Hemen Şimdi Beyrut’a Gitmek İçin 5 Sebep

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

Daha önceki “Cape Town’a Aşık Olmak için Nedenler” yazısından tanıdığımız konuk yazarımız Cihan Ersoy yeniden bizlerle. (çok ciddi bir cümle kurdum sanki. ??) Bu sefer sevgili Cihan, bizleri Hemen Şimdi Beyrut’a Gitme konusunda ikna edecek. Beni çoktan etti bile. Okuyun ve fotolara bir göz atın. Bence sizleri de ikna edecek. Genç yaşında (benden 3 yaş küçük olduğunu tahmin ediyorum; o yüzden yaşını yazmak istemem ??) 36 ülke gezen ve her daim seyahatteymiş izlenimi veren Cihan’ı (nam-ı değer “devri_cihan”) stalk’lamak için instagramına buradan ulaşabilirsiniz. (gezmeyi sevenler eklesin ?) Daha fazla şımarmadan, yazıyı ve fotoları Cihan’a bırakıyorum.. Başlıyoruz..

1960lı yıllarda Ortadoğu’nun Paris’i olarak bilinen ama 1975-90 yılları arasındaki kanlı iç savaşla rengin yerini hüzünün aldığı Lübnan’ın başkenti Beyrut son zamanlarda tekrar yükselişte. Dört gece kaldığım ama dönerken “Abi burada en az 1 yıl falan kalmak lazım ya.” dediğim Beyrut’a hemen bugün bilet almak için 5 sebep:

HER ŞEYDEN ÖNCE YEMEK!

Humus ve falafele bayılan biri olarak ilk sıraya başka bir şey koyamazdım sanırım! Ortadoğu mutfağının yanına biraz da Akdeniz harmanı, ohh misss. 🙂 Her gün en az iki  öğün humus yedim. Midemde kalan yeri ise falafel, sayısız meze, şavurma (Arap mutfağına özgü bir kebap türü), kebap, arak (pirinç ve şekerkamışı özününün mayalanması ve damıtılmasıyla elde edilen bir tür rakı) ve almaza (yerel Lübnan birası) ile doldurdum.

İki adet önerim var: La Chef orjinal ev yemekleri için güzel bir adres. Vedat Milor Abimizin selamını söyleyin mutlaka. Diğeri ise Byblos’taki Feniqia, başlangıcından tatlısına kadar 100% bir Lübnan mutfağı deneyimi!

Ha bu arada Beyrut’a gittiğimde henüz Antep’e taşınmamıştım. Şirketim sağolsun yemek hasretime son verdi 😀

KARNIMIZ DOYUNCA KÜLTÜR

Beyrut için en güzel tarfilerden biri “kültürlerin erime noktası” bence. Nüfus yarı Hırıstiyan yarı Müslaman biraz da Dürzi’ler var. Etnik köken ise Arap ve Ermeni. Hal böyle olunca şehirde yemekten, mimariye, müzikten, modaya kadar inanılmaz bir zenginlik var. Zaitunay Bay’de jet sosyetenin içeriside, Corniche’te İzmir Kordon’da, Byblos’ta Antik Roma döneminde, Downtown’da Paris Şanselize’de  hissederken Hamra’nın ara sokaklarınına karıştığınızda ise iç savaşın ne demek olduğunu ve Ortadoğu’da yaşamanın bedelini çok iyi anlayacaksınız.

O yüzden Beyrut’ta mutlaka yürüyerek kaybolun. Boşuna dememişler Ortadoğu’nun Paris’i diye, Ortadoğu’da gibisiniz ama değilsiniz. 🙂

EN KÖKLÜSÜNDEN TARİH

Tarihi M.Ö 7000lere dayanan ve Fenikelilerin en önemli liman kenti olan Byblos harfin icat edildiği yer! Aynı zamanda İncil ilk defa burada okunduğu için “Bible” adını alıyor. Ama beni daha çok etkileyen ise yakın tarihi oluyor. Couchsurfing’ten tanıştığımız hostumuz Lübnan’ın ünlü Heavy Metal grubu solisti Bassem ülke tarihini çok iyi biliyor ve psikoloji doktoralı yorumları ile adete bizi aydınlatıyor.

Bir akşam da bir çoğu aslında yurt dışında yaşayan ama şans eseri o günlerde Beyrut’ta olan ailesinin yanına gidiyoruz ve o eski şaşalı Beyrut’u dinliyoruz. 15 senelik iç savaş, kaybolan 150bin can, terkedilen evler, aileler, değişen hayatlar… Bu hikayeleri birinci ağızdan dinlemek…

SABAHLARA KADAR GECE HAYATI

Bu şehir gerçekten uyumuyor!! Çarşamba gece geldiğimiz şehirde her sabah 5’e kadar dışarıda olabileceğimiz bir etkinlik mevcuttu. Evet bir Berlin değil ama çıkış hikayesi benzer. 75’te renkli hayat biter ve 15 yıl süren iç savaş başlar ama insanlar için sosyalleşmek ve eğlenmek hala bir ihtiyaçtır. Sonuç underground! Eski bir bomba sığınağı olan ve sabaha karşı tavanının açılması ile sizi gökyüzüne roketleyen BO18 ve sahildeki eski devasa bir fabrikadan bozma The Grand Factory benim deneyimleyebildiklerim. Armenian Street ve civarı Karaköy tadında ve geceye başlamak için oldukça ideal.

Redbull’un Beyrut gece hayatı hakkındaki 4.5 dakikalık videosy bilet almanızı daha da kolaylaştıracaktır 🙂 Şu linkten direkt tüm video’yu eksiksiz izleyebilirsiniz.

ÇÜNKÜ VİZE YOK!

Seyahat ettiğim 36 ülkenin tam yarısı vizesiz yerler. Hem dertsiz tasasız evrak işleri düşünmeden bilet alabiliyorum hem de vize parası ödemiyorum. O yüzden yönümüzü biraz doğuya çeviriyoruz! 😉

Şimdi söz sizde. Beyrut’a önceden gittiniz mi? Gittiyseniz ne düşünüyorsunuz? Cihan bu kadar sevmekte haklı mıdır? Peki gitmeyenler; bu yazıyı okuduktan sonra bilet bakmaya başladılar mı? Mutlaka yorum yapın! 🙂

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe