İLHAM VEREN KADINLAR SERİSİ – Elif Tanverdi

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

İlham veren kadınlar serisinin 9. haftasından herkese selamlar & sevgiler! Bu haftaki ilham perimiz: Elif Tanverdi nam-ı diğer çizenbayan. Mimarlık okuduktan sonra blog yazan, dünyayı gezen, türlü şehirlerde yaşayan, yogini, festival sever ve DJlik yapan Elif’i tanımayan ve ondan ilham almayan yoktur. Özellikle son bir yıldır “göçebe” olarak evi olmadan dünyayı gezerek yaşamasını takip etmek ve başka hayatlar mümkün diye düşünmek çok keyifliydi. An itibari ile Montreal’de yaşayan Elif’e seyahat ve farklı deneyimler üzerine sorular sordum. Yeni haftaya girmeden içimizi ilhamla doldurmak için başlıyoruuuz… =)

S:Her zaman bir tutkunun (yoga, festivaller, DJlik) peşinden seyahat ediyorsun ve sanki sürekli yoldasın. Hiç kendini iyi anlamda “ben burada napıyorum?” derken, hayallerinin ötesinde harika olayların içinde buldun mu? 

C:Hayal kurmak şahane bir şey. Hayalleri plana çevirmek, harekete geçmek, gerçekleştirmek için birşeyler yapmak da şahane. Ama hayalleri takıntılara dönüştürmemek gerektiğine inanıyorum. Çok çalışmak ama katı olmamak. Su gibi akışkan olduğunuzda, takıntıyla değil kalbinizin sesini dinleyerek hareket ettiğinizde, arada durup kendi içinizde değerlendirmeler yaptığınızda hayatın bazen hayallerinizin ötesinde sürprizleri olabiliyor sizin için =)

S:Seyahatlerinde (veya son 1 yılda nomad olarak yaşarken) ne tür aydınlanmalar yaşadın? Hayata dair neleri “farkettin”?

C:Hep bir ‘şey’lere para harcadığımızı, etrafımızı hayatımızı eşyalarla doldurduğumuzu farkettim. Eşyaların, sahip olunan şeylerin hem kaybetme korkusunu tetiklediğini hem de bizi bağladığını gördüm. Evim olmadığı için pek alışveriş yapmadım ve aslında ne kadar şeye ‘ihtiyacım olmadığını’ gördüm.

S: Location free çalışan biri için hem çalışıp hep seyahat ettiğin bir düzen nasıldır? Sıradan bir gününü anlatabilir misin?

C:Tabii ki çok farklı. Daha uygun zamanlarda daha ucuza seyahat edebiliyorum. Kalabalıklardan kaçabiliyorum. Çoğu şehirde sabah çıkarım bir kafeye oturur kahvemi alır, oradan çalışırım. Öğlen yoga, akşamüstü gezinti gibi molalar veririm. Aslında Türkiye’de ne yapıyorsam yurtdışunda da onu yapıyorum. =) Mekan ve yüzler değiştiği için daha yaratıcı olduğumu düşünüyorum.

S:Dünyada kendini en çok “evde” hissettiğin şehirler hangileridir? 

C:Çok sık gittiğim şehirler olan Berlin, New York ve Montreal. Bir de kısa süre de olsa yaşadığım Barselona ve Santiago de Chile.

S:İşin gereği bolca geziyosun. Ancak arada kendi hayalin, mutlaka gitmek istediğin ülkeler de oluyordur. Önümüzdeki dönem için bu tarz gitmek istediğin yerler nerelerdir? 

C:Olmaz mı oluyor tabii. Bi iş çıksa da gitsem diye beklediğim de oluyor. Hala gitmediğim ve görmek istediğim yerler: Portekiz, Fas, Mısır, Ürdün, Japonya, Avustralya, Endonezya.

KISA KISA: 

  • en iyi seyahat arkadaşın kimdir:  çok anti sosyal bi cevap olacak ama akıllı telefon
  • yemeklerini en sevdiğin 3 ülke: türkiye, meksika, tayland
  • bıkmadan defalarca gidebileceğin 3 ülke: meksika, almanya, şili
  • ruh ikizin şehir/ülke: montreal, kanada

Bİ’ TAKIM FAYDALI LİNKLER 

Röportajı okurken, aralara serpiştirdiğim linklere dayanamayıp girmeyenler, sabır gösterenler için tüm gerekli linkleri nazikçe aşağıya bırakayım. =)

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe