Tokyoda Yapılacaklar Listesi aktivitelerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz dostlar. Tahminen ilk 3 veya jetlag durumlarına bağlı 4 günde ilk yazıdaki 10 maddeye yapmış olursunuz. Tokyo’da daha fazla zamanı olacak şanslılardansanız gelelim ikinci 10’umuza. Artık Tokyo’ya ve karmaşık metro sistemine alışmış durumdayız, hatta Japonca sözcükler aşırı tatlı ve mantıklı gelmeye başladı bile. Ve daha derinlere dalmaya hazırız.
11.Ueno Eki Bölgesi & Tren Garı
Ueno Eki Bölgesi, biraz gökdelenlerden uzaklaşıp binaların yüksekliğinin azaldığı, neon reklamların pek sık rastlanmadığı ve size “eski Tokyo” hissi veren bir bölge. Burada kocaman bir tren garı ve AVM’si var. Hatta Hard Rock Cafe bile var AVM’de. Tokyo’dan hediyelik birşeyler almak isterseniz uğrayabilirsiniz.
Bu bölgede ayrıca ücretsiz olarak Tokyo National Museum’u gezebilirsiniz – detaylıca ve 3 boyutlu maketlerde Tokyo şehrinin tarihi ve başkent oluşu ve büyümesi anlatılıyor. Ben Japonya’ya gelmeden 100 adedin üzeri (gerçekten de 100 adedin üzeri!) belgesel izlediğim için bu müzede anlatılanlara hakimdim. O nedenle müzeye gitmeyip arka sokaklara doğru yol aldım ve Yokocho Market sokak pazarından başta wasabili ve yeşil çaylı kitkat gofret olmak üzere olmazsa olmaz Japon pazar alışverişimi yapmayı tercih ettim. 🙂
12.Shinkansen (“Bullet” Mermi Tren Deneyimi)
İşte ülkemizde demiryollarının halini düşünürsem “hayatta bir kere yaşanır” (once in a life time) bir deneyim bu mermi tren. Tokyoda Yapılacaklar Listesi için olmazsa olmaz bir aktivite! Trenin adı mermi çünkü trenin ucu şekil olarak mermiye benziyor. Temelde ince uzun kocaman bir ada olan ve bir ucundan bir ucuna uçuş saati 2-3ü bulabilecek Japonya’yı birbirine bağlıyor. Shinkansen’in hızı saatte tam tamına 320 km!!! Hatta saatte 603 km hız yapmak için test sürüşlerine başlamışlar bile.
İster yakın bir yere; isterseniz benim yaptığım gibi mükemmel doğa & tapınak gezmek için Kyoto’ya bilet alın. Ama bu süper hızlı tren deneyimini yaşayın. O kadar hızlı ki çektiğim onlarca fotografdan düzgün sayılabilecek bir iki tane var. 🙂 Bu arada Kyoto yani daha güney taraflarına giderseniz ve hava da şansınıza açık olursa benim yukarıdaki resimde yakaladığım gibi Fuji Dağı’nı uzaktan görebilirsiniz. Ayrıca bu trenlere bineceklere dikkat – mesela biletiniz 12:01 ise tam tamına 12:01’de süper dakik tren kalkıyor, zamanlamaya aşırı özen gösterelim.
13.Ginza Bölgesi & Ginza Lion (Craft Bira)
Ben bu bölgeye aşırı yüksek puanları internet yorumları yüzünden ilk gün gittim. Aslında bir nevi “uptown” New York olsa 5. Cadde kıvamında bir yer. Tasarım mağaza zincirleri, bol bol AVM ve süper geniş bir cadde. Shinjuku bölgesindeki kadar da albeni, ışık, neon yok. Sizin zevklerinizi bilemem ama benim için “olmasa da olur” kategorisinden bir yer. Ama uyarayım; ben İstanbul’da mesela Bağdat Caddesi ve Nişantaşı’na zorunda değilsem gitmiyorum. Buraları seviyorsanız Ginza tam size göre!
Benim bu bölgeden kazanımım lezzetli biralar içtiğim Ginza Lion adlı kocamaaan mekan oldu. Evet, craft bira mekanı önerisiz bir yazı yazmam sevgili dostlar. 🙂 Ginza Lion, tam caddenin üzerinde sağ tarafta kocaman bir restoran. Yemekler “Japon usülü Alman” diye tanımlandıracağım türden ama kendi yapımları craft biraları mükemmeldi. Özellikle dark olanlara bayıldım, şiddetle öneririm. Japonya’da Oktoberfest havası yaşamak için ideal.
14.Roppongi Bölgesi & Hardrock Cafe’si & AVM’leri
Buraya da bir akşam vakti sırf Death Note animesinde seninle “Roppongi Hills’te buluşalım” repliğini hatırlayıp gittik. Bu bölgede hem binalar aşırı yüksek hem de iş yeri ve ev(rezidans) karışımı çok homojen. Çevrede gezilebilecek Modern Museum ve Mori Art Museum var.
Bir de Trip Advisor’da nedenini çözemediğim şekilde aşırı çok puan alan Roppongi Hills AVM’si. Yukarıda AVM’den bana ilginç ve tatlı gelen bir mağazayı görebilirsiniz. Dışarıdan bir iki mağazaya şöyle bir bakıp kaçtım. 🙂
Bu bölgede ayrıca Tokyo’nun ikinci Hard Rock Cafe’sine uğrayabilirsiniz; burada her akşam canlı müzik oluyor ortam çok keyifli. Bir de gözlem kulelerine çıkıp Tokyo’ya tepeden bakabilirsiniz. Ayrıca biraz pahalı olmakla birlikte pek çok piyano-bar var; daha havalı bir gece geçirmek istediğinizde de Roppongi’ye uğrayabilirsiniz. İstanbul’da olsa Etiler & Bebek derdim, öyle bir yer 🙂
Sadece Japon’lara ve kültürlerine özgü tuhaf deneyimler
15. ve 20. maddeleri ve devamını kendi kafamda “Sadece Japon’lara ve kültürlerine özgü tuhaf deneyimler” olarak sınıflandırıyorum. Bazılarını deneyimledim; bazılarını denemedim ama ne kadar yazarsam yazayım gözlerinizde kısacık bir video’dan tanık olmak kadar olamaz diye düşünüyorum. O neden kısa kısa video’lar ile anlatacağım.
15. Tsukiji Balık Pazarı Açık Artırmaları
Tokyo limanı yakınlarında ve sabah 4:30’da başlayan balık pazarı açık artırmaları çok sesli ve çok hareketli oluyor. Japon’lar için başta somon ve ton olmak üzere en kaliteli, en taze balığı almak son derecede önem taşıyor. Ben bu deneyimi belgesellerden ve video’lardan yaşadım sadece. Sabahları 3’te kalkıp balık kokan bir markete gidip Japon amcaların bağırmalarını izlemeyi gerçekten içtenlikle isterdim. Gerçekten de, beni tanıyanlar da onaylayacaktır bu isteğimi. Ancak “sake” nedeniyle hep geç yatıp geç kalktım. Aşağıdaki video’dan çılgın bir açık artırma izleyebilirsiniz.
16. Kedi Sevme Cafe’leri (Cat Cafes)
Kedileri seviyorsunuz ama sorumluluk almaya hazır değilsiniz, en güzel kedi arkadaşımın kedisi diyorsunuz, ya da moraliniz biraz bozuk ve size sokulup moralinizi yükseltecek tüylü bir arkadaş arıyorsunuz. Ya da sadece benim gibi değişik olan herşeye aşırı meraklısınız. Sizi Tokyo’nun hemen hemen her semtinde birer adet bulunan Cat Cafe’lere alalım. Genelde ev şeklinde ve oda oda bu cafe’lerde saatlik 50 -70 TL civarı ödeyerek beğendiniz kediyi seçin ve kucaklayıp odanıza götürün. Bol bol koltuk, kedi merdivenenleri, olta şeklinde oyuncaklar var.
Kedilerin de en iyi huylusu, en mayışık, en kendini sevdirenleri seçilmiş. Bu fikir ülkemizde pek çalışmaz; hem kediler sokaklarda onları sevmemiz için özgürce geziniyor hem de Japon kedilerinden sonra bizimkilerin çok daha karakterli ve görece şirret olduklarını anladım. 🙂
Tam kedi cafe’ler ne kadar tuhaf diyecek oluyorum; bir farklı cafe çeşidi daha duyuyorum. Bu seferki keşfimiz “sarılma cafe’leri” burada 15 dakikası 100 TL’den çok tatlış bir anime karakteri gibi giyinmiş sıfır beden japon kız (henüz erkek olanı yoktu – belki ilerde yapılır 🙂 ) size sarılıyor. Evet aynen, sizi yatırıp kaşık şeklinde sarılıyor. Dilerseniz saçlarınızı tarıyor, size şarkı söylüyor, veee (hazır mısınız?? cidden süper tuhaf birşey geliyooor!) kulaklarınızı kulak çubukları ile temizliyor! Gerçekten yapay da olsa “sevgi“yi ve “şefkat“i de üründe dönüştürüp satmaya başlamışlar. Kapitalizm bence endüstri devrimi ile doğmadı.. Japon dostlarımınız en başından beri içindeydi! 🙂
17.Tokyo Menkul Kıymetler Borsasını Canlı İzleme Şansı
Tokyo Borsası, 130 yıldan uzun süredir 1878 yılından beri faaliyet gösteriyor ve dünyanın iş hacmi olarak ikinci büyük borsası. (birincisi New York’ta) Aslında 1999 yılından beri hisse senedi ticareti dijital olarak yapılıyor. Yani filmlerdeki gibi etrafta elinde telefon koşturarak bağıran ve sattığı hisse senetlerini türlü tüplerle binanın farklı yerlerine ulaştıran takım elbiseli adam ve kadınlar göremeyeceksiniz. Onun yerine kübiklerinde sakin sakin oturup önlerindeki ekranlardan Nikkei ve Topix endekslerini takip eden ve kulağındaki kulaklık ve mikrofon ile usulca konuşan takım elbise kadın ve adamlar var.
Ayrıca bir de mutlaka görülmesi gereken bir dijital harika var – Japon borsası hareketlerini canlı olarak bu kocaman ekranda izleyebilirsiniz. Alım satımlar, iş hacimleri, şirketler vb. cidden büyüleyici. Bir audio-guide kiralayıp kendi başınıza gezinerek burayı keşfedebilirsiniz. İlla da bir bilenden detaylıca dinleyeceğim ve sorularım da var derseniz önceden online olarak 40 dakikalık İngilizce turlara (ücretsiz) katılabilirsiniz. Bu arada bir dip not; Viator gibi tur şirketleri size 50 euro civarı paket tur satmaya çalışacaklar Borsa binasını da kapsayan. Hiç gerek yok, zaten herşey ücretsiz.
18.Akihabara Elektronik Mahallesi (aka “Geek Town”)
Tokyo’nun batısında yer alan ve görece eski bir bölgesi olan Akihabara; kısa adı ile Akiba elektronik alışverişi, manga-anime kültürü ve video oyunları konusunda tam bir mabed. Bir de konu elektronik olunca dünyanın hiç bir yerinde bulamayacağınız parçaları satan mağazalar var. Ayrıca manga-animelerin çok güzel figürleri, dekoratif eşyaları, kostümleri ve akla hayale gelecek herşeyi var. Bu kültürün çok sıkı takipçilerine “otaku” deniyor. Akihabara, otaku’ların buluşma noktası. 🙂 Hem Akihabara’yı görmek hem de bu alt kültür hakkında bilgiye sahip olmak için aşağıdaki 28 dakikalık Japonology: Akihabara belgeselini izlemenizi çok tavsiye ederim.
