Daha İyi Bir Okuyucu Olmak İçin Öneriler Listem

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

Geçen yaz sosyal medyayı tamamen hayatımdan çıkarıp dijital detoks yaptığım bir ay geçirdim. Bu ayda açığa çıkacak zamanlarımı kaliteli değerlendirmek için de MasterClass’a yıllık üyelik hediye etmiştim kendime. İlk iş çok sevdiğim gazeteci – yazar – düşünür Malcolm Gladwell‘in yazı yazma üzerine olan dersine başlamıştım. Gerçekten de insanın bakış açısını genişleten harika bir dersti. 4-5 saate yakın yazı yazma üzerine bildiği her şeyi anlamıştı, ben de sayfalarca not almıştım. Bugün bile o notları arada açıp bakıyorum ve çoğunu harfi harfine hatırlıyorum.

Dersin son bölümlerine yaklaştığım günlerde “Bu epik iyi dersi acaba hangi cümlelerle ve nasıl bir mesajla bitirecek?” diye düşünürken dersin sonunda beni oldukça şaşırtacak cevabımı aldım. Dersi “Okumak, en az yazmak kadar önemlidir. Okuduklarımızı iyice sindirmek için belki de ufak miktarlarda okumayız.” minvainde mesajlar vererek bitirdiğine çok etkilendim. Zaten bol sürprizli yazılar yazmayı seven Malcolm reyize de böyle ilginç ama gerçek bir mesajla bitirmek yakışırdı. Ben de düşünmeden edemedim: Daha iyi bir okuyucu olmak için neler yapmak gerekir? Nasıl daha iyi bir okuyucu oluruz?

Bu düşünceleri ve bu konuda araştırmalarımı kafamın içinde yaklaşık altı ay gezdirip düşündüm. Sonunda çeşitli yazarların önerilerinden, internet araştırmalarımdan ve kişisel deneyimlerimden sizlerle paylaşacağım listemi hazırladım. Hazırsanız başlıyorum…

Çok Bariz Olacak Ama: İyi Bir Okuyucu Olmak İçin Zaman Yaratın

Bana kalırsa iyi bir okuyucu olmanın en önemli ve zorunlu ilk şartı zaman yaratmak ve mümkünse düzenli okumak. Sürdürülebilir şekilde her gün yarım saat, bir saat zaman yaratmak > haftada tek gün kapanıp beş – altı saat okumak. Kendi deneyimimden bu şekilde hem daha fazla kitap okuyabildiğimi hem de okuduklarımı daha iyi anlayıp içselleştirdiğimi biliyorum. Bir de hafızamda kalma süreleri artıyor.

Malcom Gladwell de bir anda yutarcasına her şeyi almayın, ufak dozlarla alın diyor zaten. Düşününce çok mantıklı. Bir kitaba yazar yıllarını, deneyimlerini, tüm eğitimini ve kalbini döküyor. Ve tüm bunları bir kaç yüz sayfaya sığdırıyor genelde. Düzenli ve dikkatli dozlarla tüketmek daha iyi sindirmek için mantıklı.

“Peki, düzenli kitap okumak için nasıl zaman yaratalım?” derseniz 2018 yılı başlarında yazdığım ve kendi üzerimde hala geçerli olan: Kitap Okumak İçin Zaman Yaratma Önerileri yazıma beklerim. Bu yazıdaki denenip & onaylanmış öneriler benim üzerimde o kadar iyi çalıştı ki 2019 yılında 50 adetten fazla kitap bitirdim. Bu konuyu incelemek isteyenleri de 45 adet sevdiğim kitaptan oluşan 2019’da Okuduğum Kitaplar & En Sevdiğim Kitap Önerileri listeme beklerim.

İyi bir okuyucu olmaya giden yolun ilk ve zorunlu adımı düzenli zaman yaratmaktan geçer konusunda mutabıksak gelin birlikte ilerleyelim sonraki maddelere.

Dipnotları ve Referansları Bir CIA Ajanı Gibi Takip Edin

İstisnasız her yazar diğer yazarları ve kitapları takip eder* ve onlara göndermelerde bulunur. Sadece düz yazılarda (non-fiction) değil roman, öykü ve hatta şiirlerde bile bol bol başka eserlere, fikirlere, yazarlara referanslar buluruz. Bazı kitaplarda direkt sayfa altında dipnot olarak belirtilir. Bazılarında kitabın en sonunda referanslar bölümü vardır. Bazılarında ise kitabın yazı metni içerisinde direkt bulunur bu referanslar.

Bir yazarı veya kitabı çok sevdiyseniz dipnotları ve referansları takip edin. Makale, gazete haberi, röportaj, kitap vb kaynakların peşine düşün derim. Çünkü sevdiğiniz o içeriğin fikri nasıl oluştu, yazar dışarıdan gelen bilgileri nasıl değerlendirip sentezliyor anlamak için ideal bir ajanlık egzersizi. Böyle eldeki okuduğunuz kitap olur mu size en az 20 kitap!

*kibarca “takip eder” dedim ama aslında takıntılı şekilde inceler, milyonlarca defa okur. hem onlar gibi hem farklı olmak ister. belki de gerçek hayatta tanıdığı ve sevdiği insanlardan biri kadar önem verir. demek istedim. <3

Sevdiğiniz Yazarları Daha İyi Anlamak İçin Çalışma Ritüellerinin İzini Sürün

JK Rowling cafelerde yazı yazarken 🙂

Tüm kitaplarını okuduğunuz, bazılarından cümleleri – bölümleri ezbere söyleyebileceğiniz, en sevdiğiniz yazarların çalışma – yaşam düzenlerini araştırmak da kafaları nasıl çalışıyor, bu sevdiğim metinleri nasıl yazdılar vb kafanızdaki çılgın sorulara cevaplar konusunda büyük farkındalıklar sağlıyor.

Kimisi memuriyet gibi 8-5 bir ofise gidip çalışıyor. Kimisi sadece sabahları yazıyor. Kimisi dışarıdan gelen şehrin seslerine tahammül edemeyip gece yarısından şafak vaktine kadar yazıyor. Kimisi kırsal bir yere çekilip tüm hayat düzenini maksimum kalitede ve hızda yazmaya adıyor. Kimisi kafelerde defterlere durmadan yazıp daha sonra düzenliyor. Kimisi romanlarında yazacakları diyalogları arkadaşları üzerinde deniyor.. Pek çoğu sigara ve kahve bağımlısı. Alkol ve sakinleştiricileri düzeli kullananlar da çok sayıda. Say say bitmez.

En sevdiğiniz yazarın veya yazarların günlük yaşam ritüellerini öğrenmek ve o çok sevdiğiniz kitapları yazarken onları hayalinizde canlandırmak gerçekten keyifli şeyler. Mesela JK Rowling’in Harry Potter’daki pek çok karakter ismini Edinburgh’daki mezarlıkları gezerek esinlenip bulması detay gibi. Hayata ve çevremize yazar gözüyle bakma bakış açısı kazandıran bir çaba. Hem de benim gibi seyahate meraklıysanız gezecek, keşfedecek yeni rotalar çıkarıyor başınıza.

Son olarak yazarlar başta olmak içere pek çok sanatçı – düşünür – biliminsanının çalışma ritüellerini merak edenlere an itibari ile Storytel’de dinlediğim “Günlük Ritüeller” kitabını öneririm.

Sevdiğiniz Karakterlerin Dünyalarına Misafir Olun

Yazarları yakın markaja almaya ve ritüellerini öğrenmeye ek olarak görece daha kolay olan karakterlerin dünyasına girme önerisi ile karşısınızdayım. Bazen yazarların sadece anlattıkları kadarıyla hayatlarını bilebiliyoruz. Ancak söz konusu karakterler olunca işler hiç de öyle değil. Yaşadıkları dönemi, coğrafyayı, şehirleri, alışkanlıkları, tuhaf özellikleri, kafalarında gezinen tilkileri.. her şeylerini biliyoruz.

Deneyimleyene kadar bilemezsin mottosu ile gezdikleri sokaklarda (eğer mümkünse) gezebilir, en sevdikleri yemekleri kendimize evde hazırlayabilir, kahveyi onlar gibi içebilir, onların uyandıkları saatte uyanabilir, günlük ritüellerini canlandırabilir, daha sayısız şey yapabiliriz. Tabii işi abartıp “ben Sherlock Holmes gibi kokain deneyeceğim!” demeye götürmeyin de! (tabii ki de şaka yapıyorum)

Kitaplara Okuyup Bitirdikten Sonra İyice Anlamak İçin “Yeteri Kadar” Zaman Ayırın

Bu harika öneri hiç beklenmedik bir yerden ünlü Stoacı filozof Senaca’nın yazılarını okurken geldi. Benim kişisel olarak en güçsüz yönüm olduğu için çok etkilendim. Seneca “anlamak için durmayı” savunur ve der ki:

Yaşamın merkezinde denge vardır. İnsanın hayatın balını özümsemesi, değerli şeylerle ruhunu beslemesi gereklidir.

Bir kitap okuduktan sonra durmak, deneyimlenen şeylerden sonra o anlayışla bütünleşmek ve bakmak içimizden geçip gidenlere..

Hayatı hızlı hızlı, zamanla yarışırcasına yaşayanlar için oldukça zor ama geçerli bir öneri. Bir kitabı sakince okumak ve okuduktan sonra hakkında düşünmek. Belki 1-2 paragraf not almak? Zaten öğrenme süreci de böyle işlemiyor mu? Yeni bilgiler ile kendimizi bombardımana tutup hiç düşünmez ve pratik yapmazsak zaten bir süre sonra kayboluyorlar. Senaca, her zaman olduğu gibi gene haklı..

Serbest Çağrışımın ve Merakınınız Peşine Takılın ve Neredeye Götürürlerse Gidin

Büyük bir dikkatle kitap okurken bazen dipnotlar veya referansların ötesinde aklımızda şimşekler çakabilir, düşüncelerimiz daldan dala atlayabilir. Mesela Orhan Veli’nin bir şiirini okurken o seneki politik ortamı, güncel sinema filmlerini, en çok çalan müzikleri merak edebiliriz. O zaman yapılacak en iyi şey serbest çağrışımlara sonuna kadar izin verip peşlerine düşmek.

Google olur, yerel kütüphanede aramak olur, gazete arşivi taramak olur, youtube’un derinliklerine düşmek olur… Konu konuyu açar ve bazen araştırmaya nereden başladığımızı bile unutabiliriz. Ama bir kitabın veya kitaptaki detayın üzerinden araştırma uzayında boğulmak ve minik de olsa yıldızlar bulmak kadar harika çok az şey var.

Şimdi söz sizde.. Daha İyi Bir Okuyucu Olmak İçin Öneriler listem hakkında ne düşünüyorsunuz? Listeden favori maddeniz hangisi? Sizin önerileriniz, eklemek istedikleriniz nelerdir? Mutlaka yoruma bekliyorum.

ps: Beni ve kitap önerilerimi takip etmek için instagram şubeme beklerim! (instagram: zeyneppcans)

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe