İlham Veren Kadınlar Serisi – Mimoza Cendey ile Tanışın!

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

İham veren kadınlar serisinin 42. haftasından herkese selamlar & sevgiler. Her hafta ayrı bir bakış açısı ile bize bol bol ilham veren kadınları tanımaya devam. Bu haftaki ilham perimiz Mimoza Cendey. Onu  instagramdan bildiğimiz adıyla mimoza everywhere. Kendisi Barselona’da yaşıyor ve yaşadığı şehri çooook seviyor ve sonuna kadar yaşıyor. O zaman çayımızı kahvemizi alıp köşemize kurulduysak Mimoza’nın peşinden Barselona’ya gidip bol enerjili ve renkli dünyasına ışınlanıyoruz. Haydi başlıyoruuuz. 🙂

S:Seni tanımayanlar için kendinden bahsedebilir misin?

C: Tabii ki! Ben Mimoza Cendey. 26 yaşındayım, İstanbul’da doğup büyüdüm, üniversiteyi İngiltere’nin küçük bir kasabası olan Bournemouth’da okudum, daha sonra da Master eğitimim için İspanya’ya geldim. Küçüklüğümden beri müzikle ilgileniyorum, keman çalarım, şarkı söylerim. Bunların yanı sıra da seyahat etmeye, yemek yemeye, yeni insanlarla tanışmaya ve cebimde farklı yerlerden farklı anılar biriktirmeye bayılırım! Beni tanıyanlara sorarsanız, hep gülerim, hep güldürmeye çalışırım, enerjim yüksektir ve etrafımda da enerjisi yüksek insanları toplamaya çalışırım!

S: Şu anda Barselona’da neler yapmaktasın? Sıradan bir hafta içi ve hafta sonu günün nasıl geçer? Biraz anlatabilir misin?

C:Şu anda Barselona’da bir turizm şirketinde çalışıyorum. Daha yeni başladım, bundan öncesinde Master yapıyordum. Hafta içlerinde sabah güne spor yaparak başlıyorum (aşırı spor meraklısı olduğumdan değil, o kadar çok yiyorum ki dengelemeye çalışıyorum!), güzel bir kahvaltı sonrası işe gidip geliyorum, akşamlarımı ise evde geçiriyorum. Hava güzelse evime hep yürüyerek dönüyorum. Perşembeden itibaren iş çıkışında arkadaşlarımla bir yerde oturup muhabbet etmeyi seviyorum. Hafta sonlarım ise değişiyor. Barselona’da hep güzel etkinlikler ve konserler oluyor. Mutlaka sevdiğim sanatçıları, dj’leri, sergileri yakalamaya çalışıyorum. Eğer hiç programım yoksa bile, çıkıp keyifli keyifli yürümeye bayılıyorum! Üç senedir buradayım ve şehri çok geziyorum ama hala girmediğim güzel sokaklar buluyorum! Hava güzelse ve mevsimden yazsa, plaja gidiyorum ve akşama kadar da eve dönmüyorum! Teraslar çok keyifli oluyor, olabildiğince dışarıda vakit geçirmeye çalışıyorum.

S: Seyahat ederken “iyi ki” dediğin anlara bir kaç örnek yazabilir misin?

C:Hiç gitmediğim bir yerse orası, hep “iyi ki bir bilene sormuşum” diyorum. En güzel tavsiyeleri, en lokal önerileri hep orada yaşayanlar verdiği için, gittiğim destinasyonda illa bir tanıdık, ya da tanıdığın tanıdığını bulmaya çalışıyorum.

Bazı iyi ki’lerim yalnız gezerken “iyi ki yalnız başıma gelmişim, kafama göre gezmek çok keyifli” oluyor, bazen ise “iyi ki yanımda bu kişiyle beraberim, yalnız olsam bu kadar güzel geçmezdi” oluyor. Ama en sevdiğim iyi ki’ler ise, başıma beklemediğim ve o an “hoff yaa hay allah” dediğim bir olay geldiğinde, sonra çok daha güzel bir şeylere yol açtığı zaman oluyor. “Her işte bir hayır vardır” lafına inananların kulübü kurulsa, kulüp başkanı olur, önde bayrak taşırım.

S: Yaşanır ki burada” hissini en derinden hissettiğin şehirler/ülkeler hangileridir? Neden?

C:Bu dediğin cümleyi işte ben tam olarak Barselona’ya ilk kez interrail’de geldiğimde kurmuştum, interrail yaptığım arkadaşım şahittir. Hep söylerim, ben Avrupa’da bir çok yer gezdim, dört sene İngiltere’de okudum, ki oraya da bayılırım, İngiliz’leri, İngiliz kültürünü, şehirlerini her şeyini çok severim ama demek bu “Yaşarım ki ben burada” hissini bana hiç vermemiş ki, üniversiteyi bitirir bitirmez döndüm.

Barselona şehri ise buraya ilk adım attığım an bana “ev” hissini verdi, hala da öyle, hatta artık benim için çok daha fazlası. Burası dışında bana ben burada yaşarım hissini verdiren çok yer yok, ama olsa olsa İtalya olabilir belki. O da çok tehlikeli, çünkü obeziteye adım adım ilerlerdim orda yaşasaydım.

S:İspanya’da mutlaka görün dedin beş yer nerelerdir? Biraz anlatabilir misin?

C:1) Barselona: ama şunu söylemekte fayda var. Barselona, İspanya’nın bir temsili değildir. Barselona, Katalunya bölgesindedir, Katalanca konuşulur, etrafta gördüğünüz çoğu şey Katalanca’dır ve Katalanlarla İspanyollar hakikaten farklıdır. Bu yüzden evet, kesinlikle görülmesi gereken yerlerin başında gelir çünkü sanatıyla, mimarisiyle, kültürüyle, yemekleriyle çok çekicidir, çok hayranlık uyandırır ama bir tek Barselona’yı görüp, İspanya hakkında kanıya varılmamalıdır!

2) Madrid: Bence değeri çok bilinmeyen, “Barselona İstanbul’sa Madrid de Ankara’dır” diye ezilen ama bunu asla hakketmeyen bir şehirdir. Her mahallesi birbirinden farklı, gerçek İspanyol kültürünün tadılabileceği, kozmopolit ama bir o kadar da kendi kişiliğini korumuş çok güzel bir İspanyol şehridir.

3) San Sebastian: Uzun plajı, sörfçüleri ve tabii ki yemekleriyle favorilerimden biridir. Gastronomi anlamında bence bütün diğer şehirlere on basan çok tatlı bir şehirdir. Kyoto’dan sonra metrekare başına en çok Michelin yıldızlı restoran düşen bu şehirde, Michelin’li restorana gitmenize gerek yoktur çünkü nasıl bu kadar lezzetli olduklarını anlamadığınız ekmek üstü lezzetler olan pintxos’lar, bölgenin en meşhur yemeğidir ve çok ucuzdur! Her restoranın meşhur bir pintxosu vardır ve bar bar gezerek hepsinin en güzel pintxoslarını yemek bu işin usulüdür.

4) Sevilla: Endülüs kültürünü yakından tanımak için en güzel şehir bence Sevilla’dır. Günler çok uzundur, insanlar hep dışarıdadır ve sürekli bir sosyalleşme hali söz konusudur. Yazın gece 12’de bile aileler çocuklarıyla parktadır, anneler babalar bir şeyler içerken çocuklar oynaşır.

5) Costa Brava: Türkiye’de çok bilinmeyen bu bölge, Barselona’dan yukarı, Fransa’ya uzanan sahil şerididir. Doğası korunmuştur, yemyeşildir, denizi çok güzeldir ve çok keyifli yürüyüş yolları bulunur. Farklı bir yaz destinasyonu arayanlar için en büyük tavsiyem, Begur köyü ve çevresidir. Bu sırrımı da buradan paylaştım, hadi yine iyisiniz.

S:İspanyol ve Türk kültüründe ortak gördüğün yanlar nelerdir?

C:İkimiz de sonuçta Akdeniz kültürüyüz. Yemeklerimiz zeytinyağlı, ülkelerimiz sıcak, insanlarımız sempatik (yani, çoğumuz =)). Fiziken de, tavır olarak da birbirimize benziyoruz aslında, hatta ben İspanyollardan çok Katalanlarla kendimizi daha çok benzetiyorum. İnsanlar sıcak, komşuluk, yardımseverlik, zor günde yanında olma, bu gibi bizim iyi olduğumuz konularda buradakiler de iyi. Onlar için de aile ve arkadaşlıklar çok önemli. Bu soğuk ülkelerde çok bulunan bir şey değil, bu yüzden bence en çok bu konuda benzemekteyiz. Yemeklerimizin benzerliği ise tartışılmaz zaten.

C: Peki, çok farklı gördüğün yanlar nelerdir?

S:Bu soruyu okuyunca nedense aklıma gelen ilk şey servis sektörü. Türkiye’nin servis sektörü buradakine on basar. Pratiklik, çabukluk, müşteri memnuniyeti… Bunlar bizde çok önemli olan şeylerken, burada normal bir restoranda çoğu zaman garsondan hesap isteseniz, sekiz saat getirmez, dışarıda kuyruk olsa, o adamın umurunda olmaz orda kaç masa döndürmüş, kaç kişi almış…

Öteki taraftan buradaki insanlar bizim ne yazık ki hiç olmadığımız kadar nazik, edepli ve güler yüzlülerdir. Merhaba derken de gülümserler, çarpınca özür dilerken de gülümserler. Bu benim çok dikkat ettiğim bir şeydir ve ne yazık ki bizim İstanbul gibi büyük şehirlerde kaybettiğimiz bir özelliktir.

Kısa Kısa

  • En iyi seyahat arkadaşın kimdir: Yanlış anlaşılmayacaksa kendim. Arkadaşlarım ve ailemle gezmeye bayılsam da, tek başıma yaptığım gezilerin benim için yeri farklıdır, ben hep daha çok ben yapmışlardır.
  • Yeni bir ülkeye gidince ilk iş ne yaparsın: Odamın camından bakarım pencere nereye bakıyor manzara güzel mi diye sonra da gidilecek yerleri bölge bölge ayırıp nerden başlasam diye planlarım. Kapıdan çıkar hedefe doğru yürümeye başlarım, çünkü eğer şehir elverişliyse, en sevdiğim şey yürüyerek gezmektir.
  • Yemeklerini en sevdiğin 3 ülke: İtalya, Türkiye, İspanya.
  • Bıkmadan defalarca gidebileceğin 3 ülke: Yukarıda saydığım favori üçlü.
  • Ruh ikizin şehir/ülke: Kesinlikle Barselona. Net. Yüzde yüz. Yüzde bin beş yüz.

Bi’ Takım Faydalı Linkler

Röportajı okurken, aralara serpiştirdiğim linklere dayanamayıp girmeyenler, sabır gösterenler için tüm gerekli linkleri nazikçe aşağıya bırakayım. =)

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe