Bundan çok değil sadece 1.5-2 yıl önce değil yalnız seyahat etmek; öğle yemeğini yalnız yemem gerekse bile dünyam kararırdı. Panik içinde birilerini arar; bulamazsam masamdan kalkmadan bir şeyler atıştırırdım. Sonra bir gün gerçekten kimse yoktu; dedim “en kötü ne olabilir?” ve kendimle yemek yedim. Telefona bakmadan, bir şeyler okumadan ve kendimi “ezik” hissetmeden resmen kafa dinledim. O günden sonra telefon gibi ilgi dağıtıcılar olmadan kendimle geçirdiğim zamanları artırmaya başladım. Kendimi kahve içmeye çıkardım, akşam yemeğine çıkardım.
İskoçya’ya ufak bir hafta sonu tatiline götürüp en harika seyahatlerimden birini geçirince “canım kendim! bunca yıl nerelerdeydin?” dedim. Devamında eşimle gideceğim seyahatlere bir kaç gün erken gitme denemeleri vb derken geçen 2 yılda kendi kendime 4 defa kısa seyahatler yaptığımı farkettim. Hiç fena değil. 🙂 Üç gününü “solo traveller” olarak geçirdiğim beş günlük Fransa seyahatinden dönünce bir kaç kişinin “Neden yalnız gittin?” şaşırmasına maruz kaldım. Böylece bu konudan konuşmak gerektiğine karar verdim. Neden gitmeyeyim? Konumuz: yalnız seyahat etmenin avantajları ve ne kadar harika bir şey olması! 🙂
Korkuların Aslında Korkunç Olmadığını Deneyimlemek
İnsan beyni çok tuhaf evrilmiş bir mekanizma cidden. Bizi sürekli olabilecek kötülüklerden korumak için kriz modunda. Mesela ortalama bir insana hayatı boyunca köpek balığının saldırıp öldürme olasılığı, üzerine ağaçtan hindistan cevizi düşüp öldürme olasılığından kat be kat az. Ancak en ufak tehlike, hatta tehlike potansiyelinde tamamen kendimizi kapatıp “sıfır risk al” moduna geçiyoruz.
Gerçekten de yalnız seyahat ederken (güvenli bir ülke/şehirse tabii – Kuzey Kore’ye gidin demiyorum 🙂 ) en kötü ne olabilir? Pasaportunuzu kaybedersiniz – konsolosluk bir kağıt verir ülkeye geri dönüp yeniden pasaport çıkarırsınız. Halihazırdaki vizeler gider ama dünyanın sonu değil . Az daha başıma geldi; otelde kasa kitlendi ve açamazsam paşa paşa konsolosluğa gidecektim ki son anda açıldı. Telefonunuzu kaybedersiniz – dünyanın sonu değil, sadece maddi zarar. Ülkeye dönünce numaranızı geri alıyorsunuz 2 dakikada.
Hastanelik olursunuz – tabii ki de bu da başıma geldi 🙂 . Güney Afrika’da çok ciddi zehirlendim. Bana acil serviste prensesler gibi baktılar ve hala özlemle andığım dünyanın en güzel mide bulantısı ilacını verdiler. Ertesi gün köpek balığı dalışındaydım! Cüzdanınızı & kredi kartınızı çaldırırsınız – hem banka hem konsolosluklar yardımcı olur… türevinde bir sürü problem üretilebilir. Ama hiç biri de gerçekten dünyanın sonu değil. Bir kere bazı sorunları yaşayıp deneyimleyince; hele de o sırada yalnızsanız ve durumu bir şekil çözdüyseniz size karada ölüm yok dostlar!
Daha Esnek ve Yaratıcı Olmak
Zaten seyahat etmek insanın esnekliğini artıyor ancak yalnız olmak bir kat daha artırıyor sanki. En görmek istediğiniz yer tadilatta mı? Olur böyle durumlar. (bkz : #shithappens) Teselli ödülü olarak yanınızda “Vaktiyle baksaydın bilirdik, ayarlardık” deyip sizi daha de gerecek birileri yok. 🙂 Restoranlar size iki kişilik masayı mı vermiyor? Bara oturun, barmenle konuşup yerel ip uçları alırsınız hem. A noktasına gideceğim derken kendinizi B’de mi buldunuz. Olsun, B’nin tadını çıkarın.
