Graffiti hakkında herşey diyebileceğim 10 maddede garffiti ve sokak sanatlarını özetleyen, bol görselli yazım . 🙂
Graffiti ve sokak sanatları son yıllarda hiç görmediği kadar ilgi görerek altın çağını yaşıyor. Artık pek çok galeride düzenli olarak graffiti ve sokak sanatı sergileri var. Instagramda “graffiti” ve “streetart” hastag’i ile yapılan paylaşımlar 40 milyon adede dayandı!
Edit: Bu yazıyı ilk 2014 Ekim ayında yazdığımda 20 milyon resim vardı 2 yıldan az sürece iki katına çıkmış 🙂
Banksy kimdir bilmeyene uzaylı gözüyle bakar olduk, New York, Berlin, Londra, Seattle ve hatta İstanbul gibi büyük şehirlerde graffiti turları düzenleniyor. Bir çoğumuzun resimlerini çekip çevresine anlattığı favori graffiti sanatçısı ve eserleri var. Pera Müzesi’nin ‘’Duvarların Dili’’ sergisi geçen yılların en çok ziyaret alan, konuşulan ve resimleri sosyal medyada paylaşılan olaylarından birine dönüştü.
Kısacası graffiti sanatı artık her yerden karşımıza çıkıyor. “Graffiti sanat mıdır?” tartışması çoktandır uluslararası platformlarda gündemde değil; sanat olduğunu kabul ettik; “Graffiti yasal mıdır, sınırları nelerdir?” konularına geçtik bile.
Graffiti kariyerine 1970’lerde New York’ta metro trenlerine graffiti çizerek başlayan “Irak crew” üyelerinden birinin sözleri, graffiti sanat tarihini en iyi şekilde şu şekilde özetliyor;
“Graffiti; görsel sanatların rock and roll’udur, Amerika’dan çıkmıştır ve son 40 yıldır yükselişini tam gaz sürdürüyor.”
Sizleri de graffiti konusunda daha fazla bilgi edinip, şehri çok daha derin ve farklı bir gözle görmeye davet ediyorum sevgili dostlar. Bu harika kültür konusunda size bol eğlenceli, görselli, dedikodulu “10 Adımda Graffiti: Graffiti 101” notları hazırladım.
Bugün notlarımızla başlıyoruz. Devamında grafitti sanatçıları ile detaylı ve samimi röportajlar geliyor. Graffiti dosyasını okumayı bitirdiğinizde tüm kültüre, jargona hakim ve İstanbul’da sanatçı isimlerini kullanarak mini bir tur verebilecek hale geleceksiniz, benden size söz.
Ben dosyayı ve röportajları hazırlarken çok öğrendim, çok eğlendim ve çok çalıştım. Ancak sizlere dostça bir uyarım var; bundan sonra şehirde gezinirken hiç bir duvar, kepenk, bina, elektrik trafosu, telefon kulübesi, tabela, hatta mekanların tuvaletleri gözünüze eskisi gibi gelmeyecek!
1. BİLMENİZ GEREKEN TERİMLER
Denk gelir de bir graffiti sanatçısıyla konuşursanız, yaptığı işe ne diyeceğinize aman dikkat edin derim. Aşağıdaki kavramları ve aralarındaki farkları çok iyi bilmekte fayda var.
Tag: Graffiti sanatçısının mahlasını (takma adını) yazdığı graffitidir. Tag’ler hızlıca marker ile yazılmış, boyutsuz ve renksiz olabilir. Veya çok boyutlu, renkli, desenli, kodlanmış mesajlar taşıyan görseller de olabilirler.
Taglemede amaç, diğer sanatçılara ve Dünya’ya adını duyurmak; ben buradayım, burası benim bölgem demektir.
Graffiti: Tag’i de kapsayan bu terim, duvara ve benzer yüzeylere çeşitli malzemeler ile yapılan her türlü yazıya ve kodlamaya genel olarak verilen ad. Graffitide tag yazılması zorunlu değil, başka kelimeler de yazılabilir.
Street Art: Halka açık yerlerde görsel olarak yaratılan çizim, poster, sticker, şablonla boyama, heykel, video yerleştirme tarzlarında karşımıza çıkan eserler.
Aslında tag bir graffiti, graffiti de bir sreet art diyebiliriz. Küçükten büyüğe tag, graffiti, street art ve mural olarak düşünebilirsiniz.
2. HİPHOP KÜLTÜRÜ
Graffiti sanatının evrimleşip bugünkü halini alması, hiphop kültürüne dayanıyor. Hiphop kültürünün ise dört ana elementi var; rap, DJ’lik, break dans ve graffiti. Genelde rap, albüm kapaklarında ve müzik yapılan alanlardaki çizimlerden doğuyor. Hiphop dışında bir graffiti dalı daha var; “çete graffitisi” ancak o başka bir yazının konusu olsun şimdilik.
3. GRAFFİTİ GRUPLARI
Genelde “crew” olarak adlandırılan graffiti sanatçılarının birlikte boyadıkları, takıldıkları gruplar bu kültürün vazgeçilmezi. Her grubun havalı bir adı var ve üyeler genelde yaptıkları çizimin bir kenarına grup isimlerini yazıyor. Dünyada gruplar daha profesyonel bir şekilde üye seçip alsa da, Türkiye’de dostluk ve kafa dengi olma esasına dayanıyor. Gruplarda kurucu ve daha eski üyelerin sözü yenilere göre daha fazla geçiyor.
4. KUTSAL TOPLARAKLAR “SOKAK”
Sokak sanatçıları için sokak, biz sıradan ölümlüler için ifade ettiğinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Oyun alanımız, galerimiz, sokaklar bizim her şeyimiz diyorlar. Bizim için sıradan bir kepenk, onların yeni şaheserinin tuvali olabiliyor. Graffitiyi sokakta oynama kültürünün uzantısı olarak görenler de var, sokaklardaki büyük reklam panoları ve seçim afişleri ile alanı ihlal edilmiş gibi hisseden de…
5. Raconlar ve Yazılı Olmayan Kurallar
Bahsi geçen ülkeye ve bölgeye göre sokakta sanat yapmanın belirli kuralları oluyor. “Crosslama” dediğimiz duvarda bulunan bir graffitiyi kapatıp üzerine yenisini yapmanın cezası Los Angeles çete bölgesinde kurşunlanmak iken, İstanbul’da birinci seferde sözlü uyarı, ikincisinde dayak olabiliyor.
6. “Fame”Kavramı
Bir graffiti sanatçısının kendi tag’ini (mahlasını) şehrin çeşitli yerlerine ve çeşitli renk ve boyutlarda yapmasının kesinlikle egosal ve narsistik bir tarafı var. Ne kadar çok ismi çeşitli yerde miktarca çok yazarsa, o sanatçı hem diğer sanatçılar arasında hem de kendi şehrinde daha fazla ünleniyor. Bu şekilde bilinirliği artırmaya “fame” deniyor. Fame kavramı, o sanatçının sadece adını yazıp göstermesi değil; yazarken kendi stilini iyice ortaya çıkarıp sanatını olgunlaştırmasını da temsil ediyor.
7. İLLEGAL BOYUTU
Hukuki açıdan bakıldığında belediyelerin tahsis ettiği alanlar, hall of fame’ler ve graffiti duvarları dışında boyamak yasal değil. Ancak bazı semtlerdeki dükkanlar ve bina sahipleri anlayışlı olup ses etmeyebiliyor. Graffiti sanatının yasa dışı olan kısmı konusunda LA’in en ünlü gruplarından TKO’un en eski üyelerinden birinden alıntı yapma hakkıma başvurmak istiyorum. Der ki;
“Legal yapılan graffiti, hayvanat bahçesindeki kaplana benzer. Kaplan hala kaplandır ancak artık evcilleşmiştir. Gerçek graffiti illegal ve beklenmedik yerdedir.”
8. EN ÇOK SAYIDA İNSANA ULAŞMA OLANAĞI
Sokak sanatçılarının zorlu çalışma koşullarına karşın stratejik bir konumda yaptığı eseri ile hayal edemeyeceği çok sayıda insana ulaşma şansı var. New York’ta ünlü bir galericinin dediği gibi içeride Mona Lisa da olsa bir müzenin dışı her zaman içinden fazla insan sayıda insan tarafından görülecektir! Sokak sanatçıları için bu ironik durum neyse ki geçerli değil, onların sanatı herkese açık.
9. ŞEHRİ TUVAL OLARAK GÖRME
Gerçekten iyi bir graffiti sanatçısı sadece duvar ve uygun zeminleri değil, tüm şehri tuval olarak görme yeteneğine sahip olur. Trafik tabelaları (Clet Abrahams), çöp kamyonları (Turbo), Wall Street boğası (Olek) gibi…
10. İŞİNE AŞIK OLMA DURUMU
Biraz makul ve mantıklı akıl yürütünce insan anlıyor ki graffiti sanatçısı olmak zor zanaat. Başlarken kuvvetle muhtemel illegal başlıyorsunuz, spreyinizi kendi paranızla alıyorsunuz, sadece geceleri geç saatlerde çalışıyorsunuz, üstelik kendi gerçek adınızla değil takma adınızla tanınıyorsunuz. “Fame” (bkz 6. adım) oluşturmak için yıllarca bu düzende çalışmanız gerek. Bu durum 8-5 masa başı, sakin bir iş yapmanıza da çoğu zaman engel. Bir de tutuklanmalar, nezaretler ve bazen de davalar var başınızda. Özetle bu iş aşk olmadan yapılacak bir iş değil.