İlham Veren Kadınlar Serisi – The Urban Melody Ezgi Doğanay ile Tanışın!

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

İlham veren kadınlar serisinin 30. haftasından herkese selamlar & sevgiler. (inanamıyorum ama bu röportaj serisine başlayalı tam 30 hafta olmuş. WOW!) Her hafta gezgin kadınlar ile röportajlara tam gaz devam. Bu haftaki ilham perimiz Ezgi Doğanay. Onu blogu ve sosyal medyadan bildiğimiz adıyla the urban melody Dijital medya işinde kurumsal çalışan, gezgin, blogger, pilates eğitmeni ve bolca ilham veren bir içerik üreticisi kendisi. O zaman çok sevgili Urban Melody Ezgi’nin peşine takılıp haftalık ilham dozumuzu almaya gidiyoruuuz..

S:Seni tanımayanlar için kendinden, seyahat ve keşfetme tutkundan biraz bahsedebilir misin? Bir de pilates trainer’ı olmandan.  🙂 

Ben Ezgi, İstanbulluyum. 9 senedir dijital medya ile uğraşıyorum ve çeşitli ajanslarda çalıştım. Şuan da global bir ajansta çalışıyorum, ayrıca The Urban Melody adında bir blogum var. Burada ağırlıklı seyahat ve pilates üstüne yazıyorum. Ayrıca farklı kişilerin seyahatlerinden de içerikler yayınlıyorum. En eğlenceli bölümlerinden biri ise yaptığım röportajlar 🙂 Güneye Yerleşmek, Yurtdışı Günlükleri, İş Dışında Neler Yapıyorsun? gibi röportaj serilerim var. Kısacası iyi hissetmek üzerine kurulu bir blog diyebilirim.

Seyahat ve keşfetme tutkum herhalde ailemden geliyordur diye düşünüyorum çünkü daha baya küçükken birlikte uzun araba yolculuklarına çıkardık. Sonra birlikte yurt dışı seyahatlerimiz başladı. 15 yaşımdayken ablamla ilk kez yalnız yurt dışına çıktık ve Miami’ye gittik 🙂

Üniversiteye geldiğimde İtalyanca kursundan kazandığım burs ile ilk yalnız yurt dışı seyahatimi yaptım ve yaklaşık bir ay İtalya’da kaldım, harika bir deneyimdi. Sonrasında arkadaşlarımla yaptığım yolculuklar ve Londra maceram başladı. İlki, üniversite yıllarında gittiğim bir yazdı ve Londra’da bir ay kalıp kursa gittim. Farklı ülkelerden insanlarla tanışmak, bambaşka kültürlerle kaynaşmak çok hoşuma gitmişti. Daha sonra master için gittiğimde ise orada çalıştığım dönemle birlikte üç yıl kaldım. Londra’nın kozmopolitliğini hala çok seviyorum.

Şimdi de bulduğumuz her fırsatta eşimle birlikte farklı yerler görmeye çalışıyoruz ve daha bir seyahat bitmeden yenisinin hayalini kurmaya başlıyoruz 🙂

Pilates konusu ise, bel ağrılarım nedeniyle doktorun önerisi ile hayatıma girmişti. Sonrasında pilatesi çok sevdim ve hep devam ettim. Eğitmenlik uzun zamandır istediğim bir şeydi fakat bir türlü vakit bulamıyordum. Sonunda daha fazla ertelemek istemedim ve hem hayatımda ilerisi için bir B planı olması, hem de benzer ağrıları olanlara, postürünü düzeltmek ya da sıkılaşmak isteyenlere yol gösterebilmek için profesyonel eğitimler almaya başladım. Bir süredir normal işim dışında pilates eğitmenliği de yapıyorum.

S:Zamanının ne kadarını seyahate ayırıyorsun? Hayatını planlarken seyahat ne kadar öneme sahip? Kaçıncı sıradadır?

Malum kısıtlı iznimiz olduğu için yıllık izinler ve resmi tatiller dışında çok fazla seyahat edemiyoruz. Sanırım zamanımızın %30’u diyebilirim. Hayatımızı planlarken seyahat oldukça önemli. İşimiz, spor ve seyahatlerimiz olarak 3. sıraya koyabilirim sanırım. Günlük hayatımızı da önümüzdeki seyahatleri düşünerek yaşıyoruz. Bazı şeylerden fedakarlık edip daha fazla seyahat edebilmek için para biriktirmeye etmeye çalışıyoruz.

S:Tüm seyahatlerin içinde seni en çok etkileyen deneyimlerin hangileri oldu? Biraz bahsedebilir misin?

Hmm sanırım Tayland’ta kurtarılmış fillerin kampında geçirdiğimiz gün ilk sıraya yerleşebilir 🙂 Üstüne binilmesi kesinlikle yasak, sadece beslediğiniz ve yıkanmasına yardım ettiğiniz fillerle geçirdiğim bir kaç saat inanılmazdı.

İkincisi Bali’deki sörf deneyimi diyebilirim. Çocukluğumdan beri hep dalga sörfü yapmanın hayalini kurardım. Küçükken Eurosport’taki surf programlarını izleyip keşke Avustralya’da yaşasaydım diyip dururdum 🙂 Sonunda geçtiğimiz bayramda Endonezya Bali adasında ilk dalga sörfü deneyimimi yaşadım, süperdi!

Küba Varedero’da yaptığım katamaran yolculuğu ve adını hatırlamadığım, bembeyaz un gibi kumları olan takvim yaprağı gibi bir adada yediğim dev karidesleri de hiç unutmayacağım 🙂

Son olarak, belki klasik olacak ama yılbaşı dönemi buz gibi Prag’ta kat kat giyinip, elimizde sıcak şarapla tarçın kokulu Prag pazarlarını gezmek çok keyifliydi.

S:Biri sınırsız bütçe ve uçak bileti verse ve sadece 1 yılın var dese.. nereleri gezersin?

Off ne güzel olur! Direkt Güney Amerika’ya giderim. Meksika’dan başlayıp Güney’e ya da belki tam tersi ama tamamını uzuuun uzun gezmek isterim. Sonra da Uzakdoğu…Kuzey Asya ülkelerini çok merak etmiyorum ama tüm Güneydoğu Asya ülkelerini gezip oradan Avustralya ve Yeni Zelanda’ya inmek isterim. Madem bütçem sınırsız o zaman kışın Avrupa’ya gelip Kuzey Işıkları’nı da göreyim 🙂 Gelmişken de İskandinav ülkelerini gezerim, henüz hiç gitmedim çok merak ediyorum 🙂

S: Yaşanırki burda” hissini en derinden hissettiğin şehirler/ülkeler hangileridir? Neden?

Roma: Hem hava güzel hem yemekler hem sokaklar hem insanlar, daha ne olsun?! 🙂

Londra: Her ülkeden insan var, kendini yabancı hissetmiyorsun. Hem dili İngilizce, hem modern, medeni ve çok ilerdeler. Bir de alışık olduğum yer.

Amsterdam: Dümdüz bisiklet yolları, parkları, şirin binaları, tasarım dükkanları…Soğuk ve küçük de olsa hiç sıkılmam yaşarım 🙂

Atina: Bizim modernimiz, yemek ya da hava sıkıntısı da yok, yaşarım:)

Koh Phi Phi: Tayland’ın minicik Koh Phi Phi adasında orada yaşamanın hayalini kurmuştum 🙂

Canggu: Bali’nin Canggu şehri müthiş bir yer. Hem dünyanın her yerinden insanlar, hem müthiş bir doğa, hem surf, yoga, pilates ne istesem var.

Daha çok uzar benim cevaplarım ama Orta Doğu bölgesi hariç her yerde yaşamanın hayalini kurabilirim şu sıralar.

KISA KISA

  • en iyi seyahat arkadaşın kimdir: Eşim Kıvanç
  • yeni bir ülkeye gidince ilk iş ne yaparsın: Süpermarketten eve yiyecek sağlıklı bir şeyler alırım. Açlığa hiç dayanamıyorum 🙂
  • yemeklerini en sevdiğin 3 ülke: İtalya, Yunanistan, Tayland
  • bıkmadan defalarca gidebileceğin 3 ülke: İtalya, İngiltere, ABD (ABD diyorum çünkü daha sadece 1 kez gittim ve görecek çok yer var 🙂 )
  • ruh ikizin şehir/ülke: Canggu, Endonezya

Bİ’ TAKIM FAYDALI LİNKLER

Röportajı okurken, aralara serpiştirdiğim linklere dayanamayıp girmeyenler, sabır gösterenler için tüm gerekli linkleri nazikçe aşağıya bırakayım. =)

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe