İLHAM VEREN KADINLAR SERİSİ – BENNU GEREDE

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

İlham veren kadınlar serisinin 26. haftasından herkese selamlar & sevgiler. Her hafta bolca ilham veren, farklı hayatlar mümkün dedirten gezgin kadınlar ile röportajlara tam gaz devam. Bu haftaki ilham perimiz Bennu Gerede. Onu fotoğrafçı, oyuncu, dört çocuk annesi, özgür ruh, sanatçı, pilates eğitmeni vb vb bir çok sıfatla zaten tanıyoruz. Yakın zamanda da Bali’ye yerleşip bir süre yaşadı. An itibari ile İstanbul’da ama sanki Los Angeles yolcusu gibi.. O zaman Bennu’nun peşine takılıp haftalık ilham dozumuzu alıyoruz bu hafta…

ps:hemen hemen her hafta sorduğum “sınırsız bütçen ve bir senen olsa ne yaparsın?” sorusuna en sevgi dolu cevabı verdiği için ben çok etkilendim. söylemeden edemedim. 🙂

S:Her zaman bir tutkunun (fotoğraf, doğa, refleksoloji vb) peşinden seyahat ediyorsun ve sanki sürekli yoldasın. Hiç kendini iyi anlamla “ben burada napıyorum?” derken, hayallerinin ötesinde harika olayların içinde buldun mu?

C:Evet, çok doğru anlamışsın! Tutku beni yönlendiren en önemli hislerden biri. Tutkusuz yaşayamayacağımı düşünüyorum. Aslında iç güdü (“intuition”) de çok önemli bir faktör oynuyor hayatımda ve maalesef zaman ile insanlar içlerindeki sesi dinlememeye başlıyor. Asla ben burada ne yapıyorum demedim, tam tersine gittiğim ülkelerin çoğu beni çağırmıştır. Mesela en son Bali. Benim için Bali muhteşem bir kadın! Ve bizi ailecek kabul etti ve sevdi. Enteresan bir durum, Peru da da aynı şey olmuştu, her dört sene de bir Amazonlardan “Mother” (anne) dediğimiz bir ruh (spirit) beni çağırıyor. Dolayısıyla hiç bir zaman ne yapıyordum bu ülkede demedim!

S:Seyahatlerinde ne tür aydınlanmalar yaşadın? Hayata dair neleri “farkettin”?

C:Peru’da en karanlıklara kadar inip aydınlığa çıkabildim ya! Helal olsun bana dedim! Ayahuasca yaptıktan sonra hayatımın dönüm noktalarını yaşadım. İnanılmaz bir güç geliyor insana. Bütün korkuların ile yüzleşiyorsun ve hayatını değiştiriyorsun. Şimdi ise Los Angeles çağırıyor beni!

S:”Los Angeles beni çağırıyor” dedin. Bu işaretleri, evrenin seslerini nasıl farkediyorsun? Biraz bahsedebilir misin?

C:Amerika hikayem bitmedi. New York’da doğmadım ama 6 aylıkken gittik dolayısıyla İngilizce ilk dilim ve Amerika ilk gerçekten tanıdığım ülke. Halen ‘evde’ hissettiğim bir yer. 16 senem geçti orada. Bence bir çocuk ve ergen için hayatın en önemli seneleri.

Evet evrenden sürekli mesajlar geliyor bana. Ama aslında Evren dediğimiz bizim yaşlandıkça kayıp ettiğimiz ve toplumun sakın güvenme dediği iç güdümüz. Bir his oluşuyor, bir duygu, senin kontrolun dışında ve senden çok daha fazla güçlü ve eğer ki kendine güveniyorsan onu dinliyorsun ve o sesin peşinden gidiyorsun.

S:Anne olmakla seyahat etmek, yolculuk arasında benzerlikler var mıdır? Biraz anlatabilir misin?

C:Kesinlikle var. Her bir çocuk, yeni bir hayat, yeni bir keşif, yeni bir challenge (meydan okuma). Nasıl her bir ülke de doğum gibiyse.. Yeni bir hayat kurup hem kendini keşif ediyorsun hem de dokuyu.

S:Dünyada kendini en çok “evde” hissettiğin yerler hangileridir? Neden?

C:Muhtemelen Amerika çünkü bütün bebekliğim ve gençliğim orada geçti. Ama Bali’de de gerçekten bir yerel olmuştum, hemen adapte oldum ve çok sevdim, çok büyülü bir yer. Ve Bali ile olan hikayem henüz bitmedi!

S:Bali’ye seyahat edeceklere nereleri gezmelerini, neleri deneyimlemelerini önerirsin?

C:Ben Canggu ve Ubudcuyum. Maalesef çok vakit geçiremedim ve Ubud  içimde kaldı, ama en kısa zamanda geri dönüp yaşayacağım bir bölge o kesin! Ben mesela partilemek için kesin Baliyi düşünmem her ne kadar çok güzel kulüpler ve barlar olsa da. Hele güneş batımları Pina Colada eşliğinde muhteşem ötesi! Ben şahsen arınmaya ve derinlere ulaşmak için giderdim, ve tek başıma. Ama tabii herkesin istekleri farklı. Önericeğim çok şeyler var ama hepsi insana göre değişiyor. Veganlar için bir cennet, sörfçüler içinde, yoga ve spor muazzam ama en çok beni büyüleyen Balili insanların yardım severliliği, iyi niyeti, ve gülüşü.

S:Henüz görmediğin ve dünyada en çok merak ettiğin yerler nerelerdir? Ve neden?

C:Alaska’yı çok merak ediyorum. Eskimoların hayatını.. Çok acayip çünkü normalde soğuktan nefret ederim. Tek sevdiğim şömine karşısında romantik bir şekilde şarap içmek ya da snow board yapmak. 🙂 O ülke beni garip bir şekilde çağırıyor. Ayrıca Yeni Zelanda, Meksika, Japonya… Aslında bütün dünyayı gezmek isterim ve inşallah öyle bir fırsatım olur.

View this post on Instagram

#balinese #ceremony

A post shared by the phoenix (@bennugerede) on

S:Birileri sana sınırsız bütçe ve sadece bir yıl süre verse… nereleri gezeler? neler yapasın?

C:Bütün dünyayı gezmeye çalışırım, gittiğim yerlerde faydalı olmaya, param ile muhtaç insanlara yardım etmeye, aynı zamanda eğer zamanım kalırsa kendimi geliştirmek için kendime yatırım yapardım! Kesin bir iz bırakırdım:)

KISA KISA

  • en iyi seyahat arkadaşın kimdir: Çocuklarım
  • yeni bir ülkeye gidince ilk iş ne yaparsın: En iyi vegan lokantaları keşif ederim, ve tabii ki barları. 🙂
  • yemeklerini en sevdiğin 3 ülke: Bali’nin vegan çeşitleri (Endonezya), Türkiye – özellikle Alaçatı’nın mezeleri, Hindistanın körileri.
  • bıkmadan defalarca gidebileceğin 3 ülke: Bali, İzlanda, Amerika
  • ruh ikizin şehir/ülke: Los Angeles
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe