Seyahat ile İlgili 10 Farklı Dilden 10 Harika Kelime

Geçenlerde facebook sayfamda bir mesaj aldım; tur yapsan geliriz valla diyen ve  “çok gezen daha iyi bilirmiş kanaatindeyim” diye biten. Bir yandan çok mutlu ve motive oldum. Bir yandan “acaba en fazla şeyi seyahat ederken mi öğreniyoruz?” diye de sorguladım. Yıllarca okuduğum yazdığım ama konuşamadığım İspanyolcayı, Küba’da baya baya konuşmaya başlamıştım. Kasım ayında, İngiltere’nin fena havasında 5 derece suda, akarsularda 5K “canyoning” yapıp tamamen ıslanıp, şelalelerden atlayıp nezle bile olmamayı başarmıştım. Saçımın ve kaşlarımın doğal rengi ve kalınlığı ile oynamadan doğal olmanın benim için en doğrusu olduğunu Parizyen kadınlardan öğrenmiştim. Okyanusu, balinaları ve köpek balıklarını görünce çok da büyüleyici bir canlı türünün üyesi olmadığımı da Güney Afrika’da farkettim. (evet, keşke balina olsaydım dostlar) Gibi sayısız öğrenme, aydınlanma, korkuları yenme anlarımı hep seyahat ederken yaşadım. O nedenle içimizi ilham doldurup yüzümüze bir gülümseme yerleştirmesi için 10 farklı dilden seyahat ve farklılıkları keşfetme üzerine harika kelimeler & anlamlarını derlerim.

1. Eleutheromania

Dili: Yunanca

Özgürlük için çok yoğun ve karşı konulamaz bir istek, tutku.

Seyahat etmenin bizi özgürleştirdiği bir gerçek. Favori komşumuzun bu güzel “eleutheromania” kelimesi bize daha fazla özgürlük sağlayacak seyahat için çılgınca istek olarak yorumlanabilir.

2. Rasasvada

Dili: Sanskrit (Hint-İran koluna bağlı bir Hint dili)

Tüm düşüncelerin yokluğunda hissedilen sonsuz mutluluk “nirvana”.

Doğası, iklimi, insanı, dili her şeyi farklı çok egzotik bir ülkede hissedilecek türden. 🙂

3. Sehnsucht 

Dili: Almanca

Önlenemez derecede çok özleme, arama, hatta açlık anlamında geliyor.

Bu güzel Almanca kelime: bilinmeyen, yeni yerleri, ülkeleri “evi” olarak benimseyen gezgin ruhlar için de kullanılıyor.

ps:bir de süper gereksiz bir bilgi, bu kelime Rammstein’in albüm adıymış.

4. Selcouth 

Dili: İngilize

Tanıdık olmayan, nadir, tuhaf ancak büyüleyici anlamına geliyor.

Bu kelimeyi duyunca aklıma İskoçya geliyor. 🙂

5. Dérive 

Dili: Fransızca

Tam kelime anlamı “sürüklenmek, akıntıya kapılmak”. Ancak büyülü bir şekilde en doğru yola ulaşmak.

Plansız, spontane gelişen bir yolculuk. Bu yolculukta gezginlere doğası ve mimarisi ile gezdikleri yerin rehberlik etmesi.

En güzel anılan bu insanlarca plansız ama evrence planlı anlarda olmuyor mu zaten? 🙂

6. Livsnjutare 

Dili: İsveççe

Hayatı derin ve dibine kadar yaşan kişi.

Bu kelime benim olmak istediğim insanı özetliyor. Kalp kalp kalp.

7. Saudade

Dili: Portekizce

Hem mutlu hem de hüzünlü bir kelime. Şöyle: bir defa olan ve bir daha olmayacak bir anıya derinlemesine, nostaljik derecede özlem, sevgi beslemek. Böyle bir an yaşandığı için hem kocaman mutluluk, bir daha tekrarlanmayacağı için biraz hüzün.

En büyük çocukluk hayalim olan Çin Seddi’ne gidip, Mutianyu bölümünde saatlerce gezip sonra da saatte 40 km yapan kızakla inince bu duyguyu hissetmiştim. Bir süre peşimi bırakmadı..

8. Toska

Dili: Rusça

Ne istediğini bilmeden özlemek/beklemek, belirsiz bir huzursuzluk, hasret.

9. Vagary

Dili: Latince

Beklenmedik bir durum, amaçsızca dolaşma/seyahat etme, farklı ve tuhaf bir fikir.

Aniden yola dökülün, nereye gideceğinizi bilmeden sadece gitmek için diyor. 🙂

10. Yūgen 

Dili: Japonca

Evren hakkında çok derin bir farkındalık. O kadar derin ki kelimelerle ifade edilemeyen çok mistik duygular uyandırıyor.

Kyoto’da Şinto tapınaklarını gezince insana bu his geliyor ve yerleşiyor.