Ömer Hayyam. İranlı astronom, matematikçi, filozof ve en önemlisi şair. İslamın altın çağı sayılan dönemde Nişabur’da doğup Semerkant’ta yaşadığını ve en iyi medreselerde eğitim gördüğünü biliyoruz. Ayrıca dönemin en güçlü veziri Nizamül Mülk ile ve en tehlikeli suikast örgütü (haşhaşiler / assasins) başkanı Hasan Sabbah ile sık sık görüştüğünü tahmin ediyoruz. Bir de astronomi merakı nedeniyle yaşadığı dönemdeki bilim insanlarının yapamadığı yapıp kendi doğum gününü hesapladığını biliyoruz; 18 Mayıs 1048. Tam 83 yıl yaşadığını, kendi tercihi ile çocuk yapmadığını da ve bir defa evlendiğini biliyoruz. Pascal üçgenini aslında Pascal’dan önce bulduğu ve çok hassas bir takvim olan (halkın “Hayyam takvimi” dediği) Celali takvimi bulduğunu da biliyoruz. Hayatı ve dünyamızı anlamak için İslam anlayışı dışına çıkıp sınırsızca düşünüp akıl yürüttüğünü de biliyoruz. Aslında çevrenizde bir soruştursanız herkes rubailerinden en az bir iki satır birşeyler söyleyebilir. Seveni de çok sevmeyeni de. Ben “tapanlar” kategorisindeyim. Zaten sitemin başlığında onun en sevdiğim sözü var “Bu an için mutlu hisset. Bu an senin hayatın”. Hatta bu söz en çok sevdiğim insanın sırtında dövme olarak da duruyor. 🙂 Evet, sizleri daha fazla detaya boğmadan konumuza geliyorum dostlar; İlham Veren Ömer Hayyam Eserleri . Sizleri bilmiyorum ama benim bugünlerde bol bol ilhama ihtiyacım var.
ZAMAN ÜZERİNE ESERLERİ
Niceleri geldi, neler istediler;
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
*
Akıl bu kadehi övdükçe över;
Alnından sevgiyle öptükçe öper;
Zaman ustaysa bu canım nesneyi
Hem yapar hem kırıp bin parça eder.
*
Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömrüden;
Her şafak bir hırsız gibidir
Elinde bir fenerle gelen
AŞK ÜZERİNE ESERLERİ
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?
*
Benim halimden haber sorarsan,
Bir çift sözüm var sana, yürekten:
Sevginle gireceğim toprağa,
Sevginle çıkacağım topraktan.
ŞARAP ÜZERİNE ESERLİ
Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizde.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?
*
Adam olduysan hesap ver kendine:
Getirdiğin ne? Götüreceğin ne?
Şarap içersem ölürüm diyorsun:
İçsen de öleceksin, içmesen de!
*
Haram, acı, kötü derler canım şaraba:
Oysa ne hoş şey, hele de güzel sunarsa;
İçin bakın; hem doğrusunu isterseniz,
Haram dedikleri herşey hoş galiba!
İYİ İNSAN OLMAK ÜZERİNE ESERLERİ
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tesbih, post, seccade güzel;
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
*
Yarım somunun var mı? Ufak da evin?
Kimselerin kulu kölesi değil misin?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak: En hoş dünyası olan sensin.
*
Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma;
Çıkma kendinden dışarı, serseri olma;
Kendi içinde sefer et erenler gibi:
Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma.
ÖLÜM ÜZERİNE ESERLERİ
Varlığın sırları saklı senden, benden;
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.
Bizimki perde arkasından dedikodu:
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.
*
Bir geldi mi derin ölüm uykusu,
Biter bu dünyanın dedikodusu.
Ölenden bir haber bekler insanlar;
Ne söylesin. Bilmez ki ne olduğunu!
*
Dedim: Artık bilgiden yana eksiğim yok;
Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.
Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.