İlham Veren Kadınlar Serisi: Veronika Samu ile Tanışın!

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

İlham veren kadınlar serisinin 38. haftasından herkese selamlar & sevgiler. Her hafta ilham veren gezgin kadınlar ile röportajlara tam gaz devam. Bu hafta oldukça ilginç ve tanımaktan keyif alacağınız bir konuğum var: Veronika Samu! Kendisi Budapeşte’de yaşayan ve Türklere rehberlik ve danışmanlık yapan, Türkiye’yi, Atatürk’ü ve Türk kültürünü çok seven bir Macar.

Peki neler yapar, neler düşünür, hayatı nasıldır derseniz röportajı okumaya beklerim. Ülkemizle ilgili ekonomik, politik, insan – hayvan hakları , kadın hakları gibi pek çok alanda belki de iyi hissetmediğimiz bu günlerde bizi ve Türkiye’yi çok seven Veronika çok iyi gelecek. Haydi çayınızı-kahvenizi alın, bu soğuk havalarda sıcak bir köşeye kıvrılın ve Veronika’nın peşine takılıp haftalık ilham dozumuzu almaya katılın… 🙂

S:Seni hiç tanımayanlar için biraz kendini tanıtabilir misin?

Türkiye’ye (ve hayatımda ilk kez yurtdışına) 17 yaşındayken bir tatil için gittim. Bu seyahat hayatıma çok derin iz bıraktı. Türkleri, kültürü, ülkeyi çok sevdim ve kendimi evimde gibi hissettim. Macaristan’a döndüğümde içimde büyük bir özlem, bir yokluk oluşmaya başladı. Hayatım artık eskisi gibi değildi.

C:İsmim Veronika, Macaristan’da Budapeşte’de doğdum. 20 yaşımdan beri turizmde çalışıyorum: ilk dönemde Türkiye’de Macarları gezdirdim, son dört senedir ise kendi ülkemde özellikle Türk misafirlere rehberlik ve danışmanlık yapıyorum.

Açıkçası mesleğimi Türkiye için seçtim: Türkiye’ye gidebilmek, bir şekilde orada yaşayabilmek için rehberlik kursuna yazıldım. En kolay yolun bu olduğunu düşündüm. Son sınavlarım bitmeden Antalya’da rehberlik için iş teklifi aldım. Sınavları bitirir bitirmez elimde taptaze diplomamla, 20 yaşındaki heyecanla ilk uçağa binip Antalya’ya gittim. Hayatımın en güzel dönemi başladı!

S:Budapeşte’de nasıl bir hayatın vardır? Sıradan bir gününü hayalimizde canlandırmamız için anlatabilir misin?

C:Sıradan bir günümde herkes gibi ben de çalışıyorum. İlk günden beri sevdiğim işi yapabildiğim için çok şanslıyım. Serbest çalışıyorum, o yüzden turum olduğu günlerde Budapeşte’ye gelen aileleri, iş adamları veya grupları gezdiriyorum. Macarları anlatıyorum, ortak tarihimizden bahsediyorum, misafirlerin burayı ve Macarları hep hatırlamaları için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

Macar tarihini akıllarda kalacak şekilde anlatıyorum. Misafirler yıllar sonrada beni ve bizi, yani Macarları hatırlasınlar isterim. Türkçem zaten bir tarihçi veya Türk rehberin derin-derin anlatımı kadar güçlü değil, ama en azından Türkçemi hoş buluyorlar, ve benle gezerken arabada kimse uyumaz! 🙂

Turum olmadığı günlerde ise mutlaka Türkçeyle veya Türklerle ilgili bir şeyle uğraşıyorum. Mesela blog yazıyorum, şu anda olduğu gibi! 🙂

S:Türkiye sevgisi ve Türkçe öğrenme durumun nasıl oluştu? Biraz anlatabilir misin?

C:Oh bu çok uzun bir hikaye ! Her şey (tabii ki…) bir aşkla başladı…:) Antalya’daki ilk tatilimde bir yakışıklıyla tanıştım, aşık oldum. Tatil bitti, Macaristan’a döndüm ve çocuk hayatımdan yok oldu. Aşk acımı azaltmak için ‘kendimi Türkiye’ye verdim’! Türkiye ile ilgili ne varsa araştırdım: kitaplar, müzik, programlar, ne olursa… yeter ki Türkiye ile ilgili olsun. Böyle başladı… sonra dedim ki bir iki kelime öğreneyim: Merhaba, Nasılsın, Teşekkür Ederim gibi kelimeleri…Sonra geliştire geliştire bir şekilde Türkçe öğrendim. İnanın, nasıl olduğunu tam hatırlamıyorum. Hatırlamıyorum, çünkü Türkçe öğrenmek bana kolay geldi, içimden geldi. Daha sonra gramerimi geliştirmek için bir kaç aylığına dil kursuna gittim.

Aşk hikayeme dönersek: çocuktan o günden beri haberim yok, bağlantımız tamamen koptu. Çoğu zaman gelen misafirlere hikayemi anlatıyorum. Merak ediyorlar ‘bu kızın Türkiye sevdası nereden geliyor?’ diye. Ve kim bilir, belki çocuk bir gün, bir şekilde bulunur ve hayatıma ne kadar derin iz bıraktığını kendisine anlatabilirim. Gerçekten bir gün onunla karşılaşmak ve teşekkür etmek isterim! 🙂

S:Gözlemlerine göre Macarların ve Türklerin ortak yönleri nelerdir? Çok farklı oldukları konular nelerdir?

C:Macarların ve Türklerin bence bir çok ortak yönleri var. Her ikisi de eğlenmeyi, akşam dışarı çıkmayı, eğlenmeye gittiğinde dans etmeyi çok sever mesela. Bir Macarlarla eğlenmeye gidersen, onu asla unutamazsın! 🙂 Yemek yemeyi de çok severiz, aynı Türkler gibi 🙂 . Bizimkiler de cana yakın, misafirperver insanlardır. 

İyi ki Macarım diyorum. Macar olmaktan gurur duyuyorum! Bazen tarihimizi veya Macarları anlatırken milliyetçi olduğumu düşünüyorlar, ama içimden gelen şey sadece saf bir gurur.

Macarlar ve Türkler arasındaki farklar….hmmm…şimdi aklıma gelen ilk fark sabır-sabırsızlık konusuyla ilgili. Diyelim ki Macaristan’da bir markete gittiniz, kasada ödeme yaparken önünüzde upuzun kuyruk var, ve 3 kasadan sadece biri çalışıyor. Macar sesini çıkarmaz. Durup bekler, bekler ve bekler…Türkiye’de bu durum hayatta olmaz, kesin biri elemanı çağırır. Değil mi? Ama aslında  daha çağırılmadan onlar kendi gelirler… 🙂

Bu sadece markette olan birşey değil, restorana gidin: servis yavaş Türkiye’de hoop hemen biri gelir önüne bir şişe su, bir tabak meze, ekmek vb koyar! Bizimkiler çoğu zaman yavaş çalışıyorlar, her iş yavaş halloluyor. Bu bazen hayatımızı zorlaştırıyor.

Türkler her şeyi hemen yaparlar, hallederler. Bazen imkansız görünen bir şey bile bir bakarsın çözülmüştür! 🙂 Türkler için yok yoktur! Bu özelliğinize bayılıyorum mesela!

S:Sence Budapeşte’ye gelmek için ideal mevsim hangisidir? Bir de kaç gün ayırılmalıdır?

C:Ocak, Şubat ve Mart  ayları dışında her dönemde güzel burası. Budapeşte’de hep bir aktivite, bir program olur. Bu şehir 7/24 yaşıyor. Tam Türklere göre! Baharda ve yazın hava gezmek için ideal ve şehir festivallerle dolu. Burada her şeyin festivalini yaparlar: müzik, şarap, bira, çikolata, çiçek festivali vs. Noel’de de burası ayrı güzel oluyor. Ocak’tan Mart’a kadar baya soğuk oluyor ve şehir biraz renksiz kalıyor, ama soğuğu sevenler gelsin! 🙂

Ayrıca Budapeşte dışında başka gezilecek yerler de var: Estergon, Gödöllő, Zigetvar, Mohac, Pecs, Eger en güzel şehirlerimiz ve çoğunda ortak tarihimizin izleri de bulunmakta.

S:Macaristan’da mutlaka yapın dediğin şeyler nelerdir?

C:“Gulaş çorbayı mutlaka deneyin” gibi jenerik tavsiyeler vermem istemem. Ama Macaristan’dayken mutlaka

  • Bir tarihi pastanede çay, kahve, tatlı keyfi yapın! 
    • Cafe Central, Művész Café, New York Café, Callas
    • tatlı: Esterházy torta, Somlói galuska, Opera szelet
  • Budapeşte’nin gece ışıklandırmasını seyretmek için bir akşamınızı ayırın! (1 saatlik tekne gezisine katılın yada yürüyerek seyredin)
  • 360 Bar’da bir kokteyl veya bir kadeh şarap için!

S:Türkiye’de en sevdiğin yerler nerelerdir ve neden?

C:Türkiye’de en sevdiğim şehirlerden biri Antalya. Sanırım hatıralarım olduğu için özel. Türkiye’nin her bölgesini henüz gezemedim ( bir sonraki hedef: Karadeniz), ama eminim ki çoğu sehirinden tanıdıklarım vardır: Elazığ, Adana, İzmir, Hatay… Türkiye’nin her bölgesi, ve her bölgenin insanları, kültürü ayrı güzel ve bir gün çoğunu görmek isterim…

 Türkiye’de en sevdiğim şeyler:

  • deniz: bizim burada deniz olmadığı icin denizi görmek her seferinde büyük bir deneyim!
  • gece çorbacıya gitmek: harika bir şey! Hayatımda ilk defa gittiğimde biraz tuhaf geldi bana, ‘gecenin bu saatinde kim çorba içiyor’ diye düşündüm ama sonra alıştım. Çok hoşuma gidiyor! 🙂
  • Türklerin misafirperverliği ve akrabalar ile komşu/ yakın oturmayı tercih etmeleri.
  • Atatürk ve Türklerin ona bu kadar önem ve saygı göstermeleri! Gerçekten çok özel bir şey oldugunu düsünüyorum.
View this post on Instagram

🙏🏻❤️🇹🇯🇹🇷😔

A post shared by Veronika Samu (@veronikarehber) on

Kısa Kısa:

  • Yeni bir şehre varınca ilk iş ne yaparsın: yöresel yemekleri denerim
  • Seyahatlerinde her zaman yanında olan 3 şey: rahat ayakkabı, telefonum ve bir kitap
  • Yemeklerini en sevdiğin 3 ülke:Türkiye, İtalya, Macaristan
  • Bıkmadan defalarca gidebileceğin 3 ülke: Türkiye, Belçika, Hollanda
  • Ruh ikizin şehir/ülke: İzmir

Bi’ Takım Faydalı Linkler:

Röportajı okurken, aralara serpiştirdiğim linklere dayanamayıp girmeyenler, sabır gösterenler için tüm gerekli linkleri nazikçe aşağıya bırakayım. =)

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe