Bazı insanlar vardır, daha yaşarken tarihe ve yaptıkları iş ile bulundukları seköre büyük bir iz bırakır. Yıllar sonra dönüp eğlence sektörü ve hip-hop tarihi araştırıldığındaysa akla ilk gelecek efsanelerden biri şüphesiz Jay-Z olacak. Süper fan’ı olduğum Jay Z Hakkında Herşey ‘i araştırıp yazmak kaçınılmaz. 🙂
Hatırlayamadığım kadar uzun süredir müziğini severek dinliyorum. En güçlü yanının şarkı sözü yazmak olduğunu düşünüyorum ve hatta en sevdiğim “şair” diyebilirim. Müzik yeteneğinin yanı sıra sıfırdan kurduğu imparatorluk ile de kendini en “girişimci” olarak tanımlayan rakiplerinden bile ışık yılı uzakta.
Jay-Z’yi daha yakından tanımak için fazlasıyla otobiyografik şarkı sözleri üzerinden birlikte geçelim istedim. Şimdi Jay-Z’nin favorisi olan bol kremalı mochanı al, kulaklıklarını tak ve müziğin sesini arttırmaya başla, birazcık, birazcık daha, birazcık daha, evet son ses. J. Jay-Z’yi hakkını vererek dinlemek için yüksek ses şart. 🙂
“Brooklyn Bay where they birth me at.
Now I be everywhere, the nerve of rap.”
– Jay-z, De Ja Vu
4 Aralık 1969’da Shawn Corey Carter ismi ile 4 kardeşin sonuncusu olarak Brooklyn’de dünyaya gözlerini açtı. Doğup büyüdüğü semtine ve buradaki arkadaşlarına, ki şimdi bir çoğu iş ortakları, gerçekten de yürekten bağlı. 45 yaşındaki efsanevi müzisyen ve iş adamının ilham kaynaklarını denkleme döksek %70 Brooklyn, %20 kendi otobiyografisi, %10 saygı duyduğu diğer müzisyenler diyebiliriz.
Çocukluk ve gençlik dönemini geçirdiği Brooklyn, bugün o sevdiğimiz hipster mabedi Brooklyn’den çok farklı. Tüm albümlerinde adı geçen ve büyüdüğü yer olan Marcy Projects’te o zamanlar ana gelir kaynağı uyuşturucu satıcılığı olmakla birlikte, site sakinleri için silah sesi duyduklarında eğilip siper almak günlük aktivitelerden biri.
Çocukluğunda ailesinin plak koleksiyonundan büyülenen Jay-Z’nin, annesine göre yapmayı en sevdiği şey masaya kaşıkla vurarak ritimler yaratmak ve not defterine kimsenin okuyamacağı kadar küçük şarkı sözleri yazmaktır. Hatta 10 yaşındayken annesinin şaşkın bakışları altında, İngilizce sözlüğü baştan sona çalışıp ileride kullanmak üzere birbiri ile uyaklı kelimeler listesi çıkarır.
Jay-Z, henüz 10 yaşında geleceğini şekillendirecek yeteneklerini geliştirirken, ister istemez ben o yaşlarda ne yapmaktaydım diye düşündüm. Muhtemelen Pokemon izleyip çikolata yemekteydim.
“ From standin’ on the corners boppin’
To driving some of the hottest cars New York has ever seen.
For dropping some of the hottest verses rap has ever heard”
– Jay-Z, Hard Knock Life
Rap müzik konusunda süper yetenekli ve fazlasıyla hırsı bir genç olan Jay-Z, 90’ların başında hayallerini kovalamaya başlar. Brooklyn’den tanıdığı Jaz-O’nun videosunda, boynunda Hawaii çiçekleri ile tavandan iple inerken görülen genç müzisyen, kısa bir rap yaparak ilk kez sektörle tanışır. Ardından dönemin ünlü rapçisi Big Daddy Kare’in alt grubu olarak tura çıkar. Ancak tüm yeteneği ve çalışkanlığına karşın plak şirketleri ile bir türlü albüm anlaşması imzalayamaz.
Bu sırada, kardeşinin katilini bulmak için evi terk eden baba Andres Reeves’in dönmeyeceği iyice kesinleşir. Jay-Z de ailesine destek olmak için liseden ayrılarak Marcy Projects’in standard işi olan uyuşturucu satıcılığına yönelir ve kısa sürede marijuanadan kokaine terfi eder. Gençlik dönemi çocukluğuna göre çok daha problemli geçen rapçi, yavaş yavaş şiddet eğilimli bir profile dönüşür. Hatta bir kaç defa uyuşturucu satıcılığından, bir defa da silahla adam yaralamaktan ceza alır.
Neyse ki Jay-Z, her zamanki vizyonerliği ile bu durumdan kurtulmanın da bir yolunu bulur. İstediği koşullarda albüm anlaşması mı yapamıyor? İstediği müziği yapmasına plak şirketleri engel mi oluyor? Öyleyse kendi plak şirketini kuracaktı! Böylece Jay-Z’yi efsane yapan Roc-a-Fella Records, mobilyasız, telefonsuz, parasız ama çok büyük yetenek ve hayaller ile 1998 yılında kuruldu. Sokaklarda geçirdiği karanlık yılları artık “street credibility” olarak şarkılarında yorumladı.
“I’m not a business man. I am the business man!”
– Diamonds From Sierra Leone Remix, ft Kanye West
Roc-a-Fella Records, Amerika’nın en zengin ailerlerinden Rockefeller ismini alıp siyahileştirme fikrine dayanıyor. Daha ilk günden logosuna “we can’t lose” yani “kaybedemeyiz” ibaresini ekleyerek kuracağı imparatorluğun ilk sinyallerini veren Jay-Z, lise mezunu bile olmayan kurucuları, mobilyasız ofisi ve sıfır sermayesi ile şirketin o zamanki iş stratejisi için gülerek, “Gerilla değil, gorilla pazarlama” tanımını yapıyor.
Gorilla pazarlama nedir dersen; arabadan son ses Jay-Z şarkıları çalarken bagajdan CD satma, yer altı rap atışmalarına katılma, kendi bastıkları posterleri illegal olarak şehrin dört bir tarafına asma ve beni en çok güldüren, Jay-Z’nin sahne aldığı gece kulüplerinde seyircilere para atma.
İşleri yoluna koyduktan sonra Jay-Z, In My Life Volume 2: Hard Knock Life adlı albümünü çıkardı. Bu albüm 5.3 milyon adetle kariyerinin en çok satan albümü oldu. Çıkış parçası Hard Knock Life sayesinde artık tüm Amerika Jay-Z’yi tanıyordu. Bu albüm ona ülke genelinde büyük bir tur, para, ün ve Manhattan’da bir daire getirdi.
“My past ain’t my pretty but my lady is, my Mercedes is”
– Jay-Z, On the Run
90’ların sonundan itibaren Jay-Z neredeyse senede bir albüm çıkarmaya başladı. 2-3 milyon kopya bandında yer alan albümleri hep bir numaraya yükseldi. Özellikle Roc-a-Fella plak şirketini Def Jam ile birleştirdiği 2003 yılı Jay-Z’nin hayatında önemli bir yere sahip. Black adlı albümünü çıkararak bunun son olduğunu ve emekli olacağını açıkladı. Tabii ki de emekli olmadı ve 2 yıl sonra Kingdom Come albümünü yayınladı.
Daha da önemlisi, hayatında çok büyük yer kaplayacak Beyonce ile ilişkisi başladı. Sevgili veya eş sıfatından önce “en iyi arkadaş” olmakla övünen ikili, ilk randevularına çıkmadan önce Beyonce’nin isteği üzerine tam 1.5 yıl telefonda konuşup arkadaşlık etti. Bu arkadaşlık, Jay-Z’nin Beyonce’ye aldığı 18 karat ve 5 milyon dolar değerindeki, kraliyet ailelerini dahi kıskandıran tek taş pırlanta yüzükle evliliğe dönüştü. E tabii bir de Beyonce’nin 25. yaş günü için alınan 8 hektarlık bir adadan söz etmek de mümkün.
“The most amazing feeling I feel. Words can’t describe the feeling, for real.
Baby, I paint the sky blue. My greatest creation was you.” (Glory)
Takvimler 7 Ocak, 2012’yi gösterdiğinde Jay-Z’nin hayatındaki en duygusal ve mutlu gündü. Biricik kızı Blue Ivy Carter sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Kızının doğumu onu o kadar etkiledi ki 24 saat bekleyemeden stüdyoya girip Blue için “Glory” şarkısını yazdı. Parçasında Jay-Z, babasını artık affettiğinden, daha önce bir defa düşük yaşayıp ailece çok üzüldüklerinden, bebeğin tamamen Beyonce’ye benzediğinden, hayatının en büyüleyici anısının Blue’nun doğumu olduğundan ve küçük kızı çılgınca şımartacağından bahsediyor.
“I don’t pop molly, I rock Tom Ford.
International bring back the Concorde.
Numbers don’t lie check the scoreboard.”
– Jay-Z, Tom Ford
Peki sıfırdan, hatta eksiden başlayıp kocaman bir imparatorluk yaratan ve 650 milyon, hatta eşiyle birlikte 1.1 milyar dolarlık servetin üzerinde oturan 45 yaşındaki bir adam ne yapar? Kesinlikle sadece kendi standardlarında istediği müziği yapar, şirketlerinin değerini artırır, Brooklyn için yeni iş olanakları yaratacak projelerde çalışır ve hayatın tadını çıkarır. E tabii bir de eğlence sektöründe değişmez denen tabuları yıkmak için kolları sıvar.
2014 sonunda, plak şirketlerini aradan çıkarmak ve dinleyicilere yüksek çözünürlükte ses kalitesi sunmak amacıyla 56 milyon dolara satın aldığı dijital müzik platformu Tidal’ın değeri şimdiden 250 milyon dolara, yani yaklaşık beş katına yükseldi. Bu amaç uğruna Tidal’a destek veren Beyonce, Kanye, Alicia Keys, Madonna, Daft Punk, Rihanna, Chris Martin gibi pek çok müzisyen arkadaşına 3% hisse hediye ederek kişi başı 7.8 milyonluk gelir sağladı.
Ücretsiz üyelik seçeneği bulunmamasına karşın şimdiden 500 bin kullanıcıyı aşan Tidal, 60 milyon aktif ve 15 milyon ücretli kullanıcısı bulunan Spotify ile başa çıkabilecek mi söylemek için erken. Unutmamak lazım ki Jay-Z, albüm anlaşması olmayan yetenekli bir gençten Roc-a-Fella Records’u kurarak bugünkü imparatorluğuna büyüdü. Eldeki şartlar kendisine uymuyorsa oyunun kurallarını değiştirme konusunda bu kadar yetenekli bir vizyoner, kafasını müzik dinleme şeklimize taktıysa kuvvetle muhtemel istediğini alana kadar vazgeçmeyecektir. Önümüzdeki günlerde Beyonce ile Tidal üzerinden görsel bir albüm yayınlayacakları dedikodusu da müzik endistürisindeki kızgın rekabeti daha da alevlendirecek gibi görünüyor.
Efsanevi müziği ve daha da efsanevi şarkı sözleri dışında Jay-Z’nin bana kattığı bir şey daha var. O da asla ama asla vazgeçmemeyi örnek olarak öğretmesi. Benimle aynı dünyada yaşayan Brooklyn’li bir çocuk, benden çok daha azına sahipken yetenek ve azmiyle kendine bir imparatorluk inşa edebiliyorsa, küçük dünyamdaki sorunların beni vazgeçirmesine izin verme hakkım yok.
Kurduğu Records un adı dikkatimi çekti roc a fella bana kalırsa bildiğin dünyayı yöneten ailelerden olan rocafeller le bi bağlantısı var bu da şunu gosterir Jay z Şarkılarında daha çok sübliminal ve rocafeller larin gücünden veya yapabilceklerinden söz eder Jay z yetenekli fakat başkasının kuklası