ücreti kişi başı olarak kış döneminde 6 euro, bahar-yaz döneminde 10 euro. Pitti Sarayı ile kombine bilet alıp saray + bahçeleri daha ekonomik bir ücrete denk getirebilirsiniz. (internette bilgi yok, kombine bileti kapıda sormak gerekiyor) Ayrıca her ayın ilk Pazar günü Boboli Bahçe’lerine giriş ücretsiz. Seyahatiniz bu döneme denk geliyorsa mutlaka Pazar ziyaret edin.

David Heykeli & Accademia Gallery 

Floransa şehrine adım attığınız gibi baktığınız her yerde onu göreceksiniz: Michelangelo’nun %100 organik (ve çıplak) David heykeli! Hediyelik eşyacılarda bibloları, mutfak önlükleri, t-shirtler üzerine baskıları, magnetleri, replikaları… David ve (çok afedersiniz) şeysi her yerdeler!

David heykelinin orjinalini ve heykel sanatı ağırlıklı olmak üzere pek çok sanat eserini görmek için uğramanız gereken adres Accademia Gallery. Önden online bilet almakta veya Floransa card ile öncelikli giriş hakkını kullanmakta büyük fayda var. Uffizi kadar olmasa da sıra bekleyeceksiniz.

Bargello Müzesi

Konu David’den açılmışken Donatello’nun bronz David heykelini ve diğer efsanevi heykelleri merak edenlere öneri Bargello Müzesi. Floransa’da müze önerileri bitmez. Gerçekten de bu şehirde 10 gün de kalsanız dolduracak kültür-sanat aktivitesi bulmak en kolay şey.

Bardini Bahçeleri

görsel: visitflorence.it // bahçenin ilkbaharda görüntüsü 🙂

Pitti Sarayı’nın efsanevi Boboli Bahçeleri‘ni ziyaret edip beğendiniz. Ama hala canınız park bahçe gezmek istiyorsa daha az bilinen ve yakın zamanda ziyarete açılan Bardini Bahçeler’ine uğramanızı öneririm. Burası da Rönesans döneminden beri varolan harika bir bahçe. Özellikle fotoğraf meraklıları ilkbaharda buraya bayılacak.Giriş ücretli ve mevsime göre değişiyor.

Floransa’nın Tarihi Sokaklarında Amaçsızca Gezinmek 

En sevdiğim ve bana sorarsanız Floransa gibi tarih ve sanat dolu bir şehirle yapması en keyifli aktivite bu. Ara sokaklarına girip çıkmaya bayıldığım iki favori lokasyonlarım ise şöyle: 1)Mercato Centrale ve etrafı 2)Ponte Vecchio’yu geçip eski merkezi arkada bıraktan sonra şehrin karşı tarafındaki daracık ara sokaklar.. <3 <3

Florasa’dan Günübirlik Aktiviteler

Sınırlı günümüz olduğu için çevredeki yerlere günübirlik aktiviteler yapma işine girişmedim ancak vaktim olsaydı mutlaka yapardım dediklerim şunlardı:

  • Toskana şarap bağlarına günü birlik ziyaret & gerçekten çok iyi olan Toskana şarapları tadımı
  • Chianti Bölgesi: hem şarap bağları-tadımı, kendi özgü “fiasco” adı verilen hasır sepet içine şişesi konulan şarapları, hem bisikletle gezmenin kolaylığı nedeniyle çok ilgi çekici bir nokta. Üstelik İtalya’nın en iyi restoranları ve Toskana mutfağının harika yemekleri de var. Burası benim için günü birlik olmayacak kadar önemli. Bir sonraki İtalya seferimde detaylıca gezmek isterim. 🙂
  • Pisa Kulesi‘ne günübirlik ziyaret ve önünde piknik.
  • San Gimignano ve Siena: Tam bir “Toskana günü” geçirmek için sabah erkenden yola çıkıp ilk durak olarak San Gimignano’ya uğrayabilirsiniz. Burada bağ gezme, şarap tadımı, doğa yürüyüşü yapıp öğleden sonrası için biraz da şehir gezmeye Siena’ya geçebilirsiniz.
  • Cinque Terre: İtalyan rivierasında yer alan, masallardan fırlamış görünümlü bu beş köye (isimleri çok zor; ezbere saymam mümkün değil 🙂 ) de trene atlayıp günü birlik gidebilirizsiniz. Ayrıca mevsiminde giderseniz deniz-kum-güneş keyfi de bonusu.

FLORANSA YEME & İÇME NOTLARI

İşte geldik milyonların her sene İtalya’ya gitme nedenine: yemek, yemek ve daha çok yemek. Kahvaltıda “cornetto” (kruvasan) ile başlayıp, ara öğünlerde gelato, ana yemeklerde bolca makarna-pizza-risotto ile karbonhidrat tüketiminin doruklarında gezeceğeniz kutsal topraklardayız. Bir de bu denkleme Toskana bölgesinin leziz şarapları, kırmızı eti, prosecco, aperol eklenince kilo alma garantili..

Bir Gelato Cenneti Olarak Floransa

İtalyan dondurması gelato süper zengin aromalı, lezzet parçacıklı krema gibi dokulu zengin bir dondurma. Gelato denen bu cennetten çıkma lezzet, Floransa’da biraz daha güzel sanki. Bilemedim. Şu ana kadar Roma, Napoli ve Milano’da dondurma yemiş biri olarak Floransa şehrini gelato şampiyonu ilan ettim. Favori mekanlarımı sıralıyorum:

  • Perche No?: “Neden olmasın?” anlamına gelen bu mekan, süper merkezi ve harika gelatoları var. Her daim önünde oluşan kalabalıktan burayı saptayabilirsiniz. Favori çeşitlerimiz kestane, beyaz çikolata, çilekli ve yeşil fıstıklı oldu.
  • La Carraia: Vecchio Köprüsü’nü geçip nehir kenarında yürüdükçe karşınıza çıkan bu mekan yerellerin açık ara favorisi. Çeşit fazlalığı ile kal gelmesine sebep olabilir. Bizim favorilerimiz: portakal, berry-cheesecake, nutella ve cheesecake oldu.
  • Galeteria de Neri: Biraz daha deneysel çeşitler denemek isteyenlere (ben ben!) burayı şiddetle öneririm. Şili biberli bitter çikolata ve yeşil fıstık favori. Favori gelatosu nutella olanlar sevmez. İlginçli şeyler sevenlerse buraya bayılır.

Atıştırmalık Süper Lezzetli Şeyler

Bu kategoride tam bir öğün sayılmayan ama süper lezzetli, Floransa’ya gitmişken mutlaka deneyin dediğim bir kaç öneri yer alıyor. Haydi başlayalım:

  • Vinaino: ekmek arası gerçek üstü leziz sandviçler (paniniler) yemek için mutlaka uğranası bir mekan. Bir tanesi bir kişi için atıştırmalık olmak üzere fazla büyük. İki kişi bölüşmek mantıklı olabilir. Ya da koca bir taneyi mideye indirin biraz yürüyüp köprüyü geçip efsanevi dondurmacı La Carraia’ya yürür kalori yakarsınız. sdjsdhsjd.
  • Bademli Biscotti ve Vin Santo: Bizdeki peksimetin daha ince uzunu ve fazla çeşitlisi olan biscottiyi ara öğün olarak kemirmek gerçekten de çok keyifli. Ancak yolum Floransa’ya düşünce öğrendim ki bu işin bir raconu varmış. Biscotti, yumuşatma amaçlı çaya – kahveye sokulmazmış. Eyvahlar olsun! Doğrusu Santo şarabı denilen (vin santo) hafif tatlı ve bol alkollü şarap ile ıslatıp yemekmiş. Alkol ve tatlı.. en sevdiğim iki şey bir yerde olunca çok beğenmeden edemedim. (sol üst foto)
  • Mercato Centrale: Hem bir şeyler atıştırmak hem de bavula İtalyan lezzetleri atmak için her gün 15:00 civarına kadar açık olan Mercato’ya koşar adım ilerliyoruz. Peynir, şarküteri tadımları ve alışverişleri yapıyoruz. Bavula atmalık makarna ve kavanozda sos alıyoruz. Sonra gözümüze kestirdiğimiz büfemsi yerlerde değişik lezzetler deniyoruz. Biz deniz ürünleri çorbası deneyip bayıldık.

Yemek Mekan Önerileri

Bu kategorimizde baya uzun uzun oturup yemek yemelik önerilerle karşınızdayım. İtalya’da akşam yemekleri giriş – gelişme – ana yemek – tatlı – likör & espresso şeklinde uzayan bir maraton. Hoşsohbet bir arkadaşınızı/sevgilinizi kapın ve bu keyifli maratona katılın. Önerilerim:

  • Il Latini: Toskana bölgesine geldik meşhur bifteğini yemeyelim mi? Tabii ki de yiyelim. O zaman bu işi 117  yıldır yapan il Latini sizlere önerim. Giriş tabağı olarak şarküteriler, ana yemek olarak da Toskana bifteğini öneririm. Yalnız ufak bir notum var. Ne kadar “iyi pişsin” derseniz deyin az-orta getiriyorlar. Ben eti az pişmiş severim, hiç sorun etmedim. Ancak Atıl yiyemedi maalesef. Az pişmiş (bakın orta demiyorum. AZ) et sevmeyenler Toskana bifteği söylemesin derim. Bir de Cuma akşamı ve hafta sonu için rezervasyon yapsanız iyi olur.
  • Trattoria Boboli: Adından da anlaşılacağı üzere Boboli Bahçe’lerine takın bu mekanın MAKARNALARI EFSANEVİ. Ama öyle böyle değil. Makarna-severlerin gözlerinden yaşlar gelecek.
  • Trattoria Za Za: Burası benim için favori akşam yemeği deneyimi oldu. Ortam çok süslü değil ama yemekler ve şaraplar çok iyiydi. Lazanya ve kuzu pirzola söyleyip yemekleri bölüştük ve bayıldık. Zaten önündeki uzunun sıradan pek çok kişinin de buraya bayıldığını anladık. Porsiyonlar çok büyük, genelde tatlı yemek için yer kalmıyor belirteyim.

Gece Hayatı – Bar Önerileri

Uzun ve türlü kademeleri olan yemek maratonumdan sonra ufak bi’ yürüyüş yapalım. Sonra da gece eğlencesi için bir bara geçelim. Hemen önerilerimi sıralıyorum:

  • Ditta Artigianale: Her grupta olur. Bir kısım kahve içmek, bir kısım kokteyl-bira-şarap içmek ister. Florasa’daysanız dert değil. Şehirde bir kaç şubesi bulunan Ditta Artigianale’yi gidip hem leziz 3. dalga kahveler, hem harika ötesi kokteyller içebilirsiniz. Gündüzleri de freelance bir çalışma ortamı hakim. Daha ne yapsınlar? 🙂
  • Il Santino: Şarap tadım odaklı bir akşam geçirmek için hem yemekten sonra veya direkt yemek + şarap mekanı olarak tercih edilebilir. Şarap çeşitleri sonsuz, çalışalar yardımcı ve şarküteri & peynir tabakları leziz.
  • Brewdog: Craft bira sevenler kızılötesi ışınları ile saptamıştır zaten. Listeye eklensin. Akşam 22:00’den sonra iyice şenleniyor.
  • Volume: Bar, kahve, canlı müzik, genç kitle ve Floransa standardlarına göre uygun fiyatlı kokteyller var. Ayrıca yakınlarda çok sevilen pizzacı Gusto da var.

hem 3. dalga kahveci hem de bar: Ditta Artigianale

Şimdi söz sizde.. Buraya kadar cümle ve kelime kaçırmadan okuduysanız… tebrikler! Hem 2500’den fazla kelime okusunuz hem de Floransa hakkında ciddi düşünüyorsunuz. O zaman fikirlerinizi yorumlara bekliyorum. Yakında gitme planı olanlar kimler? En çok sevdiğiniz şey ne oldu? Mutlaka yorum bırakın.. =) 

ps: Floransa’da gün gün nereleri gezdim, hangi mekanları keşfettim şöyle bir bakmak isteyenleri profilime sabitlediğim insta story’lerime beklerim. (instagram: zeyneppcans)

pps: Foursquare uygulaması üzerinden oluşturduğum detaylı Floransa listemi isteyenler yorum bıraksın!

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

1 Comment

  1. Ocak 18, 2020 / 8:37 pm

    Emeğinize sağlık Zeynep Hanım. 3 gün içinde okuduğum en “aradığımı bulduran” yazı sizinkiydi… Teşekkürler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe