BARSELONA TADIM MENÜSÜ – LA FORQUILLA

0
shares
Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+
Bu Nedir?

Çevremdeki hemen hemen herkes Barselona’da benden çok önce ve defalarca gitti ve engin bilgilere sahip. O nedenle sizleri Barselona’da yapılacaklar listesi ile sıkmaya niyetim yok dostlar. Sizlere aşırı beğendim La Forquilla Restoranın Barselona tadım menüsü deneyimimi anlatacağım, bol görsel eşiliğinde.

2014 yılında havaların hala yazdan kalma durumda olduğu Ekim ayının sonunda Cadılar Bayramını da içine alacak şekilde bir haftalığına Barselona’ya gitmiştim. Giderken İstanbul’da hava fırtına kıyamet şeklindeydi, uçaktan indiğimde 30 derece ve güneşli bir şekilde karşıladı Barselona beni. İlk anda bu şehri çok seveceğimi hissettim; üniversite yıllarımdan beni kullanmadığım İspanyolcamı bol bol zorlayarak kullanacaktım, günde 10-15 km yürüyecektim, efsanevi mimar

Gaudi’nin hayal gücüne gözlerimle tanıklık edecektim, bol bol köpüklü şarap “cava” içecektim, kahveleri güzeldi, yemekleri ve “tapas” denen mezeleri efsanevi güzeldi ve kendimi tanımadığım insanların evinin mutfağında bulacak kadar sarhoş olacağım çılgın bir Cadılar Bayramı geçirecektim. Ancak en başından söylemem gerek; benim Latin ırkının yaşadığı ülkelere sevgim doruklarda, objektif olamıyorum. 🙂 (bkz:geçen ay ilk İspanyolca dövmemi yaptırarak da kalıcı hale getirdim bu sevgimi)

O nedenle size Barselona’yı uzun uzun anlatmak yerine bu güzel şehre yolunuz düşerse bir akşam yemeği için “mutlaka deneyimleyin” dediğim gurme restoran La Forquilla‘nın tadım menüsü ve harika şefi Vidal’den bahsetmek istiyorum.

Menü & Malzemeler

İşini tutku ile severek yapan insanların ürettikleri gerçekten çok güzel ve farklı oluyor, iz bırakıyor. Vidal de işine aşık şanslı insanlardan. Her sabah 5 civarı balık pazarına gidiyor ve mevsimine uygun balıkları alıyor. Aynı şekilde tüm et, tavuk, sebze ve meyvelerde organik ve %100 yerel olanları kullanıyor. Tüm malzemeler günü gününe üretilen ve organik olduğu için kafanızda sabit bir hayalle gitmemenizi öneririm. Zira menü de sık sık malzemelere ve mevsime göre değişiyor. Zaten buranın bu kadar harika olması da bu yüzden bence.

Ulaşım & Rezervasyon

La Forquilla (Türkçe “çatal” demek) restoran aslında turistik alanlardan ve şehir merkezinden biraz uzak. İlla yürüyeceğim derseniz merkezden bir saati rahat geçebilir, ben metroya binip (Barselona metrosu harikadır) buraya en yakın durak olan Poble Nou‘da inip 5 dakika yürüyerek ulaştım. Bir de önemli not mekanda tam olarak 5-6 masa var rezervasyon yaptırmak şart; şu linke tıklayarak online rezervasyon yaptırabilirsiniz. Ben böyle yerimi ayırtıp bir de aramıştım Türk aklımla adamcağızı :), online yaptırdın aramana gerek yok diye şaşırmıştı o da, olsun garantiledim.

Burada iki tür tadım menüsü oluyor. Birincisi 10 farklı taddan oluşan geniş menü (fiyatı 55 euro).Bu geniş menüde, 2 adet giriş tabağı, 6 adet ana yemek, 2 adet de tatlı bulunuyor. Porsiyonlar tadım menüsü standardlarında olması gerektiği gibi aşırı küçük değiller ama! Ben mesela 6.dan sonra sadece tadına bakıp bırakır hale gelmiştim. 🙂 Vidalciğim acımıyor, Latin usulü bol bol koyuyor yemekleri. Bu menüyü seçecekseniz herşeyi bitirerek ilerlemeyin, tatlıya yer kalmaz benden uyarması. İkincisi 5 farklı taddan (30 euro) oluşan mini-tadım menüsü, daha kompakt halde; 1 giriş, 3 ana yemek, 1 tatlı şeklinde. Her iki menüye de içecekler dahil değil. Ancak bir bardak şarabın 3 euro’dan başladığı ortamda içecek fiyatları benim gibi İstanbulluya aşırı uygun geldi.

Barselona’ya yolunuz düşerse ve “tadım menüsü” kavramından hoşlanıyorsanız veya sadece yerel, organik ve taze malzemelerde uzun uzun tören tadında bir yemek deneyimi yaşamak isterseniz mutlaka gidin. Sadece bir yardımcı ile çalışan ve tüm malzemeleri kendi seçip harikalar yaratan bu şefin başarısına birinci elden şahit olun. Vaktiniz ve bütçeniz uygunsa ilk menüyü seçin. Harika lezzetlere ek olarak Vidal kendisi servis edip uzun uzun anlatıyor; malzemeleri nereden aldı, bu yemek hangi yöreye uygun, ne tür şarapla içilmeli. Yemekleri servis ederken onlara bebekleri gibi bakıyor, adamın gözlerinin içi parlıyor! 🙂

Zira buranın Michelin yıldızı alıp Avrupa’daki bir çok benzerleri gibi 55 euro’luk menüyü 200’lere zıplatması yakın olabilir. Henüz değişmeden Cava köpüğü ile kaplanmış istiridyelerinizi afiyetle yemeniz dileğiyle.

Facebook Paylaş
Twitter Paylaş
Google+ Paylaş
LinkedIn Paylaş
Pinterest Paylaş
StumbleUpon Paylaş
+

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bumerang - Yazarkafe