Bu sene ikinci defa, son 3 yılda da dördüncü defa olmak üzere Amsterdam’a gideceğim Mayıs ayında. Normalde sürekli aynı yere tatile gitmeyi hiç sevmem ama Amsterdam sanki çocukluğumun geçtiği İzmir, sanki bir dönem iş için yaşadığım Antalya; ikinci evim gibi birşey oldu artık. Hiç haritaya bakmadan, bol bol yürüyerek hiç kaybolmadan gezdiğim, tüm turistik aktivitelerden kaçınıp sadece keyif aldığım şeyleri yaptığım hatta zaman içinde “favori mekanlarım”ın oluştuğu bir şehir oldu.
En sevdiğim bisikletçim var, hamburgercim, omletçim, en köpüklü cappucino mekanım, en sevdiğim cafe, sevdiğim mekanlarda inatla oturduğum masalarım ve kaçınılmaz olarak en sevdiğim barımın da olduğu bir şehir. Sizlere hayatımda en sevdiğim biraları içtiğim (evet Belçika da dahil en iyi bira barı bence Amsterdam’da; ancak en iyi biralar Belçikalı o ayrı konu 🙂 ) Amsterdam Bar Önerisi olarak In de Wildeman‘ı anlatmak istiyorum dostlar.
In de Wildeman
“in to the wildman” – nasıl çevirsem bilemedim “vahşi adama doğru” diyelim 🙂 Amsterdam’ın kalbi sayılan Red Light bölgesine yakın Nieuwezijds bölgesinde yer alıyor. Aslında dışarıdan bakınca çok sakin ve sıradan duruyor. Kim bilebilir ki içeride tam tamına günlük değişen 18 çeşit fıçı, 250 çeşit de şişe bira olacak! Mekanın olduğu yer eskiden bir damıthaneymiş (viski gibi damıtılarak üretilen içkilerin üretim merkezi). Yani buranın kaderi alkol işleri dostlar. 🙂 Bu arada unutmamak gerek Dutch topraklarındayız bira seçeneklerinin büyük bölümü Hollanda, Belçika ve Alman biraları. Bunlar dışında İngiliz stout çeşitleri, az da olsa Amerikan biraları da var. Ben buraya çok defa gittim ve her seferinde draftlardan barmenin önerdikleri ve şişelerden kendi zevkime yakın duranları (brown ale) denedim. Hayatımın bira ruh ikizi olacak Kasteel ile de burası sayesinde tanıştım, en güzel lambic biraları ve tütsülenmiş brown ale’i de burada denedim.
Yemek İşleri
Yemek konusunda ise pek bir beklentiniz olmasın, hatta hiç olmasın derim. Alıştığımız beklentiye girdiğimiz pub yemeklerinden patates kızartması, fish & chips, sosis, soğan halkası vb gibi sıcak yemek çeşitleri yok. Zeytin, soğuk salam, havuç vb gibi soğuk atıştırmalıklar var. Yalnız belirtmeden edemeyeceğim Ege bölgesi ve Yunanistan da dahil hayatımın en güzel yeşil zeytinini inanılmaz ama burda yedim. Tadımlık olarak bir söylemenizi şiddetle öneririm. Son olarak mekan talebe göre küçük ve rezervasyon almıyorlar; zira bir publar. O nedenle biraz erken gidip barı gören masalardan birine kurulup tadını çıkarmanızı öneririm. Ben burayı o kadar seviyorum ki, ilk gidişimde aynı sokaktaki Intell Otel’de kalmam sayesinde bulmuştum. Ama biri bana önerse o kişiye sevgim anında atardı. Umarım sizler de dener benim gibi çok seversiniz. 🙂
Adres: Kolksteeg 31012 PT Amsterdam Tel: 020-638 23 48
Açılış Saatleri: Pazartesi – Perşembe günleri 12:00 ile 1:00 arası
Cuma – Pazar günleri: 12:00 ile 2:00 arası
Amsterdam’a yeniden gitmeden önce bloga kesinlikle tekrar uğrayacağım ???
Yazar
Cok tesekkurler ?? umarim en yakin zamanda gidersiniz ✨
Vizem yetişirse 25 şubatta Amsterdam’a gideceğim. Önerilerini mutlaka dikkate alacağım :)) cok teşekkürler
Yazar
umarım yetişir!! 🙂
ben de nasıl özledim – 15 mart’ta gidiyorum gün saymaya başladım 🙂
bir aksilik olmazsa ilk defa 9-10 martta Amsterdama gideceğim ve önerilerinizi dikkate alacağım 🙂
Merhaba,
Birayla ilgili güzel önerileriniz için teşekkür ederim. Ben de farklı bira türleriyle ilgileniyorum. Birkaç ay sonra Amsterdam’a gidecem. fAkat bir konu kafama takıldı. Oradan farklı bir çok bira şişesi ve bardağıyla dönmeyi planlıyorum. Bunları dolu bir şekilde valizle uçakta aşağı vermek sıkıntı olmuyor mu? Teşekkür ederim
Yazar
bu konuda yıllar içinde uzmanlaştım 🙂 benim bira & bardak taşıma yöntemlerim şöyle;
1)bira şişesinin altından ve üstünden çorap geçirmek
2)bira şişesini bir eldivene oturtup, berenin içine sarmak
3)iki bira şişesini kot pantalonun bacaklarından sokup sarmak
sevgiler,