https://www.youtube.com/watch?v=TdzVPj_yJhk
Belgesel video: Begin Japanology (süper bir seridir 🙂 )
Akiba bölgesinde ayrıca süper tatlı (“kawaii”) Japon kızların anime tarzı hizmetçiler gibi giyinip size Hello Kitty’den, Totoro’ya kadar farklı karakterle süslenmiş yemek ve kahveler hazırladıkları “Maid Cafe“ler var. Bana biraz fazla teenage geldi ama bir deneyin derim bir daha nerde bulacaksınız. 🙂 Bu arada benim çok sevdiğim anime olan Dragon Ball ile ilgili ufak bir not. Maalesef pek çok mağazada şuan 12-19 yaş olan gruba yönelik eşya ve giysiler var. Tokyo’nun altını üstüne getirip güzel Dragon Ball ve Son Goku eşyaları bulmadım. En sonunda çareyi online alışverişte buldum. 🙂
19.Ryogoku Kokugikan Sumo Güreşi Salonu & “Suma” Mahallesi
İtiraf edeyim benim güreşvari sporlara hiç merakım olmadı. Sumo güreşçileri hakkında bir iki belgesel izlemişliğim var. Tek aklımda kalan emekli olduklarını saçlarındaki minik topuzu törenle kameralar önünde kestirmeleri, ayrıca kestirirken duygulanıp ağlamaları. İkinci aklımda kalan ise “chankorabe“, o yee!!! Nedir chankorabe? Sumo güreşçisi ziyafeti olarak çevirilebilir. Hem protein, hem karbonhidrat, hem de yağ açısından zengin devasa porsiyonlar ile yenen geleneksel Japon yemekleri. Her güreş okulunun kendi ahçıları ve tarifleri bir ticaret sırrı olan ve bir öğünü 2000 kaloriyi geçebilen yemekleri var!
Sanılanın aksine Sumo maçı çok hızlı bitiyor, yukarıdaki video’ya hızlıca göz atabilirsiniz. Maç ilginizi çekmekse chenkorabe yemek için Sumo mahallesindeki restoranlardan birine oturup fenalık geçirene kadar bol kalorili ve bol lezzetli Japon yemekleri yiyebilirsiniz.
20. Kapsül Otelde Kestirme Deneyimi
Japonya dendiğinde çocukluğumdan beri bana en tuhaf gelen şey kapsül oteller oldu; en çok onları merak ettim. Hatta gitmeden o kadar çok video & deneyim izledim ki ben turistlere kapsül otel turu verecek kıvama geldim. 🙂 Başta Tokyo olmak üzere pek çok şehirde tamamen gece uyumak veya özellikle iş adamlarının seyahatli toplantılar arası 2-3 saat kestirmeleri için merkezi noktalarda bulunan ve verimliliğin doruk noktasında oteller bunlar. Genelde ya tamamen kadın ya da tamamen erkek için oluyorlar, ve kapsüller her zaman tek kişilik. Aklınıza değişik fikirler geldiyse baştan söyleyeyim, imkansız. 🙂
Ben Kabukicho’dakini sadece gezdim ve gözlemlerim şöyle. Hayal ettiğimden çok daha derli toplu, temiz ama klostrofobikti. Ben mesela burda sabahı edemem. Oteldeki kitle aşırı meraklı ve GoPro’lu genç Avrupalı turistler ve aşırı yorgun gözaltı torbaları yanaklarına inmiş kelli felli Japon iş adamı amcalardı. Kalmak için kendinize güvenmiyorsanız, benim gibi kapıdan girip lobide kibarca rica edin; şöyle bir gezmenize izin vereceklerdir. Eh, adamlar aşırı kibar, çok seviyorum Japonları.. anlayamazsınız!
video: only in Japan
Bilgiler için teşekkürler. Hiçbir araştırma yapmadan aldım bileti, havaalanı yolunda bari biraz okuyayım derken buldum yazılarınızı. 3 gün kapsül otelde kalacağım. Avrupalı değilsem de meraklı ve GoPro’lu sayılabilirim. 😉
Tekrar teşekkürler, nice gezilere!