Yaşadığımız eşsiz ve tuhaf döneme alışmaya biraz olsun başlayıp gücümü toplayınca çok sevdiğim kitaplara geri döndüm. Kitap okuyarak dünyayı daha iyi anlamak ve yeni şeyler keşfetmek bana hep çok iyi geldi. Ancak bazı zor zamanlarda zihnimizi kitaplara odaklamak gerçekten zor, farkındayım. Kendim de bu durumu deneyimledim. Kitap okuyabilme seviyesine gelene kadar gücümü nasıl toplarlarım bu yazımdan okuyabilirsiniz. Nisan ortası gibi sonunda kitapların selüloz ve bilgelik kokan büyülü dünyasına geri döndüm ve bir süredir burada takılmaktan çok mutluyum. Şimdi sizlere son iki ayda okuduğum ve sevdiğim kitap önerileri listemi anlatmaya başlıyorum… (okuma sırama göre kronolojik listeledim)
ps: Beni ve kitap önerilerimi günlük/haftalık takip etmek için instagram şubeme beklerim! (instagram: zeyneppcans)
1)Düşünce Gücüyle Tedavi – Louise Hay
Bu kitabı çok defa okuduğum gerçekten hatırlamıyorum. 2018 biterken ilk defa elime geçirmiştim yanlış hatırlamıyorsam. 2019’da en az iki defa okudum. Ne zaman ruhsal enerjim düşse, negatif hissettsem rastgele bir sayfasını açıp okumak çok iyi geldi. Yazarı Louise Hay’e bayılıyorum ve onu tanıyor gibi hissediyorum. Hayali bir akıl hocam, aile büyüğüm bana sorarsanız. (maalesef şaka yapmıyorum. ldjfgklfjg #truestory)
İlk okuyuşumda düşünce ve duygularımızın, hastalıklar olarak nasıl fiziksel dışa vurduğundan etkilenmiştim. İkinci seferimde kendimizle ve dünya ile nasıl konuştuğumuz, seçtiğimiz kelimelerin öneminin farkında vardım. Üçüncü de her şeyin aslında süper belirsiz olduğunu ve tek belirli şeyin kendi iç dünyamız olduğunun. Sonraki seferlerde her birimizin ne kadar bağlı ve bilge ruhlar sahibi varlıklar olduğu vb vb..
Kitap okumaya geri dönüşümün bu harika kitapla olması kendimden beklediğim bir durumdu. Bu okuyuşumda kendimle konuşma şeklim ve ileride yavrumuzla nasıl konuşmak isterim (ki o da kendi ile öyle konuşsun) bakış açısından okuyorum ve notlar alıyorum. Bu yazıdaki 5 maddelik listeden sadece 1 kitap alacaksanız önerim Düşünce Gücü ile Tedavi’dir.
2)Kafesteki Kuş Neden Şakır, Bilirim – Maya Angelou
Louise Hay ile moralimi yükselttikten sonra çok çok sevdiğim Maya Angelou’nun en ikonik kitabı ile okuma yolculuğuma devam ettim. Kendi hayatını onun kadar ilgi çekici ve tarafsız anlatabilen bir otobiyografi okumadım. Onun yaşadığı dönemden ve topraklardan çok çok uzakta ve çok çok farklı bir zamana doğmuş biri olarak 1930’larda Arkansas’da büyük annesinin yetiştirdiği siyahi bir kız çocuğu olmak nasıldır iliklerime kadar hissediyorum. 17 yaşında hamile kalmak, hayatta defalarca yolunu kaybedip yeniden bulmak, aile içi şiddet ve türlü sıkıntılar atlatmak nasıldır biliyorum. Büyük travmalar atlatıp beş sene bilerek konuşmamak nasıldır fikrim var.
Tam olarak çözemediğim tüm bu deneyimlerden yükselerek çıkmak ve kendine ha-ri-ka ve pek çok ilkler ve başarılarla dolu bir hayat kurmak. Yapamazsın, senden olmaz diyenleri durmadan hayatına dümdüz devam etmek… Maya, bakış açısını ve başarılarını, çocukluğundan beri hep çok okumasına ve kitaplara bağlıyor. E o zaman haydi, okumaya devam!
3)Kendin Olmanın Dayanılmaz Hafifliği – Ferhat Jak İçöz
Aylar aylar önce alıp evde bir yerlere sıkıştırdığım bu kitabı geçenlerde buldum. Mint yeşili kapağı ile bana “gel gel” dedi ben de okumaya başladım. Kitap varoluşçu felsefe ve psikoterapi bakış açısından hayatta karşımıza çıkan konuları anlatıyor. Fiziksel, sosyal, bireysel ve ruhsal olarak var olmayı anlatıyor.
Psikoloji ve felsefeden bol bol referans vererek, söyledikleri arkasındaki mantığı açıklayarak ve bazı bilgilerin kaynağı bilinmeyen “kadim bilgiler” olduğunun altını çizerek. Her bir bölüm kısa bir makale tarzında ve asla kesin bildiler, “bu böyledir”ler anlatmıyor. Olası açıklamaları yapıp okurları kendileri için düşünmeye yönlendiriyor. Ben tarzını ve içeriğini çok sevdim. Özellikle kitap kulüplerinde tartışmaya üzerine konuşmaya çok uygun bir kitap.
4)Otuz Milyon Kelime – Dr. Dana Suskind
Çocuk yetiştirme ve bir bebeğin ilk yılları konusunda efsane, olmazsa olmaz, klasik ötesi konumundaki bu kitabı kendim de bu işleri araştırmaya başlayıncaya kadar duymamıştım. Çocuk yetiştirme konusunda otorite yazarların, akademisyenlerin, doktorların “mutlaka okuyun” yüreklendirmeleri üzerine hemen alıp okumaya başladım. Buraya kadar her şey normal.
Beklentim bebek-çocuk beyni, gelişimi ve anne – babanın nasıl yardımcı olabileceğini anlamaktı. Fakat çocuktan önce kendim geliştim ve aydınlandım! Zaten okuduğum pek çok değerli kaynak (Dört Anlaşma, Düşünce Gücüyle Tedavi, Maya Angelou’nun konuşmaları vb) “kelimelerin önemini” içime işlediler. Tam da bu konuda düşünüp kendimi geliştirmeye çalışırken… Otuz Milyon Kelime sayesinde daha dil/konuşma bilmeyen bebekler için de en önemli şeyin kelimeler olduğunu ve bu durumun bilimsel kanıtlarını görmek çok çarpıcı oldu! Çocuk-bebek konularında ilgisi olmayanların bile insanın potansiyeli ve gelişimini anlaması için bu kitabı okumalarını şiddetle tavsiye ederim.
Kelimelerin gücü üzerine bol bol alıntı, bilimsel çalışma ve kendi üzerimde denediğim şeyleri anlatan bir yazı yazmaya başladım. Umarım kelimeler hakkındaki hislerimi anlaşılır ve kalbe dokunan şekilde yazıya dökmeyi başarır ve yakın zamanda paylaşırım.
5)Keşke Kadın Olsam – Aykut Oğut
Bu yazıyı yazmaya başlamadan 1-2 saat önce bitirdiğim en son ve yeni kitap: Keşke Kadın Olsam. Öncelikle ben Aykut Oğut’u yazar – koç olarak çok severek takip ederim. Eşini de kundalini yoga eğitmeni olarak daha bir çok severim. Ne zaman istanbul’da kundalini workshop’ı yapsa koşarak giderim. Ve hep çok memnun kalırım.
O yüzden baştan söyleyeyim taraflıyım. Aykut Oğut’un yazdığı kitapları, samimi dilini ve kasmadan yazmasını çok seviyorum. Bu kitapta da dişil enerjiden; dişil enerjinin sezgi, hissetme ve potansiyelinin genişliğinden bahsediliyor. Açık açık eril enerjiden farklı ve üstün olduğunu yazıyor çekinmeden. Aykut’un yazı yazma tarzı pek çok insana bir tuhaf ve aşırı samimi gelebilir. Bana ilk okuduğumda gelmişlerdi oradan biliyorum.
Bu kitabı özellikle erkeklerin okumasını çok öneririm. İkinci sırada ergenlikte veya 20’lerin başında olan genç kızların. Üçüncü sırada da annelerin ama özellikle erkek çocuğu annelerinin. (özellikle kız yerine erkek doğurdukları için gururlananların! ouuwww amanın!!!)
6)Sırada Bekleyenler
İflah olmaz bir kitap istifçisi olduğum için evde okunmayı bekleyen pek çok kitap var. İstediğim kadar Marie Kondo yapayım kitaplar konusunda 1-2 ay rahat duruyorum.. sonra minik kitap dağları yeniden oluşuyor. Bu kötü sayılabilecek özelliğimi şimdilik görmezden geliyorum. “İstiflediğim şey kitap olsun canım” diyorum. 🙂 Neyse efendim, henüz okunmayan en azından 30+ kitabın beni beklediğine eminim ancak önümüzdeki ay okumak için listeye aldığım ilk 3 kitap şunlardır:
- Belirsizlik ve Değişimle Birlikte GÜZEL bir HAYAT – Pema Chödrön
- Yetişkin Çocuklar – Prof. Dr. Selçuk Şirin
- Müthiş Psikoloji Hayır Diyebilme Sanatı
- Işığı Arayanların Karanlık Yanı – Debbie Ford (50%si bitti.. ama aylar önce… 😀 )
Şimdi söz sizde.. kitap önerileri listem hakkında ne düşünüyorsunuz? Hangilerini okurum diyorsunuz? Sizin önerileriniz, eklemek istediğiniz kitaplar nelerdir? Mutlaka yoruma bekliyorum.
Düşünce Gücüyle Tedavi kitabını okudum. Işığı Arayanların Karanlık Yanı, şu sıralar okuyorum, yakında biter. Bunlar dışında 2,3 ve 4. sıradaki kitaplar çok dikkatimi çekti, not alıyorum. Tavsiyeler için teşekkür ediyorum.
Yazar
çok sevindim :))) sevgiler