Bir de genel olarak insanlar tek başına olan insanlara daha yardımcı oluyor. Ya yalnız seyahat ettiği için saygı duyuyorlar ya da yalnız olduğu için kötü hissediyorlar. Nedeni önemli değil; odanızı upgrade ediveriyorlar, 2. sınıf tren biletinizi anında 1. sınıfa alıyorlar – hem de ücretsiz!, rezervasyonla girilen bir yerde size masa yaratıyorlar, garsonlar gelip menüdeki o günün en güzel yemeğini kulağınıza fısıldıyor, yabancı dildeki wifi şifresini söyleyip sizi kaderinize terk etmek yerine telefonu ellerine alıp giriyorlar. Ohh mis. 🙂
Kendinle Konuşup Vakit Geçirmek
Sıradan bir gününüzü düşünün. Mesela bugün gibi Perşembe gününü… Sabah kalktığınızdan gece yatağa girene kadar; başka hiç bir şeye odaklanmadan ne kadar süreliğine tamamen kendinizle kalıyorsunuz? Başka sorum yok! 🙂
Günün büyük çoğunluğunu yalnız geçirdiğiniz seyahatlerde istemediğiniz kadar kendinizle zaman geçirme fırsatı oluşacak. Düşünecek, (az deliyseniz benim gibi) konuşacak, soruşturacak, bazı cevaplar bulacak, sevinecek, kızacak, üzüleceksiniz. Amacınız; gidişatınız ve mutluluk seviyeniz üzerine dürüst bir değerlendirme yapma şansınız doğacak. Hayatta istediğiniz yerle alakanız olmasa bile sırf bu değerlendirmeyi yapmak bile çok güzel hissettirecek.
İstediğini Yapıp İstemediğini Yapmamak
En sevdiklerimiz bile olsa kendimiz dışında bir insan ile birlikte seyahat ederken %100 aynı şeyleri istemediğimiz için ufak tefek anlaşmalar, ödün vermeler kaçınılmaz. Ben mesela çok erken kalkarım (en geç 7), en çok bisiklet severim,her gün alkol alırım ama her gün tatlı yemem, asla da magnet almam. Sevgili eşim asla saat kurmaz ve 10’dan önce kalkmaz, öldürsem bisiklete binmez, 3 günde bir alkol alır ama her gün tatlı yer ve yere ayak basmadan uçakla üzerinden geçtiği yerlerin bile magnetini alır. Birlikte gittiğimiz seyahatlerde süper eğlenip uyum göstersek de ikimiz de asla sadece kendi istediklerimizi yapamıyoruz.
İşte bu yüzden tanrılar yalnız seyahat etmeyi yarattı. Senede sayılı gün kendimiz dışında kimseye uymadan canımızın istediğini yapalım diye. İstersek kahvaltıda bira içer, akşam yemeği olarak dondurma yer, 3 saatlik öğlen uykusu uyur ve o şehirde sadece ilgimizi çeken noktalara gideriz. Açıklama yapmaya, arkasındaki mantığı anlatmaya gerek yok! 🙂
Tamamen özgür olmanın en güzel yanı da : bir programa, yapılacaklar listesine bağlanmadan kendini akışa bırakmak…
Kimselerle Yapamayacağın Şeyleri Yapmak
Başlığı okuyunca yaramaz şeyler düşünmeyin hemen. Ben daha çok ecnebilerin “guilty pleasure” dediği toplum içinde “evet seviyorum” diyemeyeceğimiz gizli zevklerimizden bahsediyorum. Mesela ucuzluk mağazalarını saatlerce tavaf etmek, kahve kupasına minibardan ağzına kadar şarap doldurup akşam yemeği niyetine küvette içmek, yorucu bir günün sonunda akşam 9:30’da yatıvermek, “büyük boy” pizza alıp kendi başına otelde yemek; hatta ertesi günlerde de pizzaya devam etmek, rezalet kalitede müzikler dinlemek, otel televizyonundan reality show’lar izlemek… 😀
Sevdiklerinin Kıymetini İyice Anlamak & Özlemek
Gündelik hayattan biraz uzaklaşıp düşünmeye başlayınca başıma sırasıyla şunlar geliyor. 1)Önce eksik yaptıklarımı tespit edip kendimi yerden yere vuruyorum. 2)Devamında son bir yılda/bir ayda vb geldiğim yolu fark edip kendimden özür diliyorum, “hiç fena değilsin kuzum” diyorum. 3)Bundan sonra yapılacakları kaba taslak belirliyorum. 4)Hayatımda benim için en büyük öncelik olan insanları ve şeyleri öyle berrak öyle net görüyorum ki! Diyorum “şuan üçüncü gözüm açıldı. auuuww” 🙂
Hep en sevdiklerimin kıymetini daha iyi anlayıp, onlara minnoş hediyeler alıp çok özlemiş olarak güle oynaya normal hayatıma geri dönüyorum. Arada vaktimi ve enerjimi emen ve sevmediğim şeyler/insanlar çıkmıyor mu? Tatsız ama çıkıyor; onları da hayatımdan çıkarmak üzere geri geliyorum.
Buddha der ki “Hayatın sonunda 3 şey önemlidir. Ne kadar sevdiğin. Ne kadar nazik yaşadığın. Sana uygun olmayan şeyleri ne kadar büyük incelikle geri bıraktığın.”
Şimdi söz sizde – sizler yalnız seyahat etmeyi neden seviyorsunuz? Avantajları nedir? Dezavantajları nedir?
Yalnız seyahat etmek daha ucuz :)) severiz 🙂
Yazar
ahahah sesli güldüm. evet kesinlikle daha ucuz. 😀
Nasil daha ucuz Oda ücretleri tek kişi olunca iki kişi parası alıyorlar ?Bildiğiniz bir seçenek varsa paylaşırsanız sevinirim???
Yazar
tek kişi ve otelde kalınca haklısınız. air b&b’den sadece oda tutmak ve coach surfing tek kişi olunca daha ekonomik opsiyonlar.
ben daha “ucuz” derken 2 bilet yerine 1 almak, 2 kişilik yemek yerine 1 ödemek gibi günlük kalemleri söylemek istemiştim 🙂
sevgiler
Yalnız seyahat muhteşem. Sizin tüm tespitlerinize katılıyorum. Yurt dışı ya da yurt içi seyahatlerimde, çok sevdiğim, anlaştığım arkadaşlarıma gitmişsem ya da birlikte seyahat ediyorsam bile, mutlaka kendime ” yalnız zamanlar ” yaratırım. Yaratamazsam da aynı yere tekrar yalnız bir kez daha giderim ???gezerim, gezerim, gezerim ?
Yazar
bu “yalnız zamanlar” yaratma fikrine bayıldım – arada ben de eşim üzerinde uygulamaya karar verdim. 🙂 eminim onun da canına minnet olacaktır. 🙂
Kendi kendine kalmak, yalnız seyahatlere çıkmak harika bir şey. En iyi tarafı dediklerimi siz de zaten yazmışsınız; kimseye uymak ya da kendine uydurdurmak zorunda kalmamak. Kafa dinlemek, kendini dinlemek, öylece durup etrafı dinlemek. Konuşmak, yorumlamak, açıklamak, ikna etmek zorunda kalmamak. Kimi yalnız kalmaktan korkar, ben ilk defa gideceğim bir yere kalabalıkla gideceğim için korkuyorum ? “çok eğleneceğiz” derken herkes beni bir gerginlik sarmış durumda.
Yazar
siz ecnebilerin deyişi ile tam bir “intovert” sünüz – türçesi “içe dönük” olarak çevriliyor. ben de öyleyim ve aşırı iyi anlıyorum. kalabalık fikri, kalabalıktaki herkesi tek tek sevsem de, beni gerim gerim geriyor. 😀
Çalışma ortamım gereği evde ve tek başıma bir bilgisayar başında olsam da yalnız gezmek henüz gerçekleştirmediğim hayallerimden biri. Yukarıda sıraladığın korku ve endişeler bende de mevcut olmasına rağmen mantıklı düşününce gerçekten çözümleri de bir o kadar basit. Öte yandan başkalarının, yalnız geçirmek istediğin zamanı garipsemeleri de karşılaştığım bir durum. Örneğin sinema ve klasik müzik konserine tek başıma gitmek en keyif aldığım “tek başına” etkinliklerinden ancak çevremdekilerin, “Neden?” sorusu ve yüz ifadelerinden kurtulabilmiş değilim 🙂 Bu yazı kendimle baş başa kafa dinlemek için yalnız gezme hayalime bir ilham kaynağı oldu. Kalemine sağlık.
Yazar
güzel yorum için çok teşekkürler. 🙂
yalnız zaman geçirenleri garipseyen insaları el birliği ile eğitelim diyorum. onlar da bir denesin, ne kadar harika olduğu görsünler. 🙂
Yalnız olmayı, yalnız seyahat etmeyi, sinemaya operaya gitmeyi anlayamayan, hatta bunu yaptığımız için bize üzülen insanlara ‘yalnız olmak ‘ ile ‘kimsesiz’ olmak arasındaki farktan bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. Kendinle yalnız kalmak, hayatına anlam katabileceğin anlardandır. Kim demiş nerede okumuştum hatırlamıyorum ama ‘Hayatta her şeyini paylaş ama yalnızlığını asla ! ‘
Hani derler ya kendi ayaklarımın üerinde durabiliyorum diye işte tek başına seyahat etmek tam olarak bu bence. Evinde,ailesiyle,cebinde parayla herkes durur malum 🙂 İnsanın kendini tanıması,limitlerini öğrenmesi,ön yargılardından kurtulması için bence en güzel okul tek başına seyahat etmek. Avustralya’da ayağımı kırdım, Kamboçya’da kanal tedavisi yaptırmak zorunda kaldım,Filipinler’de telefonumu çaldırdım, Hindistan’da 40 derece ateşle 3 gün yattım, Endonezya’da okyanusda alabora olma tehlikesi atlattım ama hala yaşıyorum 🙂 Yolda pek yalnız kalmıyorsunuz zaten Türkler hariç diğer insanlar hep backpacking yaptıkları için ve genelde de yalnız gezdikleri için. All the shits are always the best memories.
Yillardir bir kac kez yalniz seyahate giden birisi olarak ve yeri geldiginde “soyleseydin ya ben de gelirdim” manevralarini ustaca atlatip bazen de kimselere haber vermeden kacan biri olarak yazdiklariniza sonuna kadar katiliyorum.Bir kez bir yakisikli Norvec ‘linin “yalniz seyahat etmeni takdir ediyorum” lafina cok hayret etmistim.Bana gore o kadar normaldi ki o ana dek bunun cogu kulturde pek yapilan birsey olmadigini o zaman anladim.O anlar benim icin hava gibi gerekli birsey..ozgurluk demek,kendini tanimak ve kendinle konusmak demek..kendini seyahate cikaranlara selam olsun;)
Yazar
norveçli beni de şaşırttı vallahi. iskandinav o, daha iyi anlaması lazım 🙂
sevgiler
Sefan olsun. Ben hic bi yere tek gidemiyorum. Surekli hanim cocuk yanimda. Insan yanlizligi özluyor arada 🙂
En buyuk sikinti ilk yalniz gezinize cikabilmekte sonrasi mi sonra hicbir sey eskisi gibi olmuyor.Hayata bakisiniz ve planlariniz kisacasi hersey degisiyor
Yazar
evet o yalnız gezmenin tadını alan iflah olmuyor 🙂 %100 katılıyorum 😀
Yalnızlık gibisi var mı? Ben de bir kez arkadaşlarımdan önce gittim istediğim gibi gezdim, çok alışmışım yanlız gezmeye özlüyorum kendimi
Yalnız Seyehat etmeyi çok seviyorum fakat yeterli İngilizcem yok ama bu sene yunan adalarıni gezdim az ingilizceyle konaklama alışveriş gezme işlerini halledince üstüne şahane vakit geçirip aşırı mutlu olunca güvenim yerine geldi ama Avrupa da zorlanirim korkusuyla turla gidiyorum malesef serbest zamanlarda kendim gezmeye çalışıyorum çok zorlaninca telefonuma indirdigim ingilizce sözlük imdadıma yetisiyir?
Yalnız seyahat etmek çok istediğim ama cesarat edemediğim bir şey en büyük özlemim bunda dil sorunu en büyük çekincem bu yazılarınızı sürekli takip ediyorum kutlarım